Yıllar önce polis bir uyuşturucu kaçakçısını yakalamıştı. Yakalandığı kamyonetin üzerinde Allah yazıları var, ifadesinde de, yakalanmasa bunun son işi olduğunu, sonra hacca gideceğini ve ibadet edeceğini söylüyor.
Maalesef birçok insan, içkiyi haram, fuhuşu kendine mübah sayıyor veya tersini söylüyor.
Namaz kılmak için camiye giderken arabasını engelli park yerine park edip gidiyor. Bu yaptığı yanlışla din arasında irtibat kuramıyor.
Elektriği kaçak kullanıyor, işçisinin primini yatırmıyor ya da tam yatırmıyor, namaz kılıyor. Bununla din arasında irtibat kuramıyor
Dinen yasak olan birçok davranışı kendine haram sayıp, haram yoldan kazandığı parayı helal sayıyor
Yukardan aşağıya baktığımızda bunun gibi sayısız örnekle karşılaşmamız mümkün.
Yine son bir iki gün içinde yaşadığımız bir olay var. 26 suç dosyası bulunan bir serseri, gencecik, ömrünün baharında bir kadın polisimizi şehit etti. Sonra basından öğreniyoruz ki, işlediği her suçtan sonra ifadesi alınmış serbest bırakılmış. Hiç ceza çekmemiş yani. Buradan bir önemli nokta daha ortaya çıkıyor, suçlar cezasız kalmamalı. Ceza müessesi çalışmayınca bunlar vatandaşa kötü örnek oluyor.
Burada iş, başta devletimize, kurumları Diyanet’e ve Mili Eğitim’e ve toplum olarak hepimize düşüyor.
Aslında bu konuda hepimiz sorumluyuz. Toplum olarak hepimiz elimizden geleni yapmak zorundayız.
Özellikle gençlerimize sahip çıkmak onları iyi yetiştirmek her yönden donanımlı hale getirmeliyiz.
Artık camilerde hocaların kadınların başörtüsünü bırakıp; toplumsal konulara girmeleri lazım. Hepimiz biliriz ki, başörtüsü abdest namaz bunlar ferdi konulardır
Yalan, hırsızlık ahlaksızlık liyakatsizlik v b gibi konular toplumsal konulardır. Camilerde bunlar konuşulmalı. Toplum aydınlatılmalı özellikle gençlik bilgilendirilmeli
Hukuki olan ahlaki olan vicdani olan bir konu aynı zamanda dinidir. Tersinden okursak dini olan bir konu aynı zamanda hukukidir hem ahlakidir hem vicdanidir.
Çocuklarımıza, önce ailede sonra okullarda, din ahlak vicdan hukuk terimleri arasındaki irtibatı çok iyi anlatmalı bu kavramların içlerini doldurmalıyız.
İslam dinine baktığımızda, din ile güzel ahlak arasında güçlü bir bağ kurduğunu görürüz. Hatta ayet ve hadislere bakıldığında, ibadetlerin en önemli maksatlarından birinin de insanları güzel ahlaka ulaştırmak olduğu anlaşılıyor. Yani kişi ibadetlerini yerine getiriyor ama ahlakını güzelleştiremiyorsa dinin amacına ulaşamıyor, gerçek manada dindar olamıyor demektir.
Nitekim Peygamberimiz ‘ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim’ demiştir.
Maalesef toplumumuzda müthiş bir çözülme var. Ülkemizin geleceği için bu konunun ciddi olarak ele alınması ve gerekli tedbirlerin uygulanması gerekir. Yoksa şu an geleceğimiz tehlike altında.