Bir Futbol Fenomeni İsmail Arca

1945 Yılında Bursa’nın İnegöl İlçesi’nde dünyaya gözlerini açtı… Beş çocuklu Arca ailesinin en küçük ferdi olarak dört ağabeyinin himayesinde oldukça güzel bir çocukluk dönemi geçirdi… Son derece atletik bir yapıya sahip olan küçük Arca, bütün sporlara karşı yetenekliydi. Küçük yaşlardan itibaren güreş ve boks haricinde hemen bütün sporlarla tanıştı… Henüz İnegöl Ortaokulu’nda öğrenciyken atletizm, yüksek atlama, hentbol, voleybol, disk ve gülle atma gibi branşlarda önemli başarılar elde etti… Ortaokullar arası yüksek atlama müsabakalarında yaptığı 1.46’lık rekor uzun yıllar kırılamadı… Çocuk yaşlardan itibaren bütün sporları yaptığı için fiziği de yaşına göre oldukça gelişmişti… Şimdiki Süper Lig’in 1959 yılında Milli Lig adıyla kurulmasıyla birlikte futbolun İstanbul hegemonyasından kurtulup hızla Anadolu’ya yayılması bu oyunu bütün yurtta oldukça popüler hale getirdi… Bütün sporları başarıyla yapan İsmail Arca, 1962 yılında yaşadığı ilçenin önde gelen kulüplerinden İnegöl İdmanyurdu’ndayıllar sürecek futbol serüvenine başladı… Bu kulüpte kendini geliştiren İsmail, kısa zamanda elit gençlerin yer aldığı Bursa Genç Karması’nında vazgeçilmez savunma elemanı oldu…

****************

1964 Yılında Eskişehir Barosu Avukatlarından İsmail Özdemir onu yöneticisi olduğu Eskişehir 1. Amatör küme kulüplerinden Fatihspor’a getirdi… Bir taraftan Ticaret Lisesi’nde eğitimine devam ediyor, okulun voleybol ve atletizm takımında da yer alıyordu. Derslerindeki başarılarının yanı sıra 100, 400, 800 ve 1500 metrelik atletizm yarışmalarında rekor üstüne rekor kırıyor ve kısa zamanda okulun en sevilen öğrencilerinden biri oluyordu… Diğer taraftan Fatihspor savunmasındaki hırslı ve mücadeleci oyunuyla da Eskişehirli spor adamlarının dikkatini çekmeye başlamıştı… 1965 Yılı onun futbol hayatındaki dönüm noktası oldu… Bir süredir yoğun şekilde devam eden çabalar sonunda Eskişehirspor’un resmen kurulması üzerine Siyah Kırmızılı takıma ilk yapılan transferler arasında yer aldı… 1965 yılında Eskişehirspor’la başlayan kariyer rüzgârı onu futbolu bıraktığı 1982 yılına kadar zirvelere taşıdı… Aralıksız 17 sezon aynı formayı giyen Arca, 542 resmi maça çıkarak Eskişehir’de kolay kolay hiçbir futbolcunun ulaşamayacağı bir rekora sahip oldu ve 55 yıllık kulüp tarihinde sembol haline gelen oyuncuların en tepesinde yer aldı…

Her ne kadar profesyonel bir oyuncu olsa da sahaya çıktığı ilk günden futbolu noktaladığı 1982 yılına kadar amatör ruhla mücadele ederek genç arkadaşlarına hep örnek oldu… “Öyle ki; 27 Aralık 1970 tarihinde henüz 5 günlük bebekleri Osman’ı öğle namazında toprağa vermenin acısını yüreğine gömüp, aradan 2 saat geçmeden 14.45’te başlayan Göztepe karşısında sahaya çıkacak kadar da Eskişehirsporluydu…” Güçlü fiziği, sürati, çabukluğu, kesiciliği ve inanılmaz hava hakimiyeti onu kısa zamanda ülkenin en iyi savunma oyuncuları arasına soktu… Yalnız futboldaki başarısıyla değil, üstün karakteri ve mütevazı yaşamıyla da yeşil sahaların her zaman örnek futbolcusu oldu… Siyah Kırmızılı forma altında 3 kez son anda kaybedilen Süper Lig Şampiyonluğu’nun dramatik gururunu yaşadı… Türkiye Kupası, Cumhurbaşkanlığı Kupası (Süper Kupa) gibi tarihi kupalarla Sevilla, Tweente, Mikkelin gibi zaferlerin önemli aktörlerinden biri oldu…

****************

 Ayrıca Genç, Amatör, Ümit ve A Milli Takım olmak üzere 53 kez Ayyıldızlı formayı giydi ve Anadolu takımlarında 50 maç barajını aşan ilk futbolcu olarak Futbol Federasyonu tarafından altın şeref madalyasıyla ödüllendirildi… Dokuz ulusal karşılaşmada A-Milli Takımın kaptanlığını yapan Arca, Türk Futbol Tarihinin en önemli 3 teknik adamı “Fatih Terim, Şenol Güneş ve Mustafa Denizli”nin de kaptanlığını yapma onuruna ulaşmıştır…

****************

Futbolu bıraktıktan sonra bir süre teknik direktörlük yapan İsmail Arca, İnegölspor, Kütahyaspor, Eskişehirspor ve İskenderunspor’u çalıştırdıktan sonra futbol dünyasından koptu… Her ne kadar futboldan kopmuş olsa da ne mutlu ki; Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim” tanımına tıpa tıp uyan bir futbol fenomeni olarak hâlâ bütün sporseverlerin gönlünde apayrı bir yere sahiptir…