YİNE BÜYÜKERŞEN ADAY YAPTI
Yılmaz Hoca sayesinde önce meclis üyesi, sonra milletvekili ve belediye başkanı yapılan hatta 2019’da CHP Genel Merkezi tarafından başarısız bulunmasına rağmen yine Büyükerşen sayesinde aday olabilen Kazım Kurt, Yılmaz Hoca’ya bunun karşılığını hep vefasızlıkla ödedi. Ataç’a ‘Benim abimdir’ deyip hep onun arkasından iş çevirmeye kalktı. Partiyi ne pahasına ele geçirip; Yılmaz Hoca sonrasında Büyükşehir Belediye Başkanı olma hayallerine erken başladı. Belediyenin imkanları ve gücüyle CHP Eskişehir İl Kongrelerini kazanırken; Eskişehir’i kaybettiğinin hiçbir zaman farkına varmadı. Maymuncuk listeyle Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ı kurultay delegesi seçtirmemeyi, ayak oyunlarıyla Şehrin Mimarı Yılmaz Hoca’dan daha fazla oy almayı kendisine bir marifet sandı. Oysa onun desteklediği İl Başkanı 302 delegenin oyuyla seçilmişti. Ancak bu tiyatroyu sahneleyen Kazım Kurt, Tepebaşı ilçesinin 302 delegeden büyük olduğunu unuttu. Seçilen başkan onun ihtirasları yüzünden Odunpazarı İl Başkanı oldu. Hükmü Tepebaşı’nda geçmedi. Kırsalda bile yüzüne bakan olmadı.
YUNAN ORDUSUNU YENMİŞ GİBİ
Kazım Kurt ve tayfası iki yıl önce Gaye Usluer’in Parti Meclisi’ne seçilmesini sanki Yunan ordusunu yenmiş gibi elleriyle beş işareti yapıp, selfielerle paylaşmıştı. Peki bunlar o gün neyi kutluyorlardı? Kazım Kurt’u siyaseten tekrar var eden Yılmaz Hoca’nın desteklediği Nuray Akçasoy’un listeye girememesini kutladılar. Ben de bu konuda bir yazıyı kaleme alarak; “Usluer keşke kendisiyle birlikte Büyük Kurultayda sanki Yunan ordusunu yenmiş gibi beşlik çeken, Yılmaz Büyükerşen ve Ahmet Ataç’tan hiç haz etmeyen selfiecileri de Memleket Partisi’ne götürse çok iyi olur. Böylece CHP Eskişehir’de bu hizipçilerden kurtulmuş olur. Örgütte kavganın yerine sevgi alır. Eskişehir CHP’de birlik ve beraberlik rüzgarları eser!” demiştim. Ancak CHP Eskişehir Örgütünün iyiliği için istediğim bu olay gerçekleşmedi. Usluer kısa bir süre içinde Memleket Partisi’nden ‘bir şey olmayacağını’ görerek istifa etti. Bugün tekrar CHP’de siyaset yapabilmek için tatlı söylemleriyle kendisine destek arıyor. İki yıl önce Parti Meclisi seçimlerinde Usluer’in üzerinden kurban kesen Beşlik Selfiecileri ona sahip çıkar mı? Hiç sanmıyorum… Siyaseten bittiği bir anda kendisini milletvekili ve belediye başkanı yapan insana karşı bile vefası olmayan biri, Usluer’e niye sahip çıksın?
CHP’den geçici ihraç edildikten sonra Yılmaz Büyükerşen sayesinde önce belediye meclis üyesi, sonra milletvekili ve daha sonra belediye başkanı olan birisi bugün kendisini Eskişehir’de CHP’nin sahibi sanıyor. Sayın Kurt, Büyükerşen’in kanatları altına girmeden CHP’den birinci ve ikinci sıradan milletvekili adayı olup; aldığı komik oylarla seçilemediğini nasıl oldu da unutuyor? Birinci sıra adayı Kazım Kurt’un olduğu CHP 1999 seçimlerinde sadece 27 bin 419 (Yüzde 6,7) oy aldı. O seçimde baraj altında kalan CHP’nin Türkiye genelindeki oyu yüzde 8,71’di. Kurt’un liste başı olduğu liste Türkiye genelinde yaşanan hezimetten daha fazlası Eskişehir’de yaşamadı mı? Gerçek CHP’liler bugün kerameti kendinden menkul görenlerin siyasi geçmişlerini çok iyi biliyor. Büyükerşen öncesi siyasi mevta olanlar, onun desteğiyle bir yere geldiklerini unutmuş olabilir. Belediye işçilerini, aynı aileden evlatları, damatları, gelinleri delege yazarak kongreler kazanabilir. Ama Eskişehir’i kazanamaz. Çünkü Eskişehir 302 delegeden büyüktür. Şirintepe Mahallesi de, Yeşiltepe de 302 delegeden büyüktür. Seyitgazi, Mahmudiye, Han’da 302 delegeden büyüktür. Büyükerşen ve Ataç ile aynı fotoğraf karesinde yer alamıyorsan, hatayı kendinde ara. Kurt, bu kafayla giderse geçmişte olduğu ve ileride olmayı hayal ettiği başka fotoğraflarda da olamaz. Benden uyarması…
///////////////////////
NOSTALJİ
20 Ekim 1991 yılı seçimleri öncesinde DYP milletvekili adayları seçim afişi için toplu fotoğraf çektirmişti. 6. Sıra Milletvekili Adayı merhum Aydın Arat fotoğraf çekimine gelemediği için bu tarihi fotoğrafta yer almadı.
‘TERCİHLİ OY SİSTEMİ’
Dokuz milletvekili adayının fotoğrafının yer aldığı afişin sol üst köşesinde ‘Eskişehir Gelişecek, Büyükşehir Olacak’ yazısı dikkati çekiyor. Alt kısmına büyük bir DYP amblemi ve DYP Eskişehir Milletvekili Adayları yazısı konulmuş. 1991 seçimlerinde ‘Tercihli Oy Sistemi’ vardı. O yıl Eskişehir 5 milletvekili çıkarıyordu. Bunun iki katı olan 10 adayın ismi seçim pusulasına yazılıyordu. DYP’nin 10 adayının ismi de seçim pusulasına yazıldı. DYP’nin milletvekili adayları şöyle sıralandı; “1.Hüsamettin Cindoruk, 2. İbrahim Yaşar Dedelek, 3. Fevzi Yalçın, 4. M.Sadri Yıldırım, 5. Selçuk Öztürk, 6. Aydın Arat, 7. Sema Suçıkaran, 8. Talat Uğur, 9. İsmail Hakkı Öztekin ve 10. Orhan Kesikoğlu.”
BİRİNCİ PARTİ OLDU
DYP’liler bu seçimde tercihli oy sistemine pek rağbet etmeyerek, partilerine oy verdi. DYP 117 bin 415 oy (%34,14) alarak Eskişehir’de birinci parti oldu. Üç milletvekili çıkardı. (Hüsamettin Cindoruk, İbrahim Yaşar Dedelek, Fevzi Yalçın) Anavatan Partisi 77 bin 894 oy (%22,65) aldı. Anap 2 milletvekili çıkardı. Bunlardan birisi (Hüseyin Aksoy) tercihli oy sistemi sayesinde liste başındaki İsmet Oktay’ı geçerek milletvekili oldu. Diğer milletvekili ise Mustafa Balcılar oldu. SHP 67 bin 378 oy (%19.59)aldı. DSP 45 bin 689 oy (%13,28) aldı. Refah Partisi 35 bin 5 oy (%10,18) aldı. 77 bin oy alan Anavatan Partisi 2 milletvekili çıkarırken, o seçimde 67 bin oy alan SHP’nin bir milletvekili daha çıkaramaması dikkat çekiyor. Seçimden sonra DYP-SHP Koalisyon Hükümeti kuruldu. Bu hükümeti 1991-1995 yılları arasında ülkeyi yönetti. Hüsamettin Cindoruk TBMM Başkanı oldu. Cindoruk seçimden önce kent halkına verdiği sözü tutarak, Eskişehir’i Büyükşehir yaptı. Eskişehir Büyükşehir olabilecek koşulları taşımıyordu. Cindoruk, önce İçişleri Bakanı İsmet Sezgin’e daha sonra Başbakan Süleyman Demirel’e bizzat kendi eliyle imzalatarak Eskişehir’i Büyükşehir yaptı.
///////////
FIKRA
Ahlâklı Papağanlar
Kasabanın birinde bir papazın iki tane erkek papağanı varmış. Oldukça inançlı ve dindar olan papazın papağanları kafeslerinde oturup, sabah akşam İncil okuyup, dua ederlermiş. Bir kadının da iki tane dişi papağanı varmış. Papazın erkek papağanları ne kadar ahlâklı ise, kadının dişi papağanları da o kadar ahlâksızmış. Kadının papağanları eve gelen misafirlerin önünde, "Erkek istiyoruz!" diye bağırırlarmış. Kadın sonunda dayanamamış, papaza akıl danışmaya gitmiş. Papaz kadını dinledikten sonra demiş ki; “Siz onları bana getirin, benim papağanların kafesine koyalım da; biraz ahlâk öğrensinler.” Kadın da dişi papağanları getirip papaza teslim etmiş. Papaz da kadının getirdiği papağanları kafese koymuş. Dişi papağanlar kafese girer girmez, erkek papağanlara asılmaya başlamışlar. “Hey yakışıklılar iki tane ucuz fahişe ister misiniz?” Erkek papağanlardan biri, ötekine dönüp sevinçle bağırmış; “Yaşasın! Lan oğlum, sonunda bütün dualarımız kabul oldu!”
////////////////
ÇİVİ
“Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin.” Mustafa Kemal Atatürk