Geçtiğimiz Eylül ayında gerçekleşen Eskişehir Büyükşehir Belediye Meclis toplantısında “İlçeme hizmet verirseniz ben sizin saflarınıza, CHP’ye katılmak istiyorum” sözleriyle AK Parti’den istifa ettiğini duyuran Günyüzü Meclis Üyesi Osman Gürnaz’a CHP parti rozetini bugün Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu taktı. Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun makamında kabul ettiği Belediye Meclis Üyesi Osman Gürnaz, Cumhuriyet Halk Partisi saflarına katılmaktan dolayı mutluluk duyduğunu dile getirerek “Sayın Kılıçdaroğlu’nun taktığı parti rozeti, Altı Ok’u gururla taşıyacağım. Büyükşehir Belediye Başkanımız Yılmaz Büyükerşen ile diğer belediye Başkanlarımıza ve meclis üyelerimize destek olmak için elimden gelen gayreti göstereceğim” dedi. Gürnaz’ın CHP saflarına geçmesi AK Parti’de soğuk duş etkisi yarattı. Gürnaz’a bugün CHP Genel Başkanı tarafından parti rozeti takılacağını CHP Eskişehir İl Başkanı Recep Taşel’in bilgisinin olmadığı da öğrenildi. Bunun özellikle Taşel’e haber verilmeden organize edildiği belirtiliyor.
Sen Eskişehir’de ‘örgütün başıyım’ diye gezeceksin. Bir kırsal ilçedeki AK Partili Meclis Üyesi CHP’ye geçerken, birileri sana haber vermeyi bile tenezzül etmeyecek. 24 Şubat’taki İl Kongresi’nde Kazım Kurt’un kanatları altında başta Tepebaşı olmak üzere ilçe belediye başkanlarını dışlayarak seçimi kazanırsan, birileri de bunun faturasını sana keser. Kazım Kurt ve onun ekibiyle birlikte; Başkan Ahmet Ataç’ı belli plan ve hesap dahilinde kurultay delegesi seçtirmezsen, Tepebaşı bölgesinde İl Başkanlığın yok hükmünde sayılır. İl Başkanı olarak; Ataç’ı ziyaret edemezsin. Çünkü Tepebaşı sana oy veren önemli bir kısmı akrabalardan oluşan 302 delegeden çok büyüktür. Kazım Kurt herkesin bildiği gibi; CHP’de siyasi mevta olduktan sonra; kanatlarının altına sığındığı Yılmaz Hoca sayesinde önce meclis üyesi sonra milletvekili ve Odunpazarı Belediye Başkanı oldu. İşte O Kurt’un kurultay delegeliğinde kendisini siyaseten tekrar dirilten Büyükerşen’den daha fazla oy alması için birileriyle plan yaparsan; Eylül ayı son Büyükşehir Belediye Meclis Toplantısında olduğu gibi Yılmaz Hoca ile görüşebilmek için Opera’nın sahnesinde daha çok 40-45 dakika ayakta beklersin. Sayın Taşel’in hep yanıtlamaktan kaçındığı bir soruyla yazımı tamamlıyorum. “Kongrede Ataç’ın üstünü çizdiren, Yılmaz Hoca’yı Kazım Kurt’tan daha az oy alacak bir şekilde seçtiren Odunpazarı delegasyonuna gizlice dağıtılan anahtarın anahtarı(maymuncuk) listeden haberiniz var mıydı?”
/////////
FIKRA
Lekesiz delikanlı
Mahallede kavga edip etrafı birbirine katan delikanlı yakalanıp suçüstü mahkemesine çıkarılmış, tam ceza alacakken “Ben suçsuzum efendim, geçmişimde tek bir leke bulamazsınız” diye savunma yapmış. “Öyle mi?” diye yumuşamış hâkim, “Böyle temiz biri olduğunuza dair geçerli bir şahidiniz var mı?” Delikanlı köşede oturan semt karakolunun komiserini işaret edip “Tabii, orada oturan komiser bey buna tanıktır” diye cevap vermiş. Komiser ayağa fırlamış “Yalan efendim“ demiş, “Bu adamı hayatımda ilk defa görüyorum.” Delikanlı “Gördünüz mü efendim” diye araya girmiş “15 yıldır bu mahallede oturuyorum, komiserim beni bir kere bile görmemiş... Yeterli kanıt değil mi sizce?..”
////////////
ÇİVİ
“Bu hayatta en çok, kralın gölgesini kendi gölgesi sanan soytarılara üzülüyorum.” W. Shakespeare