Çocukların elinden telefon düşmüyor, telefondan çocukları uzaklaştıramıyoruz, gibi serzenişlerde bulunuyoruz ya?
Zamanında uygulanan yanlış bir strateji sonucu çocuğunu telefona bağımlı hale getiren ve bundan da çocuğunu kurtaramayan aileler mutlaka vardır.
Ama altı aylıkken “kırmızı balık” izlemeyen çocuğa mama veremem düşüncesiyle çocuğunu telefona mecbur edenlerin söyleyeceği her söz, söyleyenin yüzünde tokat gibi patlamalıdır.
Çocuk gelişiminden az çok anlayan ya da onun mektebinde okumuş insanların hepsi, televizyon ve telefonla çocuğa yemek yedirmeyin derler. Bu konuda hemfikir olmayan yoktur. Aileler, özellikle anneler de bu fikri sonuna dek destekler.
Hal böyle olunca da, çocuğumuz yemek yerken eline telefon veririz.
Çocuğumuzun elinden telefonu almanın bir yolu vardır.
Çocuğunuza sürekli “telefonu bırak, okuldan geldin geleli telefonlasın, telefon senin yaşam biçimin oldu, bırak da biraz da bizimle ilgilen” gibi sözlerin hepsini çöpe atıp, elimizdeki telefonu da bir kenara bırakıp; çocuğumuza daha ilginç gelen bir hayat sunmak. Onu oyunla baş başa bırakarak değil, ona sunduğumuz her ne ise onu onunla baş başa bırakarak değil tabii.
Biz de işin içinde olacağız.
Elinden tutup parka götüreceğiz, elinden tutup dağlara götüreceğiz, elinden tutup spor aktivitelerine götüreceğiz, elinden tutup sanatsal faaliyetlere götüreceğiz. AVM ve futbol maçı seyretme hariç her yere götürebiliriz. Elinden tutup köye götüreceğiz, kedi köpek dışında da hayvanların varlığından haberdar edeceğiz çocukları.
Tarlada, bağda, bahçede birlikte çalışacağız onlarla.
Telefonla oynama oranında kayda değer bir düşüş yaşanmazsa ben de bir şey bilmiyorum.
E bunları zaten biliyoruz diyeceksiniz değil mi?
Bilmek yetmiyor işte.
Köyün yoksa, tarlan yoksa, bağın bahçen yoksa başka etkinlikler yapabilirsin çocuğunla.
Telefonu eline verip seni rahatsız etmesine engel olduğunu kabul et ilk önce.
Saatlerce telefona bakıp arada bir çocuğunu azarlayan, ona akıl veren, onu doğru yola çağıran anne babalar var.
Çocuğunuzun gelişiminin seyri, sizin gelişim seyrinize paralel yürüyor, kabul ediniz lütfen bunu.
Çocuğunuza şunu söyleyiniz; evladım bu elinde ki telefon bana ait. O telefonu ona kullanması için verdiğinizi söyleyin. Haliyle size ait olan bir telefonu çocuğunuzun ne kadar kullanması istediğinize siz karar verirsiniz. Bunu da söyleyin. Ve hatta size ait olan telefonun üzerinde ki şifreleri de sizin bilmeniz gerekli. Bunu da belirtin. Çocuğunuzu kötülüklerle dolu bir dünyada yalnız başına yürütmeyin. Fazla korumacılık değil bahsettiğim.
Bir de lütfen unutmayın.
Ailelerin görevi çocuklarını mutlu etmek değil, onları geleceğe hazırlamaktır.