Bunun nedeni ise yıllardır belediye hizmetlerinin akılla, bilimle, kültürle, sanatla, tarih şuuruyla, doğayla ve yurtsever vizyonla hayata geçirilmesidir.
Sosyal, kültürel, sanatsal etkinlikler, şehirler için önemli bir sosyo-ekonomik gelişme fırsatı oluşturmaktadır. Şehre aidiyet duygusunu artıran bu tür etkinlikler, aynı zamanda insanların birbirleriyle iletişimini güçlendirmektedir.
Akabinde Cimer’e yapılan şikayet üzerine parkta yoga yapan kadınlarımız engellendi. Şehrimizdeki bu engellemeyi ve hak gaspını kolayca kabul etmeyerek tepki gösteren yüzlerce kadınımız, Dede Korkut Parkı'nda bir araya gelerek yoga yaptılar. Konser yasaklamak, kadınların giydiği kıyafet üzerinden yoga yapmayı yasaklamaya kalkışmak, ahlak bekçiliği yapmak çok geri kalmış bir çağın düşünce anlayışıdır. Bugün ihtiyacımız olan ise özgürlükçü bir kamu düzenidir. Düşünce, ifade ve yaşam biçimlerine saygılı bir özgürlük anlayışıdır.
Farkındaysanız, Türkiye her alanda çok ciddi sorunlar yaşarken, hoşgörünün hakim olduğu dünyanın en yaşanılabilir, en güvenli şehirlerinden biri olan Eskişehir’imizde biz yasakları konuşuyoruz. Spor yapmanın, yoga yapmanın, sanatla ilgilenmenin, müzik yapmanın kimseye bir zararı olmaz. Biz her şeye rağmen hemşerilerimiz ile birlikte çağdaşlık yolunda kararlı şekilde yürüyüşümüzü sürdüreceğiz. Bundan hiç şüphe duymuyorum…