Bu şehrin farklı kültürlerinin yüz yıl boyunca bir araya gelmesi ile karşılıklı kültür etkileşimleri sonucu yemek kültürünün değişime uğramasıyla zengin bir mutfağa sahip olduğunu anlıyoruz.
Bu anlayış içinde yörenin gastronomi turizmin projelendirilerek geliştirilmesi ve uygulanması süreçlerinin gerekliliğini de beraber getiriyor.
Geçtiğimiz ay bu köşedeki yazımızda son yıllarda popüler olan “gastronomi turizmin” önemini değerlendirmiştik.
Özetle yazımızda; Gastronomi turizmin yükselen turizm trendleri arasında etkinlik alanı geniş aktivasyonları ile o bölgenin kalkınmasında ve imajında ciddi katma değeri olacağını vurgulamıştık.
Ayrıca gastronomi turizmin aktif olduğu yöre ve halkına sosyal, kültürel ve prestij anlamında önemli bir motivasyon etkisi olacağını da düşünüyorum.
Ancak Eskişehir yerelinde gastronomi turizmin farkındalığının artması için algı yönetiminin bugüne kadar yeterince oluşturulamaması da bu güzide şehrin turizmi içinde önemli bir eksik olduğunu düşünüyorum.
Turizm faaliyetleri içerisinde Eskişehir’e gelen turistleri cezbedecek veya çekici kılacak yöreye özgü yemekleri ve ürünleri yeterince tanıtamadığımız da bir gerçek aslında...
Bu görüşümüzü Lokantacılar Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi ve Eskişehir Odası Başkanı sayın Bahar Bilen yaptığı öngörülü açıklamaları ile açıkça onaylıyor zaten.
Başkan Bahar Bilen, kamuoyuna yaptığı açıklamasında...
“Eskişehir’in çok zengin bir yemek kültürü var...ama şehir çibörek, balaban köfte ve met helvasını arasında sıkışıp kalmış...”
Ve bu öngörülü açıklamasını devamında bu kısır döngüden çıkmanın çözümünü de şöyle izah ediyor...
“Eskişehir Yöresel Yemekleri Gastronomi Platformu ile Eskişehir’in unutulmaya yüz tutmuş yemeklerini öne çıkarmak için geniş katılımlı çalışma grubu ile yola çıktıklarının müjdesini veriyor.”