Yıllardır bünyesinde çok önemli sanatçıları yetiştirmiş Üsküdar Musiki Cemiyeti gibi, Bursa Belediye Konservatuarı gibi oluşumlar bu projeye örnek olabilir.
Bu projenin başına Türk Müziğinde isim olmuş ve değer görmüş bir hoca genel sanat yönetmeni olarak atanabilir.
Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği, Halk Dansları ve Tiyatro bölümleri kurulup, bu bölümlerin başına kariyerlerinde üst sınırda olan değerli hocalar atanmalıdır. Bu hocalar kendi alt kadrolarını kurmalı ve yalnızca sınavla aldıkları öğrenciler ile ders yapmalıdır. Tüm bölümlere sınavla öğrenci alıp ileri düzeyde eğitim vermeliler. Ayrıca kompozisyon ve müzikoloji bölümleri de olmalı ki şef ve bestekâr da yetişsin.
Konservatuarın hocaları kendi alanlarında mesleki ve sosyal olgunluklarını tamamlamış üst değerde nitelikli hocalardan oluşmalıdır. Bu kadrolara atama yapılırken siyaset asla ve asla karıştırılmamalıdır. Saz ve ses eğitimi yanında Türk Müziği tarihinden, müzik sosyolojisi derslerine kadar alanın en iyi hocaları ile geniş bir müfredat kullanılmalıdır. Dört yıllık eğitim sonunda yine bir komisyon sınavıyla bir mezuniyet belgesi verilmelidir. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni orkestrası olduğu gibi yine Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Türk Müziği Korosu oluşturulmalı ve sanat adına önemli konserler vermelidir. Bu koronun kadrosunu kendi bünyesinden yetişmiş sanatçılarla oluşturmalıdır. Böylece hem nitelikli sanat yapılır hem de konservatuvarı bitirenlere istihdam imkânı verilmiş olur.
Ayrıca şehrimizde bulunan birçok amatör koronun da daha nitelikli çalışmalar yapabilmesine mutlaka ışık tutacaktır belediye konservatuvarı.
Ben Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ayşe Ünlüce hanımefendiyi tanımıyorum kendisi ile hiç karşılaşmadım. Fakat sanata ve sanatçıya destek verecek nitelikli ve yüksek entelektüel yapıya sahip olduğunu tahmin ediyorum. Mutlaka böyle bir projeye sıcak bakacaktır.
Ne dersiniz sevgili dostlar belediye konservatuvarı Eskişehir'e yakışmaz mı?