Cumhuriyetimizin ilan edildiği yıl 17 Şubat-4 Mart 1923 tarihleri arasında İzmir İktisat Kongresi düzenlenerek yeni kurulacak devletin ekonomi yol haritası çıkarılmıştır. Bu kalkınma hamlesinin yöntemi için de Mustafa Kemal; “Eskimiş teknolojileri değil, en yeni teknolojiyi ülkeye getirmediğimiz sürece yabancı ülkelere bağımlı olmaktan kurtulamayız. Bunun için de bir yandan mümkün olduğu kadar kemerleri sıkarak kendi yağımızla kavrulacak, bir yandan da yeni parasal kaynaklar yaratarak çağdaş teknolojilerin en yenilerini topraklarımıza taşıyacağız. Biz, yeni ve genç bir Türkiye kuruyoruz. Dost, düşman ülkelerin geride kalmış teknolojilerine gereksinimimiz yok. Ya en yenisini kurar, onlarla boy ölçüşürüz ya da biraz daha sabreder, bunu yapabilecek güce erişmemizi bekleriz” demekteydi.
Cumhuriyet döneminin ilk girişimi olarak 20 Aralık 1923’te Avrupa’daki havacılık faaliyetlerini incelemek üzere oluşturulan bir kurul Fransa, Almanya, İtalya ve İngiltere’de incelemelerde bulunmuş, uçak üretim teknolojileri hakkında bilgi edinmiş. Ortak üretim için görüşmeler yapmıştır.
Yapılan inceleme ve araştırmalar sonucunda, Profesör Hugo Junkers tarafından Almanya’nın Dessau şehrinde kurulu bulunan Junkers firmasının seçilmesine karar verilmiştir. Junkers firmasının seçilmesinin en önemli sebeplerinden birincisi firmanın ürettiği uçakların metalden yapılmış olmasıdır. Uçak üretiminde ahşap yerine metal kullanılması uçağın ömrünü artırdığı gibi güven de vermektedir. İkincisi firma hem uçak gövde hem de motor imalatında başarılıdır. Lisans ve patent kullanım haklarını vermeyi de kabul etmiştir.
15 Ağustos 1925 tarihinde sermayesi üç milyon üç yüz altmış bin Türk lirası olmak üzere Tayyare ve Motor Türk Anonim Şirketi’nin kurulması Junkers’in ortaklığıyla gerçekleşmiştir. Bu sözleşme gereğince Junkers iki yıl içerisinde kapasite olarak 250 uçak yapabilecek fabrikayı Kayseri’de kuracaktır. Başlangıçta 50’si Türk, 120’si Almanlardan oluşan ekiple başlayan fabrika kurulma çalışmaları 6 Ekim 1926’da resmi törenle fabrikanın açılmasıyla ilk bölümünü tamamlamıştır. Anlaşma gereği sözleşmenin altı yıl sonrasında memur, işçi, mekaniker, pilot ve diğer personelini Türklerden istihdam edecektir.
Ancak Junkers firmasının Almanya’da finansal olarak krize girmesi sonucu üretimin devam etmesi imkansız hale gelmiş, Alman Devleti durumu kurtarmak için destek olsa da Junkers’i kurtaramamış, dolayısı ile Türkiye’deki fabrika TOMTAŞ 28 Haziran 1928 tarihinde lağvedilmiştir. Genç cumhuriyetin ilk fabrikalarından olan büyük umutlarla ve o dönemde Türkiye bütçesinin yüzde ikisine denk gelen büyük bir sermayeyle kurulan TOMTAŞ, 33 uçak üretmesine rağmen kapanmak zorunda kalmış ve hakları Milli Savunma Bakanlığı’na devredilmiştir.
Kurulma kararı Cumhuriyetimizin 1’inci yılında alınan ve talihsiz bir şekilde kapanan TOMTAŞ, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında TUSAŞ, ASFAT, Erciyes Teknopark ve Kayserili iş adamlarının ortak girişimiyle yeniden üretime başlayacaktır. Havacılık sektörünün ihtiyaç duyduğu bütün alt sistemlerin üretileceği ve uçak bakım faaliyetlerinin gerçekleştirileceği fabrika 2 bin nitelikli istihdam sağlayacaktır. Fabrikaya ayrıca rüzgar türbinleri test merkezinin de kurulması planlanmaktadır.
Konunun Eskişehir’i ilgilendiren kısmı ise ilginçtir. Kayseri’de TOMTAŞ’ı yeniden faaliyete geçiren temsilcilerin ve şirketlerin çok daha güçlü olanları, aynı isimlerle, şehrimizde mevcuttur. Ancak vizyon ve birlik olma bilinci yoktur. Hatta bırakın teknolojik gelişme vizyonunu, ülkemizde raylı sistemlerin gelişmesi için hayati derecede önemli olan Raylı Sistemler Test Merkezi URAYSİM’in Eskişehir’de kurulumunun engellenmesi için yapılan faaliyetler sevinçle karşılanmaktadır.