CNN Türk’te moderatörlüğünü Ahmet Hakan’ın yaptığı Bedri Baykam, Hakan Bayrakçı, Mete Yarar ve Melik Yiğitel’in konuk olduğu Tarafsız Bölge programında Yılmaz Büyükerşen’in Cumhurbaşkanlığı adaylığı gündem oldu.
FİLOZOF VE SANATÇI KİMLİĞİYLE
Bedri Baykam yıllar önce Cumhuriyet’te Yılmaz Büyükerşen veya İlhan Kesici’nin Cumhurbaşkanı adayı olmaları gerektiğini yazdığını belirterek; “Köprünün altından çok sular geçti. Ekmeleddin İhsanoğlu geçti. CHP diyor ki bugün ben Ankara ve İstanbul’u kaybetmek istemiyorum bu büyük seçimlerinden önce. Halkın çeşitli nabzı ve altılı masada oturanlar diyor ki; Kemal Bey sizin iyi niyetinize, çalışkanlığınıza ve partinize hak veriyoruz. Ancak bu saniyede halkta her zaman vize yani yeşil ışık yakan bir karşılığınızın olduğunu şu ana kadar göremiyoruz. Böyle bir ortamda Ankara ve İstanbul’u kaybetmeden sayın Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanlığı koltuğunda oturmaya devam ederek, belki tek bir formül mesela Yılmaz Büyükerşen gibi madem o Cumhurbaşkanlığı koltuğu daha pasif daha senato başkanı gibi tırnak içinde sembolik, daha parlamenter sisteme geçişi kolaylaştırmak için orada bu gücünü kullanacak. Sayın Yılmaz Büyükerşen orada Cumhurbaşkanı adayı olursa bir kere kişiliği sivri değil, çok akil bir profil. Öte yandan Sayın Erdoğan’da o bir anda heyecanla o boks ringine ortaya çıktığında gücü biraz azalmış olacak. Çünkü sayın Büyükerşen’e karşı sayın Erdoğan’ın büyük aparkatlar vuracak ortam olmayacak. Buna rağmen sayın Erdoğan ‘ben koltuğu bırakmayacağım tekrar kazancağım’ diye tersi tavra girdi. Sayın Büyükerşen’de akil, sakin, filozof ve sanatçı kimliğiyle bence onu çok iyi karşılar ve dengeler. Ve gücünü amorti eder” dedi. Ahmet Hakan bu tarife Ekmeleddin İmamoğlu’nunda uyduğunu söylemesi üzerine Baykan; “Kendisi iyi insan olabilir. Ancak CHP tabanıyla uzaktan yakından yüzde 1 ilişkisi olmayan insandır. Tamamen yanlış bir açı. Ömür boyu tarihe izah edilemez. Halbuki Yılmaz Büyükerşen, tam tersidir. Her CHP’nin kanının son zerresine kadar desteğini vereceği bir isimdir” dedi.
Mete Yarar’da söze girerek; “Dün akşam burada bu öneriyi ben söyledim. Eğer Cumhurbaşkanlığı için tarafsız birisini istiyorsanız hiç kimse yokken tek büyükşehir belediyesini elinde tutan, hiçbir seçim kaybetmeyen Büyükerşen dedim. Hulki bey (Cevizoğlu) bir şey anlattı. Bülent Ecevit’in son döneminde DSP’de onun ekibindeymiş. Sayın Ecevit Büyükerşen’e ‘gel DSP’nin genel başkanı sen ol’ demiş. Sana bırakalım DSP’yi. Büyükerşen dedi ki o zaman ‘ben Eskişehir’den memnunun Eskişehir’den dışarı çıkmak istemiyorum. Burada görevime devam edeceğim’ diyerek bu teklifi ret etti. Muhtemelen bu saatten sonra kabul etmez dedi. Cumhurbaşkanı adaylığı için gelmez dedi” şeklinde konuştu. Bayrakçı, Baykan ve Yiğitel; “Cumhurbaşkanlığı ile DSP adaylığı bir değil. Teklif gelirse Büyükerşen Cumhurbaşkanlığı adayını kabul eder” dediler. Mete Yarar “O zaman niye teklif etmezler. Tam profile uyan adam. Rektörlük yaptı. Kurucu rektörlük yaptı. Çok önemli görevlerde bulundu. Çok saygılı bir dile vardır. Bir bakış açısı vardır” dedi. Bedri Baykam “Altılı masa karşı çıkmaz buna” dedi. Ahmet Hakan’da “Tamam abi kabul ediyoruz. Yılmaz Büyükerşen adayımız” dedi. Programda Bedri Baykam, Mete Yarar ve Melik Yiğitel şu anda altılı masanın en iyi Cumhurbaşkanı adayının Yılmaz Büyükerşen olması konusunda fikir birliği yaptı. Başta Bedri Baykam olmak üzere, Mete Yarar ve Melik Yiğitel’in şu anki pozisyonda Yılmaz Büyükerşen’in Cumhurbaşkanı adayı olması konusunda görüşlerine hak veriyorum. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş İstanbul ve Ankara’yı kaybetmeyelim diye aday yapılmayacaksa; Erdoğan’ın karşısında Büyükerşen Kılıçdaroğlu’ndan daha başarılı olabilir. Yılmaz Büyükerşen bugüne kadar edindiği büyük tecrübesi, bilge kişiliğiyle Cumhurbaşkanlığı görevini en iyi şekilde yapar. Her siyasi görüşten insanların takdir ettiği, hayran olduğu ve bugüne kadar hiçbir seçim kaybetmeyen Büyükerşen ile muhalefet Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanabilir. Şu anda Millet İttifakı için en doğru aday Büyükerşen olarak görünüyor.
ERDOĞAN GİRDİĞİ İLK ÜÇ SEÇİMİ DE KAYBETTİ
Büyükerşen hiçbir seçimi kaybetmedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti Genel Başkanı olmadan önce girdiği üç seçimi de kaybetti. Siyasi kariyerine 1976 yılında Millî Selâmet Partisi Beyoğlu Gençlik Kolu Başkanlığıyla başlayan, 1984 yılında Refah Partisi Beyoğlu İlçe Başkanı, 1985 yılında da İstanbul İl Başkanı ve Merkez Karar Yönetim Kurulu üyesi seçilen Erdoğan 1986 ara seçimlerinde Refah Partisi’nden İstanbul milletvekili adayı oldu. Ancak girdiği bu ilk seçimi kaybetti.
SANDIKTA ONU TEK
YENEN ASLAN OLDU
Ardından 1989’da İstanbul Beyoğlu Belediye Başkan adayı oldu. RP’nin oyu yüzde 4’lerde olmasına karşın sandıklar açıldığında Erdoğan yüzde 21 almış, ama seçimi kaybetmişti. Seçim akşamı, “Oylarım çalındı” gerekçesiyle İlçe Seçim Kurulu’na itiraz etti. İtirazı reddedilince, İlçe Seçim Kurulu Başkanı hâkim ile tartıştı. Hâkime hakaret suçlamasıyla cezaevine girdi. Şevket Kazan’ın bir hafta sonra devreye girmesi üzerine cezası para cezasına çevrildi. 1989-1994 yılları arasında SHP’den İstanbul Beyoğlu Belediye Başkanlığı yapan Hüseyin Aslan, sandıkta Erdoğan’ı tek yenen siyasetçi olarak tarihe geçti. Üçüncü yenildiği seçim 20 Ekim 1991 seçimiydi.
HEMŞERİSİ 4 BİN OY FARK ATTI
Refah Partisi İstanbul İl Başkanı Recep Tayyip Erdoğan milletvekili adayı oldu. 20 Ekim 1991’de yapılan seçim sonucunda Erdoğan’ın milletvekili seçildiği açıklandı. Ancak Erdoğan ile aynı partinin aday listesinde yer alan ve hemşerisi olan Mustafa Baş, “Benim oyum Recep Tayyip Erdoğan’dan daha fazla, sayılmasını istiyorum” diyerek, Yüksek Seçim Kurulu’na başvurdu. Oylar sayıldı. Mustafa Baş’ın tercih oyları Erdoğan’dan fazla çıktı. (Baş’a 13 bin, Erdoğan’a 9 bin tercih oyu çıktı) Böylece ‘mazbatası Recep Tayip Erdoğan’dan alınıp, Mustafa Baş’a teslim edildi. Yani Erdoğan’ın seçilmesine başka bir parti itirazda bulunmadı. Kendi partilisi tercihli oylardan daha fazla aldığı için itiraz etti. Tekrar yapılan sayımda Baş 4 bin oy fark atarak, milletvekili oldu. Bu olay belki de Türkiye siyaset tarihini değiştirdi. Tercihli Oy Sistemi nedeniyle ‘milletvekilliği iptal edilen’ Erdoğan 2,5 yıl sonra (27 Mart 1994) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. Üç seçim ard arda kaybeden Erdoğan, dördüncü seçimde yüzü güldü. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ona önce Başbakanlığa daha sonra da Cumhurbaşkanlığa giden yolu açtı.