Öğrencilere güzel dinimizi doğru şekilde öğreterek, onların ahlaklı, erdemli, adaletli, kul hakkı yemeyen bireyler olması için eğitim vermek gibi önemli bir misyonu olan ESOGÜ İlahiyat Fakültesi’nin Dekan Yardımcısının bir yerlere gelebilmek için kendi kurduğu atıf oyunuyla etik dışı puanlar toplamaya çalışması bir hayli üzücü.
Doç. Dr. Yılmaz Arı ESOGÜ İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü Din Sosyolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve aynı zamanda İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısıdır.
ÖĞRETİM GÖREVLİSİNİ ÖĞRENCİLERİN YANINDA AZARLADI
İlginç biçimde Dekan Yardımcısı olan Arı makamın vermiş olduğu güç zehirlenmesi ile bazı akademisyenlerin derslerini uygunsuz ve izinsiz biçimde bölüyormuş. İlgili dersin hocası sınıfta olmasına rağmen, ders dışı konulara girip; hocayı öğrencileri karşısında zor duruma sokacak türden sorular soruyormuş. Telefonla aradığı bir öğretim üyesi derste olduğu için cevap vermeyince sınıfa baskın yaparcasına uygunsuz bir şekilde girmiş. Akademisyeni ‘telefonun yanında değil mi, neden bakmıyorsun?’ diyerek öğrencilerinin yanında haşlamış. Kimi akademisyen ve öğrencileri hatalı olmalarına rağmen kollayan Doç. Dr. Arı, bazı öğretim görevlilerini yerli yersiz tehdit niteliğinde söylem ve eylemleriyle sindirmeye çalışıyormuş. Bu gücü nereden aldığı bilinmeyen Arı’nın yakın zamanda aracılar vasıtasıyla ‘Doçent’ unvanını aldığı iddia ediliyor. Arı’ya doçent unvanının verilmesinin uygun olmadığını düşünen bir profesörün YÖK’e şikayette bulunduğu öne sürülüyor. Bu duruma rağmen üniversite yönetimi daha önce pek karşılaşılmayan biçimde Arı’nın doçent kadrosunun tahsis etme sürecini tersine işletmek suretiyle kadro tahsis ve ilanına çıkmış. Oya halihazırda Arı’dan önce doçentlik kadrosunu hak etmiş olup da kadro verilmeyen birden fazla akademisyen var. Arı’ya bu şekilde hızlı biçimde kadro tahsis edilmiş olmasının bir takım dernek, vakıf ve cemaat bağlantıları dolayısıyla yapıldığı iddia ediliyor. Fakülte de geniş bir nüfus edinen Arı’nın kurumda bir dekan edasıyla hareket ettiği belirtiliyor. Her ne kadar Fakülte Dekanı Prof. Dr. Adnan Adıgüzel olsa da arka planda asıl etkili olanın Yılmaz Arı’nın olduğu iddia ediliyor.
MESLEKTAŞLARINI APTAL YERİNE KOYDU
Aynı Yılmaz Arı’nın bir diğer ilginç ve bir o kadarda akademik etik sınırlarını aşan eylemleri de var. Arı, sahibi ve baş editör olarak görevli olarak göründüğü “Uluslararası Dorlion Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi” ve kızı Meryem Betül Arı’nın sahibi olarak göründüğü “Sultan İlahiyat Araştırmaları” adında iki akademik dergi kurdu. Bu iki dergi uluslararası indekslere üye oldu. Görünürde bu dergiler için akademik bir niteliğe sahip olduğu izlenimini verse de akademik niteliklerden yoksun bir çok çalışmanın yer aldığı aşikar. Zira ilgili çalışmaların ciddi bir kısmının hakemlik süreçleri uygun biçimde işletilmediği gibi, bir kısmının da yapıldığı izlenimi verilerek yayınladığı öne sürülüyor. Daha acı olan şey, Yılmaz Arı dergilerinde yer verdiği çalışmaların, yazarlarının bir kısmının haberi ve onayı olmadan kendi çalışmalarına atıf işlemi yapmasıdır. Bizzat görüşme imkanı bulduğu yazarlara da ilgili yerlerde kendi çalışmalarına atıf yapmalarına talep ettiği fakültede herkesçe biliniyor. Örneği Dorlion isimli derginin Haziran 2024 sayısında yer alan 14 çalışmanın 13’ünde kendi çalışmalarına toplamda 30 atıf yaparken/yaptırırken, Aralık 2024 sayısında yer verilen 16 çalışmanın 9’unda kendi çalışmalarını toplamda 24 atıf vermiş/verdirmiş. Yılmaz Arı aynı tutumu Sultan adlı dergide de sürdürdü. Sultan Dergisinin Haziran 2024 sayısında yer alan 7 çalışmanın tamamında kendi çalışmalarına toplamda 15 atıf yaptırdı. Aralık 2024 sayısında yer verilen 7 çalışmanın 5’inde kendi çalışmalarına toplam 17 atıf yaptırdı. Arı bugüne kadar “Uluslararası Dorlion Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi” olarak yayınlanan 4 sayıda 63 atıf verdirirken: üç sayısı erişime açık olan “Sultan İlahiyat Araştırmaları” adlı dergide kendi çalışmalarına 34 atıf yaptırdı. Her iki dergiye ait atıf sayısının toplamı 97’dir. İlgili akademisyenin her bir atıftan belli bir sayıda puanlar elde eder. Arı’nın haksız ve usulsüz şekilde bu puanları elde ettiği açık. Aynı zamanda doçentlik kadrosuna atanmak üzere sunması gereken ilgili dosyada bu atıfları kullanılacağı göz önünde bulundurulduğunda ciddi bir haksızlık ve hukuksuzluğun yaşanmasına yol açtığı da açıktır. Doktor Öğretim Üyesi, Doçentlik ve Profesörlük kadrolarına atanmada belli bir puana sahip olma gerekliliği göz önünde bulunduruluyor. Akademisyenler yıllarını vererek puan toplamaya çalıştığı bir ortamda Arı’nın bu yaptığı onlara karşı büyük haksızlıktır. Arı’nın bu şekilde uygunsuz ve etik dışı puan toplayarak atandığının hak ettiğine dair dosya sunması en basit ifade ile tüm akademisyenlerine büyük saygısızlıktır. Üniversite de bir tek kendini uyanık zanneden Yılmaz Arı büyük bir skandala imza atarak; meslektaşlarını aptal yerine koymaya çalıştı.
SKANDALIN ÜZERİ KAPATILMAMALI
Bu 97 atfın 32’si Sultan, 54’ü de Dorlion isimli dergide olmak üzere toplamda 86’sı 2024 yılına aittir. Arı, 2023 yılında bu biçimde verdiği atıfları kullanmak suretiyle Akademik eşvikten usulsüz ve gayr-ı meşru bicinde faydalandığı gibi muhtemelen aynı şekilde 2024 yılı içinde verdirmiş olduğu 86 atfı da gerekçe göstererek, Akademik Teşvikten faydalanma yoluna gidecek. Öğrencilere güzel dinimizi doğru şekilde öğreterek, onların ahlaklı, erdemli, adaletli, kul hakkı yemeyen bireyler olması için eğitim vermek gibi önemli bir misyonu olan İlahiyat Fakültesi’nin Dekan Yardımcısının bir yerlere gelebilmek için kendi kurduğu atıf oyunuyla etik dışı puanlar toplamaya çalışması bir hayli üzücü. Öğrencilerine, meslektaşlarına dürüstlükte örnek olması gereken Yılmaz Arı’nın ESOGÜ ve İlahiyat Fakültesi’nin saygınlığına gölge düşüren, itibarına zarar veren atıf skandalı olayı aydınlatılmalı. Haksız şekilde elde ettiği puanlar geri alınarak, yaşanan hukuksuzluğa son verilmeli. Üniversite Yönetimi ve Yüksek Öğretim Kurumu Yılmaz Arı ile ilgili geniş çaplı soruşturma başlatmalıdır. Bu skandalın üzeri kapatılmamalı. Ne diyeyim? İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı böyle usulsüzlüklerle kul hakkı yiyerek mi geleceğin ilahiyatçılarına örnek olduğunu sanıyor?
NOT:Ciddi sayıda atıf verdirdiği İngilizce olarak yayınlanan (A Crime against Humanity and the Tragedy of Genocioe: An Evaluation That Israel Should BeSued for State Terrorism against Palestinians, Dorlion Akademik Sosyal araştırmaları Dergisi cilt: 1 sayı:2 (2023) s.445-465 makalesinin de yapay zeka kullanılmak suretiyle yazıldığı iddia edilmektedir. Söz konusu çalışma GPT programında taranmak suretiyle açığa çıkartılabilir.