Kadın Cinayetleri

Akşam ailece televizyonun karşısına geçtiğimizle mutlaka bir kadın cinayetiyle karşılaşır olduk. Son yıllarda artan cinayet olayları hepimizi derinden üzüyor. En çok kadın cinayetleriyle karşılaşıyoruz.

Cinayetlerden ayrı, açlık, sefalet, korku, mafya, uyuşturucu, tecavüz, yaralama olaylarını her gün gündemimizde olan haber konuları arasında. Her geçen gün toplumsal depresyon derinleşiyor
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP), 2024 eylül ayı raporunu yayımladı. Yayımlanan rapora göre, Türkiye'de bir ayda 34 kadın öldürülmüş; 
Kadın cinayetlerinin sayısı, 2000 li yıllarda geçmiş yıllara göre büyük artış göstermiştir.
İstanbul sözleşmesinin imzalandığı yıl olan 2011 yılında düşüş göstermiş.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun yayınladığı yıllara göre öldürülen kadın sayılarını
düzenli artış gösterdiğini belirtmek için aşağıya aldım. Maalesef kadın cinayetleri yıl yıl artarak devam ediyor.

YIL                     ÖLÜM SAYISI          
2008                       80 
2009                       10
2010                      180
2011                       121
2012                      145 
2013                      237
2014                      294     
2015                      303  
2016                      316  
2017                      409
2018                     440
2019                     474
2020                    418
2021                     433    
2022                    409
2023                    415   
2024(İlk 9 ay)    292
Suçluların, işledikleri cinayetleri masum göstermek için, namusum için öldürdüm, beni aldattığı için öldürdüm, çok kıskandığım için öldürdüm gibi saçma gerekçeler öne sürüyorlar.
Bir insanın bir insan tarafından öldürülmesinin hiçbir gerekçesi olamaz.
Son aylarda cezalar ve cezaların caydırıcılığı konusu çokça konuşulur hale geldi.
İstanbul Beyoğlu’nda bir kadın yolun kenarında sigara içerken, iki erkek tarafından tacize uğruyor. Söz konusu iki kişinin, cinsel saldırı, gasp, otomobil hırsızlığı gibi suçlardan kaydı bulunuyor.
Zaten olayda da ilk etapta gözaltına alınan bu iki kişi serbest bırakılıyor; ancak sonra belki de gelen tepkiler üzerine yeniden yakalanarak tutuklanıyor
Görülüyor ki, suç kaydı bulunan, suça meyilli bu kişilerin ıslahı için gereken çaba gösterilmediğinden, yeniden pervasızca suç işleme ye devam ediyorlar.
Ancak yalnız suç kaydı bulunan değil, suç işleme meyli bulunan diğer kimseler için de yeterli önlem alınmadığını görüyoruz.
Mesela, İstanbul’un bir başka ilçesi Fatih’te bir adam, iki genç kadını vahşice katlettikten sonra, intihar ediyor. Onun da önceden defalarca akıl hastanesinde tedavi gördüğü, intihara teşebbüs ettiği görülüyor.
Ancak görünen o ki, sadece işlenen suçlarla ilgili değil, potansiyel suç tehdidi içerenlerle ilgili de gerekli önlemler alınmıyor.
Suç oluşturan davranışları tetikleyen faktörlere de bunları caydırıcı ve önleyici faktörlere birlikte ele almak gerekiyor.
Bu açıdan alınacak güvenlik önlemleriyle suçun işlenmesi önlenebilir. Suçu yaratan işsizlik, yoksulluk, uyuşturucu madde kullanımı, evsizlik gibi dış faktörlerin azaltılması, hukuka duyulan saygının kuvvetlendirilmesi gibi suçu önleyici politikalara da kesinlikle  önem verilmeli. Ayrıca sosyal medyada cübbeyi giyen sakalı uzatan ne oldukları belli olmayan ,dini bilgisi sorgulanmayan, Arap İslamı anlatan insanlar türedi. Bunların tahsilini yetkisini kimse sorgulamıyor. Bazen bunların paralelinde fikir beyan eden Profesör  titri olan kişilerde çıkıyor, bunlarda  bizi üzüyor . Bu yönüyle sosyal medyanında kontrolü gerekli. Bunlar insanlara erkek hakim din anlatıyorlar, kadını aşağılayıcı bilgi veriyorlar. Hepimiz biliyoruz ki din erkeklere inmedi. Kadınlara da inmedi, insanlığa indi.
Ortaya konan uluslararası verilere baktığımız zaman, OECD ülkeleri arasında en fazla şiddete maruz kalan kadınların Türkiye’de yaşayan kadınlar olduğu tesbiti yapılmış... Türkiye, %38 oranla kadınların en fazla şiddete maruz kaldığı OECD ülkesi olarak birincisi sırada yer alırken onu, %37,4 oranıyla Kolombiya, %36 oranla Kosta Rika takip ediyor. ABD ise %35,6 şiddete maruz kalan kadın oranıyla dördüncü sırada yer alıyor. Listeyi %30 şiddete maruz kalan kadın oranıyla Finlandiya, %29 oranla İngiltere, %26 oranla Fransa, %22 oranla Almanya ve %19 oranlarla Yunanistan ve İtalya takip ediyor.
Yirminci yüzyılın ilk yarısında Atamız sayesinde dünyada kadınlara seçme ve seçilme özgürlüğünü anayasaya koyan ülke Türkiye dir. Son yıllarda böyle bir ülkenin kadına şiddet ve kadın cinayetlerinde en önlerde olması maalesef çok üzücü. 
Peygamberimiz kadınlar için şöyle söylüyor:
“Allah sizden; kadınlara karşı iyi ve hayırlı olmanızı ister; çünkü onlar, sizin analarınız, kızlarınız veya teyzelerinizdir."Sizin hayırlınız, eşine hayırlı olandır. Ben de eşime karşı sizin en hayırlınızın. Kadınlara ancak iyi insanlar iyi davranır; onlara karşı ancak kötü kişiler, ihanet eder.”
Türk toplumunda kadının saygın bir yeri vardır. Orta Asya'da kurulan ilk Türk devletlerinde kadın ve erkek eşit haklara sahipti. Devlet yönetiminde, hakanların yanında hatun adı verilen eşleri de söz sahibiydi. Kadınlar ata binip ok atar, top oynar, güreş gibi ağır sporlar yapar ve savaşlara katılırlardı. 
Neticede, kadın cinayetleri ve kadına şiddet konusu alınacak tedbirlerle  ülke gündeminden bir an önce çıkarılmalıdır.