ALİ ATİK’İ NEDEN KORUYAMADILAR?
Mithat Paşa İlkokulu Müdür Yardımcısı Ali Atik’e eğitim kurumunda huzur ortamını bozduğu için görev yeri değişikliği kararı verilmişti. Ancak Eskişehir il Milli Eğitim bu kararı tam 5 ay bekletti. 6 Aralık 2024’te kaleme aldığım “Arkalarında Sendika Olduğu İçin mi Müfettiş Kararları Uygulanmıyor?” başlıklı yazım sonrası bu olay Milli Eğitim Bakanlığına taşındı. Milli Eğitim Müdür Vekili Muammer Demirkan İbrahim Akar’ın engel olmaya çalıştığı kararı uygulamak zorunda kalmıştı. Akar ve Demirkan ikilisi Müdür Yardımcısı Ali Atik’i Mustafa Kemal İlkokulu’na vermek istemişler. Muttalip’ta Ali Atik ile daha önce görev yapan bu okulun Müdürü Işıl Aktaş onunla asla çalışamayacağını belirterek, ortalığı yangın yerine çevirmiş. Bundan dolayı Atik, Mustafa Kemal gibi gözde okul yerine İsmet İnönü İlkokulu’na gitmek zorunda kaldı. Yani Akar ve Demirkan ikilisinin güçleri bir başka kadın yönetici olan Işıl Aktaş’a da yetmemiş.
VAY HALLERİNE
Ne diyeyim? Devamlı Nöbetçi(!) Milli Eğitim Müdür Vekili ve iktidar sevdalısı sendika başkanı bir kadın ilkokulu müdürünü görevden aldırabilmek için daha önce defalarca soruşturma geçirip, cezalar alan Çamlıbel ve Babil’den medet umar hala düşmüşlerse, vay hallerine.
ÇEKİRDEK ÇİTLER GİBİ KUL HAKKI YEMEK
Ancak İbrahim Akar’ın intikam hırsı mağdur edilen tabela anaokulu müdür yardımcılarına da zararı olacak. Fatma Babil’i, “Fatma Akın’ı ve okulu huzursuz etsin” diye Mithat Paşa yerine müdür yardımcılığı boş olan iki anaokulundan birisine gönderseydiler, sınıf öğretmeni branşı bir müdür yardımcısına müracaat edecek bir okul daha kalırdı. İlk munhal ve muhtemel boşalacak yönetici listelerinde 18 tercih yapacak ilkokul müdür yardımcısına 15 tercih edebilecekleri okul vardı. Sayın Demirkan daha önce hep yaptığı gibi Fatma Babil’in görevlendirmesini biraz bekletmiş olsaydı veya branşı olan anaokuluna gönderseydi 15 müdür yardımcısı kendilerine okul bulmuş olacaktı. Sendika Başkanını mutlu etmeyi kendisine en büyük görev gören Demirkan, Fatma Babil’i jet hızıyla atayarak, okul sayısını 14’e düşürdü. Böylece mağdur olacak müdür yardımcısı sayısı 4 oldu. ‘Art arda soruşturmalar geçirmiş, cezalar almış birisine koltuk bulacağım’ derken; tabela anaokulu saçmalığıyla mağdur edilmiş bir müdür yardımcısına ikinci büyük darbe daha vuruldu. Zaten son yıllarda Eskişehir Milli Eğitim’de çekirdek çitler gibi kul hakkı yemek moda oldu. Eskişehir’deki okulların huzurlu şekilde faaliyet göstermesinden sorumlu Muammer Demirkan acaba böyle düşünmüş olabilir mi; “Şimdi Mithat Paşa’ya kazayla iyi bir müdür yardımcısı gider. Okul Müdürüyle omuz omuza verip, eğitim kurumundaki başarıyı daha artırırlar. Veliler, öğrenciler ve öğretmenler daha mutlu olur. Maazallah böyle olursa; biz okul müdürünü nasıl yeriz? Biz oraya sorunlu birini göndermekle çok iyi yaptık. Bırak okulda herkes mutsuz ve huzursuz olsun. Yeter ki o kadın okul müdürünü bir an önce alalım.” Eğer böyle düşünmüşse odasını Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürünün makam katında olan sendika odasına taşımasını tavsiye ediyorum. Peki bu savaşı; etrafı topla tüfekle sarılan kadın okul müdürü mü yoksa organize kötülük mü kazanır? Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî; “Üzülme Can! Doğruysan zarar gördüm deme. Bil ki iyiler mutlaka kazanır” demiş. Umarım her yerde iyiler mutlaka kazanır…