Kendinle Ne Kadar Bağlantıdasın?

Kurduğumuz en önemli ilişki kendimizle olan ilişkidir. Biz hayatımız boyunca hep kendimizle beraberiz. Hayatımızdaki tüm düşüncelere zihnimiz ev sahipliği yaparken, bedenimiz de ona eşlik ederek hayatla bağlantılarımızı kurarız.

Peki, sen bu beden ve zihin sayesinde, dış dünyayla ilişkini kurarken, kendini dinlemeye, beden ve zihnini anlamaya hiç zaman ayırıyor musun? En son ne zaman kendini farkındalıkla dinledin?


Bir başkasıyla kurduğumuz ilişkide onları anlamaya, dinlemeye gayret gösteririz. Zamanla onları tanır nelerden hoşlanıp hoşlanmadıklarını biliriz. Bir sıkıntıları olduğunda can kulağı ile dinler, anlamaya, destek olmaya çalışırız. Onlarla kurduğumuz dostluk, sevgi bağlarını kurduğumuz ilişkilerle güçlendirmeye çalışırız ve gönülden yaparız. Aynı şekilde güzel bir durum yaşadıklarında onları takdir eder, gurur duyduğumuzu söyleriz. Onları motive eder, kaynaklarını hatırlatırız. Bu ve bunun gibi davranışlar kurduğumuz ilişkilerin sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesini sağlar. Bir başkasının hayatına dokunabilmek, onları anlamak, dinlemek, destek olmak, sevinçlerini ve üzüntülerini paylaşmak en güzel davranış şekilleridir...

Peki, sen kendinle ne kadar ilişkidesin?

Kendini ne kadar farkındalıkla anlıyor, dinliyor ve ihtiyaçlarını ne kadar farkındalıkla besliyorsun... Kendimizle kurduğumuz ilişkimizi de sağlıklı bir şekilde sürdürebilmek için kendimizle bağlantıda olmamız önemli diye düşünüyorum. Bu bizim için çok soyut bir kavram gibi gelse de bunu kendimizle iyi bir dost olmak gibi düşünebiliriz. Dostumuza, sevdiklerimize nasıl yaklaşıyorsak kendimize de o şekilde yaklaşmalı, sabırla dinlemeli ve başarılarımız karşısında da kendimizi takdir etmeyi bilmeliyiz.

Bir düşün... Sen kendinle nasıl bir dostsun?

Kendini duyabiliyor musun? Kendinle ilişki içindeyken ne kadar kendinsin? Kendine ne kadar farkındalıkla yaklaşıyorsun?

Kendimize farkındalıkla yaklaşarak dinlemek; bizim için olumlu ve olumsuz her deneyime açık olmak, kendimizi yargılamamak ve sevgiyle yaklaşabilmeyi içermektedir. Hayatımızın akışı içerisinde birçok deneyimlerin içinden geçeriz. Bazen kendimizle yakın bağ kurarken bazen de zorlayıcı deneyimleri ve duyguları düşünmek zor olabilir. Böyle durumlarda bize kendimizi iyi hissettiren, mutlu, coşkulu deneyimleri kendimize anlatmak iyi gelebilir. Mesela sevdiğimiz bir arkadaşımızla yaşadığımız güzel bir anıyı, tek başımıza geçirdiğimiz güzel bir vakti kendimize anlatabiliriz. Hepimizin hikayesi bize özel... Kendini iyi hissetmediğinde, sana kendini iyi hissettiren bir deneyimini seçip, güzel bir kahve eşliğinde kendine anlatabilir, kendini dinleyebilirsin. Bu deneyimi yaşadığında duygularının nasıl olduğunu, bedeninde nasıl bir his yarattığını, tüm detayları ile birlikte kendine anlatmayı deneyebilirsin. Tüm bu duyumları dinlemek, kendini daha iyi tanımana yardımcı olabilir. En azından kendini iyi hissetmediğin zamanlarda, bu anları hatırlamak sana kendini huzurlu hissettirebilir... Çünkü yaşadığımız ana hayat veren bizleriz. Bu anları neyle doldurmak istersek onunla doldururuz. Bunu bize bizden başka kimse veremez...

Hayat bu... Yaşadığımız tüm deneyimler bizi biz yapar. Hayatın içinden geçerken bazen olumlu bazen de zorlayıcı deneyimler yaşarız. İyi olanları kabullenirken yaşadığımız zorlu deneyimleri yok sayamayız. Onları ne görmezden gelebiliriz ne de içinde boğulmak zorundayız. Sen yaşadığın tüm deneyimlere nasıl bakarsan o da sana o şekilde yansır.

Hiç kendini gözlemledin mi... Sen kendine olumlu ve olumsuz durumlarda nasıl yaklaşıyorsun? Başarılarının karşısında kendini, bir dostunu kutlar gibi kutladın mı? Kendine “seninle gurur duyuyorum” dedin mi? Sen kendinin ne kadar yanındasın? Hangi güçlü yanlarını takdir ettin ve hangi zorlu durumlarda onlardan destek aldın? Zorlu deneyimler karşısında kendine nasıl bir tutum sergiliyorsun? Mesafelimi, kızgın mı, sert mi, anlayışlı mı? Kendimize nasıl davrandığımızı fark ettikçe, bunu değiştirme gücünü de elde etmiş oluyoruz.

Kendimizle ilişkimizi fark etmek oldukça değerli

Bu kendimize nasıl bir tutum sergilediğimizi anlamamıza yardımcı olacaktır. Özellikle zorlu durumlardan geçtiğimizde, bazen kendimizi duymak yerine kaçıp uzaklaşmayı, sorunlarımızı ötelemeyi seçeriz. Kulaklarımızı kendimize kapatıp, içimizdeki sessiz çığlıkları bastırmaya çalışırız. Bu da bizim o sorunla nasıl baş edeceğimizi bilemememizden kaynaklanıyor olabilir. O durum bize korkutucu ya da zor geldiğinden de olabilir. Yaşadığımız duygulara, deneyimlere kulak vermek bize zor gelse de onları dinlemeyi seçebiliriz. Hepimiz farklı kişilik yapılarına sahip olduğumuz için, zorlu durumları da farklı şekillerde deneyimliyoruz. Bazılarımız zihninin ve bedeninin ona verdiği sinyalleri iyi duyup onunla nasıl iletişime geçeceğini bilirken, bazılarımızda onunla nasıl geçineceğini bilmiyor ya da kaçıyor olabilir. Sonuçta hepimiz farklı ve biriciğiz...

Peki, kendimizi farkındalıkla nasıl dinleriz?

Örneğin iş ortamında seni huzursuz eden ve sürekli tekrarlanan bir durumu düşünelim.  Bunu kendine uzun ve detaylı bir şekilde sesli olarak anlat. Kim bilir belki en ufak bir detay senin için kilit noktası olabilir. Bir dostunu dinler gibi sabırla dinle. Belki bazı yerler seni daha çok rahatsız edebilir. Sen nasıl deneyimliyorsan kendine de öyle aktar. Zorlandığın bazı durumlar olduğunda, kendine küçük nefes molaları vermek, kendini rahatlamış hissetmene yardımcı olabilir.

Seni nelerin huzursuz ettiğini, bunlardan nasıl etkilendiğini, bedeninde neler hissettiğini, duygularının yoğunluğunu, hangi durumlar karşısında ortaya çıktığını, senin hangi değerlerine zarar verdiğini, olaylar karşısındaki tutumunu vs. tek tek anlat. Seni en çok rahatsız eden noktayı bulmaya çalış. Bu noktaya hangi anlamları yüklediğini, bu yüklediğin anlamların gerçekliğini sorgula. Bunun gibi pek çok noktaları derinlemesine kendinle konuştuğun zaman yakalayabilirsin. Zorlandığın durumları fark etmeye çalıştıkça, deneyimlerine yakından baktıkça, kaçtığın tarafına el uzatabilirsin. Çünkü zorlandığımız durumlarda kendimizi dinlemezsek, bu bizim daha da zorlanmamıza sebep olabilir.

Kendinle sohbet ettiğinde ve bir dostunu dinler gibi dinlediğinde aynı zamanda da karşında seni çok seven, güvendiğin bir dostun olduğunu düşünebilirsin. Bu kişi sensin...Bir dostuna yaklaşır gibi kendine yaklaş...

Zorlu durumlar karşısında kendimize el uzattıkça, daha sonra benzer durumlarla karşılaştığımızda onunla nasıl baş etmemiz gerektiğini de anlamamıza yardımcı olabilir, benzer deneyimlere bakış açımızı etkileyebilir ya da o deneyimi tekrarlamamamızı sağlayabilir. Kendimizi farkındalıkla dinlemek, seçimlerimizi de farkındalıkla yapmamızı sağlayabilir...

Hepimizin çıktığı bu güzel yolculukta, yolumuza güzel manzaraların, düz yolların, bize hoş gelen nice güzel şeylerin olabileceği gibi bazen de yolumuzda ilerlememize engel olabilecek zor durumların, bize hoş görünmeyen manzaralarında olabileceğini kabul etmek gerek.  Kendimizle kurduğumuz bağlantılarla üstesinden gelme yollarını bulabilir, gerektiğinde destek alabiliriz. Unutmayalım ki, bir elimizde sorun varsa diğer elimizde de mutlaka çözümü vardır. O eli açmak yine senin elinde...

En Değerli Hedefiniz Kendinizi Sevmek Olması Dileğiyle...

Mutlu kalın...