Bana ‘evladım bu işi nasıl yapacaksın? Ticaret zor. Bu işten para kazanabilecek misin?’ demişti. Ben de yapacaklarımı anlatmıştım. O da “Senin gazeteciliğine güveniyorum. Ama bu işte para kazanamazsan fazla borca girme. Olmuyorsa bırak gel. Senin gibi zeki ve dürüst insanı belediye de istiyorum” demişti. Bende bu işte kararlı olduğumu söyledim. Yılmaz Hoca’nın benimle ilgili düşünceleri mutlu etmişti. Yanından ayrılırken Yılmaz Hoca ‘derginde ilk röportajı benimle yap’ demişti. Daha nasıl bir dergi yapacağımızı bilmeden, dergiyi görmeden ‘ilk röportajı benimle yap’ demesi beni gururlandırmıştı. Derginin içeriğini çok iyi planlamıştım. Ama kağıt kalitesini daha düşük yapmayı düşünüyordum. Ancak çıkacak ilk sayıda Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen gibi Eskişehir’in kaderini değiştirmiş, bozkırın ortasında Avrupa şehri oluşturmuş büyük markanın kapak olacak olması, benim bu fikrimi değiştirdi. Çünkü Yılmaz Hoca “Ayhan sen bir ilk sayını çıkar. Bir bakayım dergine, sonra röportaj yapayım” demedi. Benim baştan sağma, kalitesiz bir şey yapmayacağımı biliyordu. Haberes Dergisi’nin kağıt ve baskı kalitesi en iyi olmalı dedim. Yıllar önce Balkon Dergisi’nde birlikte çalıştığım Ankara Ofset ile görüştüm. Sahibi Mustafa Yüksel işine büyük saygı gösteren insandı. Ankara Ofset sayesinde baskı ve kağıt kalitesini de öne çıkardım. Böylece Eskişehir’e içeriğinden, kağıt ve baskısına çok kaliteli dergi kazandırdık. ‘Bir işe nasıl başlarsan öyle gider’ sözü gerçek oldu. İdealist davranarak, 45 sayıdır kaliteden en ufak taviz vermeden yayın serüvenimizi sürdürüyoruz. Yılmaz Hoca ilk sayımızda röportaja başlarken; “Sevgili Ayhancığım… Öncelikle seni kutluyor ve yeni işinde başarılar diliyorum. Zor bir zamanda zor bir işe kalkışıyorsun. Ancak benim senin başarılı olacağına inancım tam” demişti. İlk sayımız 8 Mayıs 2020’de çıktı. Pandemi dönemiydi. Kendisine ilk sayıyı Özel Kalem Müdürü Burhan Değirmencioğlu aracılığıyla ilettik. İlk sayımızı okuyan Yılmaz Hoca telefonla arayarak; “Evladım beni yanıltmadın. Çok güzel bir dergi yapmışsın. Hep böyle git. Senin başarılı olacağına inancım tam” demişti. Geçtiğimiz Perşembe günü Yılmaz Hoca’yı ziyaret ettim. Son çıkardığımız 45’nci sayımızı kendisine takdim ettim. Kendisi dergiyi inceledikten sonra, 45 sayıda da kaliteden taviz vermeden Eskişehir’e yakışan bir dergi çıkardığımız için beni kutladı. “Büyük özenle hazırlandığı belli oluyor” dedi. Özellikle kapak tasarımımızı çok beğendiğini söyledi. Kim yaptı bu tasarımı dedi? Benim fikrim doğrultusunda Antalya’da yaşayan üniversite arkadaşım Ufuk Yücel’in tasarladığını söyledim. 45 sayıdır dergimizin grafik tasarım işini yapan Ufuk’un Türkiye çapında bir yetenek olduğunu söyledim. Yılmaz Hoca, Haberes Dergisi’nin her sayısını büyük zevkle okuduğunu söyledi. “Okumak için ele alındığında büyük özen gösterilerek, hazırlandığı belli oluyor” Ben de kendisine teşekkür ettim. 25 yıldır Eskişehir’e kazandırdıkları için bir Eskişehirli olarak kendisine minnettar olduğumu söyledim. Yılmaz Büyükerşen; tozu, çamuru, suyu pis akan Porsuk Çayı ile anılan Eskişehir’i, tüm Türkiye’nin örnek aldığı bir kent haline getirdi. İçinde yaşayan insanların gittikleri başka kentlerde ‘ben Eskişehirliyim’ diye büyük gurur duydukları modern bir şehir oluşturdu. Eskişehir’in modern ve çağdaş yüzünü ortaya çıkardı. Bazı insanlar, o şehrin kaderi oluyor veya kaderini değiştiriyor. Bir şehrin kaderini değiştiren, 0n yıllar, yüzyıllar geçse de adı hep bu şehirle beraber yaşayacak olan Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Ocak 2024 sayısında Haberes Dergisi'ne samimi açıklamalarda bulundu.