11 Mart 2020 tarihinde ülkemizde ilk vakanın görülmesi ile birlikte sağlık çalışanları Covid-19 salgınına karşı 7 aydır olağanüstü bir mücadele yürütmektedirler. 3 Ekim 2020 tarihinde Sağlık Bakanı Sayın Dr. Fahrettin Koca’nın yaptığı açıklamada 107 sağlık çalışanını Covid-19 nedeniyle hayatını kaybettiğini, 40 binin üzerinde Sağlık çalışanının Covid-19’a yakalandığını ilan etmiştir. Bu sayı Ekim ayı itibariyle Türkiye’deki toplam hasta sayısının yaklaşık % 13’üne denk gelmektedir. Ne yazık ki her günde yeni vefat haberleri alıyor, kahroluyoruz. Burada dikkat çekilmesi gereken önemli bir konuda sağlık çalışanlarının sağlığının korunmasıdır. Bu nedenle bakanlık ekstra önlemler almalı, koruyucu kıyafet ve malzeme eksiklik yaşanmamalıdır. Sağlık çalışanlarının salgından korunmak amacıyla dile getirdiği talepler kısa sürede karşılanmalıdır. Bu konuda özellikle taşra yöneticileri uyarılmalıdır. Salgınla mücadelede hayatını kaybederek şehit olan sağlık çalışanlarının geride bıraktığı ailelerinin mağdur olmaması için kendilerinin ‘2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun’un kapsamına alınması gereklidir. Bu yönde de bir düzenleme hayata geçmelidir. Fakat daha covid-19’un meslek hastalığı sayılmadığı bir dönemdeyiz. Bu konuda bazı adımlar atılacağının ifade edilmektedir. Çok geç kalındığını düşünüyor ve ifade ediyoruz. Umarız ki bu iş hayatını kaybeden arkadaşlarımızın yasal olarak şehit kabul edilmesi sürecine doğru giden bir adım olur ve bu adımlar çok hızlı atılır. Salgınla mücadelenin kahramanları olan sağlık çalışanlarımız çalışma hayatı ile ilgili taleplerinin karşılanmaması ve sorunlarının çözülmemesi nedeniyle sıkıntı içerisindedirler. Hem moral ve motivasyonlarının yüksek olması, hem de daha iyi hizmet sunmalarını sağlamak amacıyla gündeme getirdiğimiz taleplerin karşılık bularak hayata geçmesi gereklidir. Bu anlamda öncelikle ücretlerde bir artış yapılmalıdır. Bu artış mutlaka maaşa zam olarak gerçekleştirilmelerdir. Çünkü tavandan denilerek yapılan bu ödemeler çalışanları hiçbir anlamda memnun etmemiştir. Aynı Hastanede farklı servislerin de çalışan, aynı serviste çalışıp eğitim durumu farklı olan sağlık çalışanları arasında çok büyük ödeme farklılıkları ortaya çıkmıştır. Sağlık hizmetlerinin sunumunda görev alan, kamu hastanelerinde çalışan, genel idari, yardımcı hizmetler ve teknik hizmetler sınıfındaki çalışanlara ve işçilere ise ödeme yapılmamıştır. İdarecilerin kimin ne kadar ücret alacağına karar verdiği bir sistemde haksızlıklar yaşanmıştır. Bu tür adaletsiz bir yöntemin terk edilerek ücretlerde makul bir artışla sağlık çalışanlarının beklentisi karşılanmış, sahadaki karışıklık ve haksızlıkta sonlanmış olacaktır. Bu temel talebin dışında döner sermaye sisteminin yeniden revize edilip veya sil baştan yenilenerek çalışan merkezli bir hale getirilmeli, sağlık çalışanının alacağı döner sermaye ücretleri makul bir seviyede tutulmalıdır. 5 TL, 10 TL gibi trajikomik ödemelere bir son verilmelidir. Sağlık çalışanlarının yıpranma payı 60 gün yani 6 yıla 1 yıl olarak düzenlenmiş; çalışılmayan günler de düşüldüğünde 9 yıla 1 yıl olmaktadır. Bu düzenleme mevcut haliyle çalışanların beklentisini karşılamaktan çok uzaktır. Salgınla mücadele ve hastalığa yakalanan sağlık çalışanları da göz önüne alındığında Yıpranma payının makul bir düzeye getirilmesi şarttır. Sağlık çalışanlarının beklediği bir başka düzenleme ise planlı bir istihdam politikasının hayata geçmesidir. Kapatılan hastanelerin yeniden açıldığı, şehir hastanelerin hızla hizmete sokulduğu ve sağlık çalışanlarının salgına yakalandığı bir dönemde mezun olup atanmayı bekleyen geçen sağlık çalışanı arkadaşlarımız sağlık sistemine dahil edilmelidirler. Böylelikle hem ağır iş yükü hafifleyecek hem de istihdam bekleyen gençlerin talebine bir cevap verilmiş olacaktır. Ayrıca Kreş gibi sosyal imkanlardan sağlık çalışanlarının yararlanması için düzenlemeler yapılmalı, her hastaneye mutlaka bir kreş açılmalıdır. Çorum’da bir hemşiremizin hastanede kreş olmadığı için komşusuna bıraktığı 2 evladının yangında hayatını kaybetmesi gibi tarifsiz acıların bir daha yaşanmaması için bu adım mutlaka atılmalıdır. Bizim beklentimiz salgının seyrini arttırarak devam ettiği şu günlerde kahraman sağlık çalışanlarının taleplerinin yerine getirilmesidir. Övgüyle bahsedilen filyasyon çalışmalarında pandeminin ilk gününden itibaren görev alan aile hekimliği çalışanlarına ilave bir ek ödeme yapılmasına yönelik bir düzenleme geçte olsa, pandeminin başlangıcından 6 ay sonra yapılmıştır. Burada da yapılacak ödemenin ne yazık ki performansa, bakılan Covid’li hasta sayısı gibi bazı kriterlere bağlanması yanlıştır. Bu sorun giderilmelidir. Ayrıca İl ve İlçe Sağlık müdürlüklerinde oluşturulan filyasyon ekiplerinin mesai saatleri ile ilgili belirli bir sürenin olmaması, günde 10 saati bile aşan mesai saatlerine maruz kalındığına dair şikayetler gelmektedir. Mesai saatlerinin çalışan sağlığı düşünülerek bir kritere bağlanması gereklidir.