Teğmenler ve Darbeler

Gündemimizde olan bir konu teğmenler. Cumhuriyetimiz kurulduğundan beri tarikatlalar, cemaatlar, Türk düşmanları, cumhuriyetin karşısında olmuş . Bu güçler çoğunlukla Türk düşmanları tarafından beslenmiş,  büyütülmüş. Zaman zaman devlet bunlara bazen sert bazen tatlı sert müdahalelerde bulunmuş. Tamamen yok edilmemiş bunlar. Arkalarındaki destekçileri ile oy deposu olarak görülmüş.

1960 ihtilali, 1971 muhtırası,1980 ihtilali, 28 Şubat 1997 post modern darbe, 27 Nisan 2007 E muhtırası, 15 Temmuz 2016 kalkışması ile ciddi badireler atlatmışız.

Her seferinde ülkemiz milletimiz demokrasimiz zarar görmüş.

27 Mayıs 1960 darbesi, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde gerçekleşmiş   ilk askerî  darbedir.  Ayrıca 27 Mayıs Askerî Müdahalesi,  27 Mayıs İhtilali olarak da anılır. Darbe emir komuta zinciri içinde yapılmamıştı., 37 düşük rütbeli subayın planlaması ile gerçekleştirilmiştir. Daha sonra, 235 general ve 3.500 civarında subay (daha çok albayyarbaybinbaşı) emekliye sevk edilmiş, üniversitede bulunan 147 öğretim görevlisi görevden alınmış ve bazı üniversiteler kapatılmıştır. Bununla beraber 520 savcı ve yargıç görevden alınmıştır.

12 Mart muhtırası 12 Mart 1971 tarihinde Türk Silahlı  Kuvvetleri Komuta Kademesinin; Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'a  bir muhtıra vererek 32. Türkiye Hükûmetini  istifaya zorladığı askerî  müdahaledir.

Düzgünce ilerlemeye çalışan demokrasimiz bir kez daha zarar görmüştür.

12 Eylül Darbesi veya 1980 İhtilali, resmî isimlendirmeleriyle 12 Eylül 1980 Harekâtı  Türk Silahlı Kuvvetlerinin 12 Eylül 1980 günü emir komuta zinciri içinde gerçekleştirdiği askerî darbedir.  27 Mayıs Darbesi ve 12 Mart Muhtırası'nın ardından Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Silahlı Kuvvetlerin yönetime karşı gerçekleştirdiği üçüncü ve son başarılı açık müdahaledir.

Siyasi istikrarsızlık, ekonomik sebepler, güvenlik, dış siyasi baskılar, suikastler gibi etkenler darbe nedeni olarak gösterilmiştir.

Bu darbe emir komuta zinciri ile gerçekleştirildiği için askerde bir kıyım olmamış ama siyasi olaylara karıştıkları gerekçesiyle sağdan soldan binlerce gencimiz zarar görmüştür. 650 bin kişi gözaltına alınmış, 250 bin kişi askeri mahkemelerde  yargılanmıştır. Cezaevlerinde 171’i işkenceden olmak üzere toplam 300 kişi ölmüştür. Toplam 49 kişi idam edilmiştir. 1 milyon 683 bin kişi fişlenmiştir. O dönem çıkarılan 1402 sayılı sıkıyönetim kanunuyla her kesimden yaklaşık 5000 memurun görevine son verilmiştir. Yaklaşık bu kadar memurun da görev yerleri değiştirilmiştir.

28 Şubat 1997 post modern  müdahalede, geleneksel askeri darbelerden farklıydı.  Ordu doğrudan hükümetin devrilmesini  sağladı. Ordudan tarikatlarla ilişkisi tespit edilen 748 ordu personeli ihraç edilmiştir. Binlerce memur hakkında soruşturma açılmıştır

27 Nisan 2007 E-Muhtıra, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin doğrudan sivil yönetime baskı yapma yöntemiydi. Ordu ile hükümet arasında ciddi bir gerginlik yaşandı. Ordu, bu muhtıra ile Cumhurbaşkanlığı seçimlerine müdahaleyi amaçlamıştır.

15 Temmuz 2016 gecesi, Türkiye'nin demokratik olarak seçilmiş hükûmetini devirmek hedefiyle hain bir darbe girişimi gerçekleştirildi. Fetullahçı Terör Örgütü tarafından gerçekleştirildiği söylenen darbe girişimi, İstanbul'da köprülerin kapatılması ve tankların sokaklara inmesiyle ile başladı. İlerleyen zamanda olaya uçakların katılması halkın sahaya inmesiyle devam etti.  Kısa süre içinde de kalkışma bastırıldı.

Darbede çok sayıda vatandaş hayatını kaybetmiştir. Türk kamuoyunu derinden etkileyen bu darbe girişiminin etkileri aylarca sürmüştür. Bu darbe girişimi, Türk darbeler tarihinde çok önemli bir yere sahiptir. Demokrasiyi sekteye uğratmak amacıyla gerçekleştirilen bu darbe girişimi sonucunda halkın yanı sıra siyasetçiler de ortak hareket etmişler ve darbe girişimine karşı birlikte mücadele vermişlerdir

15 Temmuz sonrasındaki sürede, TSK dan "Silahlı kuvvetlerde görev yapan 32 bin 189 subayın 10 bin 468'i, yani yüzde 33'ü ordumuzdan atıldı. 1886 kurmay subayın 1524'ü yani yüzde 81'i ihraç edildi."

Buna ilaveten yaklaşık 70 bin öğretmen açığa alınmış bunların ortalama 50 bini ihraç edilmiş .Ayrıca yaklaşık 6 bin  öğretim görevlisi, 4000 civarı hakim savcıda ihraç edilmiş. Toplamda 125 bin 678 kişi; kamudan ve TSK'dan, ihraç edilmiş. terör örgütüyle iltisaklı toplam 332 bin 884 kişi gözaltına alınmış. 101 bin kişi tutuklanmış.

15 Temmuz darbe girişiminden bugüne kadar, Türk Silahlı Kuvvetlerinden toplam 24 bin 256 personel ihraç edilmiş.  İhraç edilenler arasında 150 general ve 10 bin 468 subay bulunuyor.

15 Temmuz darbe girişiminde görev aldığı söylenen ve ihraç edilen 150 generalin tamamı; 2011-2015 yılları arasında gazete haberlerinden okuduğumuza göre genel kurmayın itirazına rağmen  Yüksek Askeri Şura onayıyla terfi eden generallerdir.

15 temmuz kalkışması en son darbe olma özelliğini taşıyan, hafızalarımızda tazeliğini koruyan bir darbedir. Bu darbe çok büyük izler bırakmıştır. Hala gizemini sürdürmektedir. O gece açıklanmaya muhtaçtır. Dolaylı olarak bu darbeden milyonlar etkilenmiştir.

Diğer darbelerde olduğu gibi demokrasimiz bir kez daha sekteye uğradı. Doğru dürüst delillendirmeden, buldukları itirafçıların iftiralarıyla devletimizin, yetişmelerinde milyonlarca lira para harcadığı birçok askerimizi, polisimizi, okur yazarımızı kaybettik.

15 Temmuz dan sonra Askeri okullara öğrenci alınırken Hükümet tarafından kurulan Sadat isimli kuruluşun etkili olduğu bizzat başındaki komutanı tarafından açıklandı. Buna rağmen ülkemizin kuruluş değerlerine sahip öğrenciler alınmış, teğmen olmuşlar. Biz de bunların varlığını,  resmi tören bittikten sonra yaptıkları yeminle öğrendik. Vatan, Millet, Cumhuriyet, Atatürk sevgisiyle masumane yapılan bu olay, maalesef aleyhlerine kullanılarak ihraçları isteniyor. Normal şartlarda bunu anlamak mümkün değil.

Balyoz Ergenekon kumpasları, generaller,15 temmuz sonrası ihraç edilen 30 bin küsur subayın 10 bin küsurunun ihracını, Ülkemize kabul edilen 13 milyon civarında olduğu söylenen sığınmacılar ve bunların arasından ordumuza  alınan subay astsubay ve polisler ve Ortadoğu’daki  gelişmeler, İlave olarak yazımızın başlığı olan teğmenler konusu aynı bağlamda değerlendirilmelidir.