Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması “TIMSS”, öğrencilerin fen ve matematik alanlarında kazandıkları bilgi ve becerilerin değerlendirilmesine yönelik bir tarama araştırmasıdır. Uluslararası Eğitim Başarılarını Değerlendirme Kuruluşu (IEA) tarafından dört yıllık periyotlarda gerçekleştirilen TIMSS, dünyadaki en büyük uluslararası öğrenci başarısını değerlendirme çalışmalarından biridir. 4. ve 8.sınıf düzeyindeki öğrencilerin matematik ve fen alanlarındaki başarılarını değerlendiren TIMSS 2019 Ön Raporu geçtiğimiz günlerde açıklandı. Türkiye’nin 1999 yılından itibaren katıldığı TIMSS 2019 uygulamasına dördüncü sınıf düzeyinde 58 ülke, sekizinci sınıf düzeyinde ise 39 ülke katıldı. Türkiye TIMSS 2019 döngüsüne kadar fen ve matematik alanlarında ortalama referans olarak kabul edilen 500 puanın altında performanslar göstermişti.
Türkiye İlk Kez Sıra Atladı…
TIMSS 2019’da Türkiye ilk kez ortalamayı yakalayarak 4. sınıflarda 58 ülke arasından matematik başarısında 523 puanla 23.sıraya, fen başarısında 526 puanla 19. sıraya yükseldi. 39 ülkenin katıldığı 8. sınıf değerlendirmesinde ise; 496 matematik puanı ile 20.sırada, 515 fen puanı ile15.sırada yer aldı. Türkiye’nin TIMSS 2019 uygulaması sonucunda her iki alanda da performansını anlamlı ölçüde artırması hepimizi sevindirdi. Ancak sınavın ayrıntılı analizlerinden ve sınavla birlikte yapılan anket sonuçlarından ortaya çıkan bazı gerçekleri de görmemiz gerekiyor.
4.Sınıflar Sınavına 5.Sınıflarımız Girdi !..
Türkiye’nin, IEA’ya yaptığı “Bizim 5. sınıfımızın diğer katılımcı ülkelerin 4. sınıfına denk düştüğüne” dair başvurusu kabul edildi. Böylece, 2019 TIMSS testine 55 ülke 4.sınıfları ile katılırken; Türkiye 4.sınıflar sınavına 5. Sınıfları ile katıldı. Bu durumda, 4.sınıf sınavına giren öğrencilerin ülkelerarası yaş ortalaması 10,2 iken Türkiye’den katılan öğrencilerin yaş ortalaması 10,6 oldu.
Öğrencilerin Yeterlilik Düzeyleri;
TIMSS 2019 Türkiye sonuçlarında 4. sınıf öğrencilerinin yüzde 15’i matematikte, yüzde 12’si fen testinde ileri düzeyde yer aldı. Ancak, 4. sınıf matematik testinde öğrencilerin yüzde 12’si, fen testinde ise yüzde 10’u alt yeterlilik düzeyine ulaşamadı. Sekizinci sınıflarda, ileri matematik yeterliliğine sahip öğrenci oranı yüzde12 olurken, öğrencilerin yüzde 20’sinin ise alt matematik yeterliliğine ulaşamadığı görüldü. İleri fen yeterliliğine sahip olan öğrencilerin oranı yüzde13 olurken, sekizinci sınıf öğrencilerinin yüzde 12’si alt fen yeterlilik düzeyine ulaşamadı. Ülkemizde sekizinci sınıf matematik puanlarında alt düzeye ulaşamayan öğrencilerin çokluğu, matematik eğitiminin öncelikli olarak ele alınmasına işaret etmektedir. Bölgeler ve Okullar Arası Farklılıklar Çok Fazla… Sınav sonuçları, öğrencilerimizin belirli bir puan etrafında birikmeden her türlü farklı puanı aldıklarını ve okullara göre öğrenci başarılarının çok fazla değişkenlik gösterdiğini ortaya koydu. 2019 TIMSS uygulamasında Batı Karadeniz bölgesi hariç diğer bölgelerde 2015 uygulamasına göre artışlar gözlenmesine rağmen; Kuzeydoğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki puanların standart ortalamanın altında kalmış. Sınav sonuçlarında, coğrafi bölgelerimiz arasında hem matematik hem de fen alanında 70-80 puanlık farklar oluşması dikkat çekiyor. Türkiye’de varlıklı ve avantajlı okullar ile dezavantajlı okullar arasındaki puan farkı 50-60 puana kadar çıkıyor. Bu farklar, TIMSS 2019 ortalamalarından çok fazla.
Sosyoekonomik Düzey Başarıyı etkiliyor…
TIMSS 2019’da öğrencilerin sosyoekonomik durumu ve ortalama puanı arasında belirgin bir ilişki olduğu görülüyor. Buna göre, öğrencinin sosyoekonomik durumu iyileştikçe puanı artıyor. Türkiye’de 4. sınıf matematik testinde çok kaynağa sahip çocuklarla az kaynağı olanlar arasında 175, fen testinde ise 169 puan farkı var. Bu veriler Türkiye’de evdeki öğrenme kaynaklarına göre puanlarda oluşan farkın uluslararası ortalamanın çok üstünde olduğunu gösteriyor.
Okula Yorgun ve Aç Geliyorlar…
TIMSS kapsamında uygulanan ankette öğrencilere okula yorgun ve aç gidip gitmedikleri sorusunun karşılığında; “Her gün/ neredeyse her gün okula gittiklerinde aç olduklarını” belirtenlerin oranının 4.sınıflarda yüzde 40, 8.sınıf öğrencilerinde yüzde 46 oluşu hayli dikkat çekiyor. Bu oranlar uluslararası ortalamaların yine oldukça üstünde.
Gelişmeler Sürdürülebilir Olmalıdır…
Sosyoekonomik düzeyin eğitim çıktıları üzerindeki etkisi, okullar arası nitelik farklılıkları ve bölgesel olanaksızlıklar gibi yapısal sorunlar çözülmeden eğitimde olumlu gelişmelerin sürdürülebilir olması oldukça zordur. Bunlara ek olarak ortaya çıkan COVID-19 salgını, Türkiye’de ve dünyada eğitim sistemlerinin kırılganlığını ve tüm çocukların eğitim hakkının güvence altında olmadığını daha görünür kıldı. Türkiye’nin “yıllar sonra” TIMSS 2019 araştırmasında göstermiş olduğu olumlu gelişmenin sürdürülebilir olması ve başarının daha bütünsel bir dağılım gösterebilmesi için; uluslararası sınav sonuç analizleri daha ayrıntılı ve gerçekçi yaklaşımlarla değerlendirilmeli; eğitim hedefleri belirlenirken “tüm çocukların fırsat eşitliği ile eğitime erişimlerini sağlamanın sosyal devletin öncelikli görevi” olduğu unutulmamalıdır.