Yemek yarışmaları bir anlamda uzun yıllardır tüketilen ve o yöreye mahsus unutulmaya yüz tutmuş yemeklerin kayıt altına alınması bakımından önemli bir kültür organizasyonudur. Bu yarışma organizasyonu kapsamında özellikle geleneksel yemeklerin adları ile birlikte yapılışları yazılı ve görsel olarak arşivlendirilecek olması ve standartlaştılması kültürümüze önemli bir hizmet katacağı muhakkaktır.
Yemek yarışmaları sayesinde bir yörede kullanılan hammaddelerin, özel ekipmanları, yemek ile ilgili hikayelerini, pişirme ve yeme usullerinde gün yüzüne çıkmasına doğal olarak da yararı olacaktır. Türkiye’de düzenlenen yemek yarışmalarının profiline bakıldığında genel olarak iki farklı şekilde yemek yarışmasının düzenlendiğini söyleyebiliriz. Bu yarışmalardan ilki ise; profesyonel aşçıların ya da aşçılık öğrencilerin çeşitli kategorilerde yarıştığı ve genellikle aşçılık federasyonlarının önderliğinde düzenlenen yarışmalarda daha deneyimli aşçıların ya da ünlü gurmelerin jüri olarak görev yaptığı yarışmalardır.
Aşçılar bu yarışmalara bireysel katılabilecekleri gibi ekip halinde de yarışabilir veya bir kurumu temsilen de yarışmaya katılabiliyorlar.
Türkiye’de düzenlenen yemek yarışmalarından ikincisi ise; bölgesel olarak tanımlanan şehir veya ilçeler bazında düzenlenen yemek yarışmalarıdır.
Bu yarışmalar genellikle söz konusu yerdeki Valilik, İl Kültür Turizm Müdürlüğü ve Belediyeler gibi yerel yönetimler tarafından organize edilen yarışmalardır. Bu gruptaki yarışmalar genellikle yörenin her yıl geleneksel olarak yapılan festivallerin içinde organize edilir. Bu yarışmalar profesyonel aşçıların katıldığı yarışmalara kıyasla daha amatörcedir.
Bu kategorilere çoğu kez “yöresel yemekler” dahil edilir. Ayrıca bu kategoride genellikle ev hanımları yarışır.
Jüri üyeleri şehirde konuyla ilgili Bilgi sahibi uzman kişilerden oluşturulur. Yemek yapımı genellikle yarışma alanında yapılmaz ve tüm katılımcılar yarışmaya katılacakları yemekleri yarışma alanına hazır olarak getirirler.
Bu yarışmanın amacı bir anlamda unutulmaya yüz tutmuş yemekleri vitrine çıkarmak ve güncellenmesini sağlamaktır.
Bu bağlamda değerlendirildiğinde o yörenin yiyeceklerinin tespiti ve kayıt altına alınarak bu yiyeceklerin coğrafi işaretli ürünler olarak tescillenmesi yörenin gastronomi turizminin de gelişmesini ve kalkınmasını da sağlayacaktır. Bölgenin ekonomisine önemli kazanımlar getirecektir.
Bir başka yemek yarışması kategorisi ise televizyon kanallarında son yıllarda furya halinde sürmekte...
“Yemekteyiz”, “Gelinim Mutfakta” ve “Master Chef” gibi yapımların cazibesi ise yemeklerden ziyade yarışmacılar arasındaki tartışmalar, laf sokmalar oluşturuyor.
TV 8’de ekranında yayınlanan “Master Chef” programında 14 yarışmacı eleme ve dokunulmazlık formatında yarışıyor. Ve bu programında ciddi yoğunlukta izleyicileri var. Reyting bakımından da üst sıralarda yer alıyor.
Televizyonda izlediğimizde programda ciddi gerginler yaşandığını hissedebiliyoruz.
Güzel yemek yapmak sevgi işidir. Bana göre bu programda gerilimli ortam özellikle oyunlaştırılmış. Bu yemek yarışmasından öte yarışmacılar arası gerilim ve stresin yansıtıldığı konsept olarak senaryolaştırıldığı açıkça belli.
Bu tür yarışma programlarda herkes oyuncu... Yazık ki işin özünde çok şovu ön plana çıkartılıyor. Amaç reyting yapmak uğruna her türlü popülist tiyatro oyunuyla izleyiciyi ekrana çekmek. Bu tür yarışma programların Türk Yemek Kültürüne hiç bir katkısı olmadığını sanıyorum.
Aslında bu yarışma programlarında birbirine laf atan yarışmacılar yerine gerçek şefleri ekranda görmek isterdik. Eğer amaç Türkiye’nin en iyi şefini arıyorsak neden ülkemizin tüm yörelerindeki yemeği çok iyi bilen şefleri yarıştırmazlar da böyle amatör acemileri ekrana serpiştirip servis yaparlar enteresan… Açıkçası malzemeleri ölçüsüzce ayarsız kullanan birbiriyle didişen şaşkın yarışmacılar yerine alanında uzman meslek aşkıyla yemeğe sevgisini katan ciddi şefleri ekranda görmek isterdik.
Eylül ayının başında Konya Gastro Fest festivaline katılmıştık. Festival alanında Türkiye’nin farklı yörelerinden aşçı ve şefler bu etkinlikte Halkla buluştular. Festival programının en önemli etkinliğinde milli geleneksel yemeklerimizin tanıtım yarışmasını başarıyla organize etmeleri takdire değerdi. Bana göre gerçek yemek yarışmaları halkın katılımıyla yapılan ve yöresel yemeklerin tanıtılması noktasında ve gelecek kuşaklara aktarılması anlamında önemli bir kültür hizmetidir. Bir gastronomi yazarı olarak halkın katılımı olan bu tür yarışmaları önemseyerek izlerim.
Konya Gastro Fest etkinliğinde TAFED başkanı değerli Zeki Açıköz ve ESASDER başkanı Kemal Kaya ile birlikte halkın içinden gelen yetenekli yarışmacıların birbirinden güzel yemeklerin sunuşunu izledik. Yöresel yemekleri sunan stantlarını gezdik. Ayrıca bu başarılı organizasyonu gerçekleştiren paydaş yetkililere tam puanımızı verdik…Televizyonlardaki şov ve reyting amaçlı yemek yarışmaları kendi kültürümüze bir şey katmadığı gibi üstelik yozlaştırıyor kanısındayım.