Her takımın tarihinde mutlaka çok büyük futbolcular vardır…
Onlar formasını giydikleri kulüplerin tarihiyle adeta özdeşleşmiştir...
Yalnızca kulüplerinin tarihinde değil ülke futbolunda da büyük izler bırakarak sporseverlerin gönüllerinde taht kurmuşlardır…
Aradan değil on yıllar, yirmi yıllar, asırlar geçse de her biri futbolumuzun unutulmazları arasında yerlerini almıştır…
Futbol tarihimizin yapraklarını araladığımızda hemen her kulüpte idol haline gelen böyle yüzlerce isim sayabiliriz…
Anadolu Yıldızı Eskişehirspor da sembol isimler yönünden oldukça zengin bir kulüptür…
Anadolu’da futbol devrimini ateşleyen 65’li, 70’li yılların o büyülü, o mistik zaferlerine imza atan, anılarımızın en seçkin köşesinde yaşattığımız muhteşem takımın “Kutup Yıldızı” gibi parlayan bir futbol virtüözü vardır.
Peki kimdir bu yıldız futbolcu?
***
Tabi ki her biri futbol tarihimizde büyük izler bırakmış bu muhteşem takımın vazgeçilmez isimlerinden biri olan “Kamuran Yavuz”dur…
Evet; bugün “Kamuran Yavuz” adını duymayan binlerce genç Es Es sevdalısı olduğuna eminim...
Eskişehir’den çok uzun süre ayrı kalması onu unutturmuş da olabilir…
Ama o görkemli yılların, o büyük zaferlerin heyecanını hâlâ yaşayan bir Eskişehirsporlu olarak ‘Kamuran Yavuz’u unutabilmek ya da öyle birkaç sözcükle anlatmak mümkün mü?
Eskiler ne güzel söylemiş, “Teşbihte hata olmaz…”
Öyle ise ona en yakışan ifadeleri şöyle sıralayabiliriz…
***
— O, Eskişehirspor’un ve Türk Futbol Tarihinin altın çerçevesine pırlanta ile işlenmiş bir futbol klasiğidir…
— O, futbolu güzel sanatların zirvesine taşıyan, futbol estetizminin en büyük temsilcilerinden biridir…
— O, büyük bir futbol zekâsının, iki süper ayak üzerindeki muhteşem silüetidir…
— O, şöhretin zirvelerinde sörf yaparken dahi giydiği formanın asaletine en küçük gölge düşürmemiş bir tevazu ve karakter abidesidir…
Özetle;
O futbolumuzun “Yunus Emre’sidir, Mevlana’sıdır, Nazım’ıdır…”
O futbolumuzun “Mozart’ıdır, Beethoven’idir…”
O futbolumuzun “Rembrand’tıdır, Picasso’sudur…”
***
Evet, “Kamuran Yavuz”un gerçekten pırıltılar saçan, imrenilecek bir futbol geçmişi ve kariyeri vardır…
Özellikle (Koca Usta) Vahap Özbayer ve (Koko Burhan) Burhan İpek’le birlikte Eskişehirspor’un en kreatif, en güçlü belki de Türk Futbol Tarihinin en unutulmaz orta sahalarından birini oluşturmuşlardır…
O yıllarda A Milli forma yalnızca İstanbul takımlarının tekelinde idi…
İşte ‘İsmail Arca, Ender Konca ve Kamuran Yavuz’ bu tekeli kıran ilk Anadolu çocukları ve Eskişehirsporlular olarak Ay yıldızlı formayı yıllarca onurla taşıdılar…
***
1972 Yılında Avrupa, 1974 Yılında Dünya Şampiyonu olan Almanya ile yapılan bir maç öncesinde Die Welt, Allemagne Zeitung ve Bild gibi önde gelen medya organlarına “Türkler bana penaltıdan bile gol atamaz” diyecek kadar küstahlaşan dönemin ünlü file bekçisi “Seep Maier”e attığı muhteşem gol bugün bile hafızalarda bütün canlılığı ile duruyor…
1-1 sona eren maçın bitiminde Almanların ünlü Teknik Direktörü “Helmut Schön” tarafından tebrik edilerek “Almanya’da dünyaya gelmiş olsaydın bir Franz Beckenbauer olurdun” sözleriyle iltifat görmesi bile onun futbol yeteneklerini yansıtması bakımından fevkalade önemli bir anekdot olarak hatırlanmaktadır…