Kendinizden biraz bahseder misiniz? Sanatla ilişkiniz nasıl başladı, nasıl devam etti?

Matematik öğretmeni bir baba ve hemşire bir annenin oğlu olarak Samsun’da dünyaya geldim. Babamın gençlik yıllarında yağlı boya tablolar resmetmesi, annemin üniversite yıllarında Türk Sanat Müziği solistliği yapmış olması kanımda sanatsal nabızların atmasına muhakkak ki en baskın etkenlerdir. Üniversite yıllarına kadar ki öğrenim hayatım ailemle birlikte Samsun’da geçti. Sanatla birlikteliğim ilkokul yıllarımda flüt çalıp şarkı söyleyerek başladı. Hevesimi ve çabamı fark eden ilkokul öğretmenim Mediha Telci, haftanın son günü son ders beni tahtaya kaldırıp sınıfın önünde şarkı söyletirdi. Onun bu kıymetli adımı özgüvenimin oluşmasına ve sanata olan isteğimin artmasına en büyük vesiledir. Kıymetli öğretmenime minnettarım. Ortaokul ve lise yıllarında ise yoğunluklu olarak şiirler ve kısa öyküler yazmaya başladım. Durmadan her türde okuyor ve okuduğum her metnin içine kendimce notlar alıyordum. Çevreme karşı engel olamadığım, olmak da istemediğim bir gözlem ve algılama arzusu vardı. Yazdıklarımı arkadaşlarıma, öğretmenlerime okutuyor ve eleştirileriyle birlikte kalemimi güçlendirmeye gayret ediyordum. Bugün geldiğim noktada o günlerin etkisi büyüktür. Müziği de bırakmadım tabi ki. Ruhumda yarattığı derin izlerle birlikte, hayatımın her döneminde varlığını hissettim. Üniversite yıllarında aldığım bağlama eğitimi ile birlikte Halk müziği ekseninde başladığım müzik çalışmalarına yarı profesyonel Türk Müziği korolarında korist ve solist olarak devam ettim. Pek çok özel kuruluş konserlerinde solist olarak sahne aldım ve almaktayım.

 Okurluktan yazarlığa geçiş sürecinizdeki yol nasıl oluştu ve ilerledi?

Uzun yıllar yazıp bir kenarda biriktirdiğim öykülerimi ve şiirlerimi kitaplaştırmak, okurlara ulaştırmak arzusu baskın gelmeye başlayınca öncelikli olarak yazdıklarımı edebiyat dergilerine göndermeye başladım. Oralarda yayımlandıkça bir okur kitlesi oluşmaya başladı. Bu gelişme beni daha ileriyi adımlamam için cesaretlendirdi ve yayınevleri ile iletişime geçerek sabırla beklemeye başladım. Nihayetinde Yol Akademi Yayınları dosyamı kabul ederek yayımlama kararı aldı.

 Öykü türünü seçmede özel bir nedeniniz var mı? Öykü yazmanın kolay olduğunu düşünüyor musunuz?

Bir okur olarak, kısa hikâyeler ve dili yalın söylemler her dönem ilgimi daha çok çekmiştir. Severek okuduklarımın türünü yazma eyleminde de kendime referans diyebilirim. Türk Sanat Müziği solisti olarak pek çok konserde sahne aldım. Seslendirdiğim pek çok eserin de kendi içinde derinlikli hikâyeleri var. Onları hikâyeleri ile özümsemek söylerken de ayrı bir birliktelik kurulmasını beraberinde getiriyor. Bu hissiyat ile öykülere olan ilgim bir kat daha arttı ve bu isteklendirme beni yazmaya sürükledi diyebilirim. Öykü kısa görünmekle birlikte altında ciddi bir gözlem, kurgu ve teknik barındırmaktadır. Bu parametrelerle birlikte bir öykü yazmanın kolay olduğunu söyleyemem fakat gözümüzde büyütülecek veya aşılamayacak zorlukları da yoktur.

 

Kitap yayımlamak oldukça zorlu bir yolculuk… Dosyanız okunmayabilir, okunsa bile uzun süre bekletilebilir nihayetinde birçok etmenden dolayı yayımlanmayabilir. Bütün bu süreçler sizi nasıl etkiledi?

Yola ilk çıktığım andan itibaren yaklaşık iki yıl boyunca doğru adımı atmayı bekledim. Pek çok yayınevi matbaa mantığı ile maliyet paylaşımı veya yüklenilmesi üzerinden tamamen ticari bir yaklaşım ile dosyaları değerlendiriyorlar. Ben bu prensiplerle hareket eden bir yayınevi ile çalışmak istemedim ve sabırla varmış olduğum noktaya gelmeyi bekledim. Yazdıklarımın arkasında duran bir yayınevi ile çalışmak istedim. Yıpratıcı bir süreç olması ile birlikte buna değdiğini düşünüyorum.

 Bundan sonraki hayatınızda edebiyat ve müzik ile ilgili planlarınız nelerdir?

Müzikte uzun yıllar korolarda ciddi yollar kat ettiğimi düşünüyorum. Kazanımlarımla birlikte yazdığım şiirleri besteleyerek kendi çalışmalarımı yapmak ve dinleyicilerle buluşturmak istiyorum. Bu yönde çalışmalarım da var. Edebiyat yolculuğumda ise bu ilk kitapla birlikte ciddi adımlar atmaya başladığımı düşünüyorum. Bundan sonrasında da düzenli olarak öykü ve şiirler yazmayı ve yeni kitaplar yazarak yeni yolculuklara çıkmayı arzu ediyorum. Bu güzel sohbet ile birlikte heyecanımı ve hayallerimi paylaştığınız için çok teşekkür ediyorum.

 

Çocuklarımız Masmavi Gökyüzü Ve Bereketli Toprakları Hak Ediyor Çocuklarımız Masmavi Gökyüzü Ve Bereketli Toprakları Hak Ediyor

Editör: Ayhan Aydıner