GÖRÜNÜM

“Eskişehir'i 2019 Türk Dünyası Eğitim Başkenti ilan ediyoruz” Bu sözler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ait. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 Haziran 2018’de partisinin Eskişehir’de yaptığı mitingde bizlere bu müjdeyi vermişti. 2019 bitti. 2020’yi de yarıladık. Bugüne kadar 2019 Türk Dünyası ‘Eğitim Başkentliğiyle ilgili hiçbir çalışma’ yapılmadı. Cumhurbaşkanının iki yıl önce Eskişehirlilere müjde olarak verdiği 2019 Türk Dünyası Eğitim Başkentliği yoksa rafa mı kaldırıldı? Bu konudaki belirsizlik hala sürüyor. Sanki verilen bu söz unutturulmaya çalışılıyor.

İSTANBUL SEÇİMİ GEÇİKTİRMİŞ
AK Parti İl Başkanı Zihni Çalışkan yaklaşık dokuz ay önce 19 Ağustos 2019 Pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında bu konuyla ilgili şunları söylemişti; “Türk Dünyası Kültür Başkenti de çok yıllara sarih devam etti. Yıllar içerisinde biz bunun her türlü projesini üretmeye devam ettik. Yılbaşında seçimin olması, sonra İstanbul seçiminin olması, yasama döneminin tatile girmiş olmasıyla muhtemelen kanunsal kısmı yetiştiremediler. Önümüzde ki yasama dönemi başladığında umut ediyoruz Eskişehir’e ilişkin daha önce Cumhurbaşkanımızın vermiş olduğu sözler Türk Dünyası Eğitim Başkentliği noktasında devam eder. Çünkü şehrimiz Türk Dünyası Kültür Başkentliğiyle almış olduğu artı hizmetleri, merkezi idareden eğitim başkentliği noktasında da alacağına inanıyorum. Bunun şehre de çok katkı sağlayacağını düşünüyorum. Yeni yasama dönemin de inşallah en kısa sürede kanuna ilişkin düzenlemesi yapılır ve bu süreçte gündeme gelir.” dedi.


2019 DEDİLER 2020’YE YETİŞTİREMEDİLER
Eski Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı’yla da istişare yaptıklarını ekleyen Çalışkan ‘Dört aylık veya beş aylık süreçte yetişir yetişmez ama Cumhurbaşkanımızın sözü her halükarda yerine getirilir’ demişti. Bende bu konuyla ilgili 20 Ağustos 2019’da Görünüm’de kaleme aldığım yazıda; “Çalışkan’ın ifadelerine göre Türk Dünyası Eğitim Başkentliği konusu rafa kaldırılmamış. 31 Mart yerel, 23 Haziran İstanbul seçimleri nedeniyle kanunsal kısmı gerçekleştirilemedi. Umarım önümüzdeki dört ayda bu kısım yetiştirilir. Eskişehir bir yıl gecikmeli de olsa 2020 Türk Dünyası Eğitim Başkenti olur. Bir gazeteci olarak sayın Çalışkan’ın bu konuda söylediklerinin takipçisi olacağım” demiştim. Ancak 2020’nin beşinci ayında da bu konuda hiçbir ilerleme kaydedilmedi. Türk Dünyası Eğitim Başkentliğinin kanunsal kısmı dört aylık süreçte de yetiştirilemedi. 2019 dediler, 2020 oldu. Yetiştirilemediği için 'Eğitim Başkentliği sevdamız 2021’e kaldı. Tabi ki bunun kanunsal kısmını yetiştirebilirlerse. Gerçekten Eskişehir’i Eğitim Kültür Başkenti yapmak istiyorlarsa yetiştirirler. İstemiyorlarsa ve yapmayacaklarsa; Eskişehirlilere bu projenin rafa kaldırıldığını açıklamalılar.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------

ÜÇ SAZAK ÜÇ ZEYTİNOĞLU

1920’den bugüne Eskişehir milletvekilleri ile ilgili ilginç detayları bugün sizlerle paylaşacağım.

CEBESOY ESKİŞEHİR’DEN VEKİL SEÇİLDİ

1948 yılında CHP’den istifa ederek Demokrat Parti’ye katılan Ali Fuat Cebesoy 1950 yılında Eskişehir Milletvekili seçildi. Mustafa Kemal Atatürk’ün Harp Okulu’nda sınıf arkadaşı olan Cebesoy, Kurtuluş Savaşı’nda önemli görevler üstlenmiş büyük bir komutandır. Bayrak şiirinden dolayı Bayrak Şairi olarak adlandırılan Arif Nihat Asya 1954-1957 yılları arasında DP’den Eskişehir milletvekilliği yaptı. Eskişehir’de en uzun milletvekilliğini Emin Sazak yaptı. 1920-1950’ye kadar 30 yıl Eskişehir Milletvekilliği yaptı. 1920-1946 yılları arasında CHP’den, 1946-1950 yılları arasında Demokrat Parti’den milletvekili seçildi. 1999-2002 yılları arasında MHP Eskişehir Milletvekilliği yapan Süleyman Servet Sazak, Emin Sazak’ın torunudur. 24 Haziran 2018’de milletvekili seçilen Metin Nurullah Sazak’da Emin Sazak’ın torunlarından biridir.

ÖZKAN’IN KIZI GÜNAY
Seyfi Öztürk 1961-1980 yılları arasında, Mustafa Balcılar 1983-1999 yılları arasında, merhum Hasan Polatkan 1946-1960 yılları arasında milletvekilliği yaptı. Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in kayınpederi merhum Şevket Asbuzoğlu 1961-1973 yılları arasında CHP Eskişehir Milletvekilliği yaptı. 1957-1960 yılları arasında Demokrat Parti’den Eskişehir Milletvekilliği yapan Hamit Dedelek’in oğlu İbrahim Yaşar Dedelek’de 1991-2002 yılları arasında Eskişehir Milletvekilliği yaptı.1946-1960 yılları arasında milletvekilliği yapan Kemal Zeytinoğlu ile 1961-1969 yılları arasında Eskişehir milletvekilliği yapan Aziz Zeytinoğlu kardeştir. Aynı aileden Erol Zeytinoğlu’da 1991-1995 yılları arasında Anavatan Partisi’nden Eskişehir Milletvekili oldu. 17 Şubat 1959’da Başbakanı Adnan Menderes'in içerisinde bulunduğu uçak Lodra’da düştü. Menderes kazada sağ kurtulurken, Kemal Zeytinoğlu yaşamını yitirdi. Zeytinoğlu ailesinden üç kişi Eskişehir milletvekilliği yaptı. AK Parti Milletvekili Emine Nur Günay’ın babası Yusuf Cemal Özkan 1977-1980 arasında Adalet Partisi (AP) Eskişehir Milletvekilliği yaptı.

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

PRATİK ZEKA VE RİSK BİNA KAZANDIRDI

Atatürk Bulvarı’nda bulunan Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü binası nasıl yapıldı? Bu binanın yapılış öyküsünü siz okurlarımla paylaşacağım. Eskiden ilk ve ortaokul binaları kapatılmadan önce İl Özel İdare bütçesiyle yapılabiliyordu. Lise ve İl Müdürlüğü hizmet binalarının parasını Milli Eğitim Bakanlığı ödemek zorundaydı. Ve hala zorunda. 2001 yılından önce İl Milli Eğitim Müdürlüğü hizmet binası Muttalip Caddesi’nin arkasında dört katlı virane bir apartmandı. İki şube müdürü dar bir odada çalışıyorlardı. İçeriye iki kişi zor giriyordu. Yeni bir Milli Eğitim Müdürlüğü hizmet binası yapmayı aklına koyan dönemin İl Milli Eğitim Müdürü Mithat Özdemir ile Yapı İşlerinden Sorumlu Şube Müdürü İsmail Samur, Atatürk Bulvarı’nda ilköğretim okulu inşaa edilmesi için plan hazırlattılar. Dönemin Valisi Sami Sönmez’i de ikna ederek İl Özel İdare’den gereken kaynağı buldu. İnşaat bittikten sonra ‘Burada ilköğretim okulu binasına ihtiyaç yok’ kararı aldırdı. Böylece ‘ilköğretim okulu’ diye yapılan yeni yapı bugünkü İl Milli Eğitim Müdürlüğü binası oldu. Özdemir’in pratik zekası ve aldığı risk sayesinde, Eskişehir’e Milli Eğitim Müdürlüğü binası kazandırılmış oldu. Özdemir’in o yıllarda aldığı bu riski bugün hiçbir kamu görevlisinin alacağını düşünmüyorum...

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

NOSTALJİ

TÜRK SİYASETİNİN BABASIYDI

Yıl 1970. Başbakan Süleyman Demirel, eşi Nazmiye Demirel bir mitingde dönemin Eskişehirli Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Orhan Oğuz ile birlikteler. 1969 Ağustos’unda Adalet Partisi’nin (AP) Eskişehir’de yapılan önseçiminde dönemin Devlet Bakanı Seyfi Öztürk’ün ardından ikinci olan Oğuz, 12 Ekim 1969’da yapılan seçimde Eskişehir Milletvekili seçildi. AP oyların yüzde 46,53’ünü alarak tek başına iktidar oldu. O seçimde Adalet Partisi Eskişehir’den 4, CHP ise 2 milletvekili çıkardı. Orhan Oğuz 46 yaşında Milli Eğitim Bakanı oldu. Oğuz, Bakan olduğunda Türkiye’de sadece 6 üniversite vardı. Yeni bir kanun tasarısı çıkartarak, Sakarya, Konya, Eskişehir ve Bursa’da mühendislik ve mimarlık yüksekokullarını açtı. Bu okullar zaman içerisinde akademiye dönerek hepsi birer üniversite oldu. Eskişehir Ziraat Enstitüsü’nü ve Adana Tıp Fakültesi’nin kurulmasını sağladı. 12 Mart 1971 Muhtırası ile AP Hükümeti istifa etti. Oğuz, 14 Ekim 1973’de tekrar milletvekili seçildi. AP seçimde başarısız oldu. Orhan Oğuz, daha sonraki yıllarda ‘En büyük pişmanlığım’ dediği şeyi yaparak, Demirel’in karşısında AP Genel Başkan adayı oldu. Ancak kendisine destek sözü veren milletvekili ve senatörler, kongrede onu yalnız bıraktı. Genel Başkan seçilemedi. Orhan Oğuz 1983 yılında İstanbul Marmara Üniversitesi’ni kurdu. Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel “Siyasette 24 saat çok uzun bir süredir" demişti. Bu söz her zaman geçerliliğini koruyor. Demirel 5 yıl önce 17 Haziran 2015 tarihinde vefat etti. Türk halkının ‘Baba’ lakabını taktığı Demirel renkli kişiliği ve bilgisiyle unutulmayacak siyasetçiler arasında yerini aldı.

BARAJLAR KRALI
Siyasete ilk atıldığında ‘Barajlar Kralı’ lakabı takılan Demirel’e daha sonraları, ‘Çoban Sülü’, ‘Bir Bilen’ ve en sonunda ‘Baba’ diye hitap edildi. Demirel’in hiç çocuğu olmadı. Buna rağmen ‘Baba’ lakabı en çok ona yakıştı. Cumhurbaşkanı olduğunda “Cumbaba’ denildi. Başbakanlığı dönemleri eleştirilebilir. Ancak Cumhurbaşkanlığı dönemi çok başarılıydı. Çankaya’yı halka açtı. Halkın Cumhurbaşkanı oldu. Yapıcı ve uzlaşıcı tutumuyla Türkiye’de kutuplaşmaların önüne geçti. Türk siyasetine ‘Binaenaleyh’ sözcüğü kazandıran Demirel’in hem Eskişehir’e hem de tüm Türkiye’ye büyük hizmetleri oldu. Halk tarafından sevilen Demirel, ince zekası, esprileriyle bir döneme damgasını vurdu. Demirel’e oy vermeyenlerde onu seviyordu. Türkiye’de en çok taklit edilen liderdi. Kendine has şiveli konuşması, giyimi, fötr şapkasıyla Türk Siyasetinde tarzı olan bir liderdi. Güçlü bir hatip olan Demirel, Türkiye hakkındaki ansiklopedik bilgisiyle öne çıkıyordu. Gittiği her şehirde tüm köy muhtarlarının isimlerini tek tek sayardı. İki kez askeri darbeyle gitmesine rağmen demokrasi mücadelesinden hiç vazgeçmedi.

ŞAPKAYI BIRAKACAK HALİM YOK”
“Merhum Adnan Menderes asılmasaydı, siyasete girmezdim” diyen Demirel, aslında önce kasket giymek istemiş. Merhum Ecevit kasket giyip, mavi gömlekle seçmenin karşısına çıkınca, o da Fötr şapkayı kendisine sembol yaptı. Adalet Partisi Genel Başkanı seçildiği 1964 yılından, kongrede ilk selamlamadan itibaren Süleyman Demirel halkı hep şapkasıyla selamladı. Tüm siyasal yaşamı boyunca “Şapka” hep sağ elindeydi. Demirel, “Benim şapkam tatilde de çalışır” “ Bu fötr şapkayla 6 defa gittim, 7 kere geldim.” “Bu şapka demokrasinin sembolü olmuştur” sözleri Türk siyaset tarihinde unutulmazlar arasındadır. 12 Mart müdahalesi sonrası “yaptığınız iş anayasaya aykırıdır” dediğini ancak arkasından “şapkayı aldı gitti” dediklerini anımsatan Demirel, “Ben de dedim ki; şapkayı alıp gideceğim gayet tabii, şapkayı bırakacak halim yok ya. Başka da cevabım yoktu” demişti.

AVRUPA BİRLİĞİ FIKRASI
Demirel siyaset hayatında anlattığı fıkralarla olayları yorumlardı. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmek için tarih alma konusunu şu fıkrayla değerlendirmişti: “Avrupa Birliği’ne girmek isteyenler sınava alınıyor. Bulgaristan sınava giriyor, ‘atom bombası ne zaman atıldı’ diye soruluyor? ‘1945’ diyor, ‘geçtin’ deniyor. Daha sonra Romanya sınava giriyor. ‘Atom bombası nereye atıldı?’ deniyor ‘Japonya’ diyor, ‘sen de geçtin’ deniyor. Türkiye’ye sıra gelince ‘Atom bombası atıldıktan sonra ölenlerin isimleri, soyadları, doğum yerleri, mesleklerini söyle’ deniyor.”
NERESİNİ SIKACAKTIM
60’lı yıllar… Kıbrıs meselesi nedeniyle İngiltere’yle Türkiye’nin arası kötü. Tam da bu sırada Demirel İngiltere’ye ziyarete gidiyor. Dönüşte gazetecilerle arasında geçen diyalog ise şöyle:
-Efendim, neden İngiliz Dışişleri Bakanı’nın elini sıktınız?
-Neresini sıkacaktım kardeşim.
YEDİ KERE GELDİM
Başbakanken bir programda kendisine “sizi o bulunduğunuz yerden altı defa indirdiler, hala orada nasıl duruyorsunuz?” diyen gazeteciye verdiği cevap: “Ben altı kere gittiysem yedi kere geldim.”

EFSANE SÖZLERİ
Muhabir: Efendim, derin devlet nedir?
Demirel: Derin devlet, normal devletin raydan çıkmış halidir.
-Gap’ı kimseye gap diye gaptırmam.
- Dün dündür, bugün bugündür
-Demokrasilerde çareler tükenmez
- Benzin vardı şeker vardı, şerbet yapıp biz mi içtik?
-Açım diyene geber diyemezsiniz.
-Çay’a yapılan zam değildir. Kalite ayarlaması yapıldı. Çayın kalitesi yükseltildi. (Çay’a yapılan zammı soran muhabirlere)
- Bize plan değil, pilav lazım. (CHP’nin planlı kalkınma önerisine verdiği cevabı.)
- Dört kaz teslim etsen, akşama üçünü kaybedip gelir. (1980 öncesinde Bülent Ecevit için söylemişti)
-Dünkü güneşle bugünkü çamaşır kurutulmaz.
-Mizah bir yumruktur, ne zaman kime vuracağı belli olmaz.
-Memleket meseleleri bir parkta oturarak halledilseydi, çok büyük bir park yaptırır hep beraber içinde otururduk.
-MİT gizli saklı işler yapan bir teşkilat değildir.
-Kırk günde kabak yetişmez. (1978’de CHP’nin 40 günde Türkçe bilmeyen öğretmenleri alıp öğretmen yapması için demiştir.)
-Binaenaleyh Türkiye’nin altı çürüktür, Türkiye’nin altı çürüktür diye bırakıp gidecek değiliz, bununla yaşamasını öğreneceğiz.
Demirel’e Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanı Cennet olsun. O’nun hizmetlerini Türk Halkı asla unutmayacak...

------------------------------------------------------------------

FOTO ŞAKA

Almanya Başbakanı Angela Merkel:Tayyip Bey, size 2 Milyar Avro daha verelim. Mültecilere hep siz bakın. Vallahi verdiğimiz paranın fişini bile istemeyiz.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: Sayın Merkel, benim bildiğim Alman hesabı böyle olmaz. Anlaşılan siz işinize geldiğinizde Türk usulü hesap ödüyorsunuz.

--------------------------------------------------------------------------

FIKRA

SÜPERMEN

Adamcağız hayli alkollü ve de bitkin üstelik gecenin saat
üçünde evine gelir. Karısı son derece zinde, duruma kesinlikle hakim, kocasını sorgulamaya başlar.

- Söyle bakalım Süpermeeen. Neler yaptın bu aksam?

- Valla karıcım, patronla beraber müşterileri yemeğe çıkarttık.

- Eeee, sonra ne yaptınız süpermen?

- Oradan gece kulubüne gittiiik... Ben sadece oturdum.

- Yani sen bir şeyler yapmadın değil mi, süpermen ??!!!

- Ben hiç bişicikler yapmadım, ama sen niye bana ikide bir süpermen diyorsun?

- Valla, ben bir seni bir de süpermeni gördüm donunu pantolonunun üstüne giyen !!!

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------

ÇİVİ

“Yenilmesi gereken ilk düşmanlar: Öfke ve umutsuzluktur.” Sidonie-Gabrielle Colette