Odunpazarı ve Tepebaşı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü sınırları içerisindeki 11 bin 600 eğitim çalışanını ilgilendiren 24 ayı kapsayan banka promosyon ihalesi 20 Kasım Pazartesi günü (dün) yapıldı.

YANDAŞ MEDYA PATRONLARINA VAR ÖĞRETMENE YOK

Beş banka teklif verdi. Üç banka (Ziraat, İş Bankası ve Akbank) gülünç teklifler verip, ilk turlarda çekildi. QNB Finansbank ile Yapı Kredi Bankası  en yüksek teklifi verdiler. QNB Finansbank 15 bin 200 lira da kaldı. Yapı Kredi Bankası 15 bin 700 lirayla ihaleyi kazandı. 31 Ocak’ta yapılıp iptal edilen ihalede Yapı Kredi Bankası 18 bin lira teklif yapmıştı. Öğretmen maaşlarının artmasına rağmen 10 ay sonra 18 bin lirayı layık görmemesi bir hayli düşündürücü. Zaten bu şartları hiçbir eğitimci kabul etmeyeceği için ihale yine iptal edilecek. En yüksek teklifi veren iki banka da özel. Onların ticari düşünmeleri belki normal olabilir. Peki devlet bankalarının tutumuna ne denilebilir?  Devlet bankası Vakıfbank teşekkür mektubu gönderirken, teklif vermeye gerek bile duymadı(!) Bir başka devlet bankası Halkbank’ta teklif vermedi. Ziraat Bankası temsilcisi ‘Dostlar alışverişte görsün’ diye lütfedip gelmiş(!) İhale kazayla üzerimde kalır diye ‘bahşiş’ şeklinde teklif verip, bu işin içinden kendini sıyrılmış. Zenginin parasını ‘kur korumalı’ toplayan devlet bankaları, eğitimcilerin paralarını neden istemiyor? Yandaş müteahhitlere, yandaş medya kuruluşlarına para yağdıran, verdikleri kredilerle işadamlarına televizyon kanalları aldıran ve verdikleri parayı geri toplamayan devlet bankaları, emekçiye neden şaşı bakıyor?

SİZİNLE BANKA MÜDÜRLERİ DEĞİL SİYASİ İKTİDAR ALAY EDİYOR

Bu bankalar, devletin memuruna, işçisine, çiftçisini, esnafına, vergisini zamanında ödeyip, istihdam sağlayan gerçek sanayicisine hizmet etmek için kurulmadı mı?  Bu bankalar, yandaş medyaya, yandaş müteahhitlere arpalık olmaları için kurulmadı. Promosyon ihalesine katılan sendikalar, en çok devlet bankalarına tepki göstermelidir. ‘Yandaş müteahhite, yandaş medya patronlarına var. Alnının teriyle kazanan eğitim çalışanlarına niye yok?” diye haykırmalı. Ancak iktidara yaranmayı, Reis’e bol bol methiyeler düzmeyi sendikacılık sanan bazı sendika başkanları bu şekilde haykıramaz. Bu tepkisizlikten dolayı da devleti yönetenler, devlet bankalarına; “Aman 31 Mart yerel seçimleri öncesinde öğretmenlerimize yüksek promosyon ver ki onların tepkilerinden dolayı oy kaybetmeyelim” demez. Çünkü sendika başkanları devletin bankalarının kimin sözüyle hareket ettiğini bilmiyormuş gibi davranıyor. Aslında promosyon konusunda sizinle alay eden kendilerine verilen emri uygulayan devletin banka müdürleri değil, ülkeyi yöneten siyasi iktidardır.

BELEDİYE BAŞKAN ADAY ADAYINI ALKIŞLAMAKLA HAK ALINMAZ

Haklar, göstermelik kredi kartı iptalleriyle değil, üretimden gelen gücü kullanmakla, haksızlık karşısında iktidara karşı sesini yükseltmekle kazanılır. Liyakat sahibi olmadığı halde sırf kendi üyesi diye birini okul müdür yapmayı, işlediği suç veya hatadan dolayı ceza alması gereken üyesini korumayı sendikacılık sananlardan tabi ki böyle bir eylem yapmasını bekleyemezsin. Bu promosyon işini Eskişehir’de çözecek adres belli. Ama giden yok. AK Parti’ye belediye başkan aday adaylarını alkışlamak için değil de promosyon konusunda devlet bankalarını şikayet etmek için giderseniz, belki çözüm bulursunuz.  

VEKİLLER BU AYIBA SESSİZ KALMAMALI

AK Parti Eskişehir Milletvekilleri Fatih Dönmez, Ayşen Gürcan ve sonradan AK Parti’ye katılan Nebi Hatipoğlu, Eskişehir’de devlet bankalarının Eskişehir eğitim çalışanlarını Kibar Feyzo filmindeki  ‘Ağam eğlenir bizimle’ konumuna sokmasından rahatsızlık duymalıdır. Eskişehir’deki eğitim çalışanlarına yapılan bu büyük ayıba sessiz kalmamalılar.   

KİBAR FEYZO FİLMİNDEKİ O EFSANE REPLİK

Köyün ağası Maho Ağa, tarlasına su getirmek için DSİ'ye başvurmuştur. Görevli köye gelir, suyun bulunduğu yerin keşfini yaparken, birinin öküz yerine kendini koymuş tarlayı sürdüğünü görür, Ağa'yı tersler. Tarlayı süren Feyzo marabadır.

Ağa, Feyzo'nun yanına gelmesini ister,  Feyzo koşarak gelir.

Aralarında şöyle bir konuşma geçer:

 Buyur ağam, hoş gelmişsen.

  Ula Feyzo ne yapırsen oğlum, öküz kimin kendini çifte sürmişsen

  He, öküzü Hacı Hüsso elimden almıştır, Maho Ağam.

   Görevli araya girer

  Neden aldı elinden?

  Başlık parasının taksidi eksikdi de begim.

   Görevli Ağa'ya;

  Hani başlık parasını da sen ödüyordun Ağa.

   Fevzo'ya sorar:

  Toprağın var mı?

  Marabanın toprağı mı olur begim, Ağamızın toprağını işlirik.

  Kaç para kazanırsın yılda?

  Para da nedir? Ağamız karnımızı doyuruyor ya.

  Sahiden doyuyor mu karnınız?

  Allah Ağama zaval vermeye, kursağımıza bir lokma ekmek girerse onu da ağamız veri.

 Ağa, kalfasını döverek;

 Gel buraya Allah belanızı versin, kullarımın halını sorirem 'eyidir' 'eyidir', şu zavallı Feyzo'nun halına, niye bana haber vermisen.

 Feyzo'ya;

 Git bizim evde iki tane öküz al.

  Vay, iki tane öküz mü alam?

  Borcun ne kadar oğlum?

  Altıbin

Kalfasına

- Altıbin ver

Feyzo;

 Altıbin mi versin? Ağam eğlenir benimle

  Ne eğlenmesi oğlum

  Valla ağamın başına güneş geçmiş.

  De git oğlum.

  Valla senin gibi ağa dünyada yoktur.