Genel siyaset anlamında alınan kararların ve yapılan tartışmaların evde bunalmış ve gelecek kaygısı yaşayan vatandaşın canını daha da sıktığını düşünüyorum. İktidarın canı sıkıldıkça Atatürk'ün vasiyetini çiğnemek pahasına İş Bankası hisselerini gündeme getirmesi, Baroların yönetim ve seçimlerini tüm Baroların karşı olmasına karşın değiştirmeye çalışması iktidarın çaresizliğini ortaya koymaktadır. Ülkemizin çözülmesi gereken onlarca sorunu varken tüm enerjisini kendisine muhalif olanları bölmeye ve sindirmeye çalışan iktidar bu kafayla giderse ülkemizi Avrupa Birliğinden hızla uzaklaştıracak ve zaten çok aza inen yabancı sermayenin ülkemizi terk etmesine sebep olacaktır. Hukukun, adaletin olmadığı yerde yatırımında olmayacağı açıktır. Bağımsız olması gereken yargı da bazı davalarda aldığı kararlarla geleceğe olan inancımızı kırmaktadır. Birçok konuda olan bozulmalar kolaylıkla düzelebilir fakat geçmişte yaşanılan olaylar sebebiyle azalmış olan insanımızın yargıya olan inancı daha da düşerse bunu düzeltmek çok kolay olmayacaktır.
////////
Alaylılar sıkıntılı saraylılar sefa içinde
Adalet ve Kalkınma Partisi örgütünün Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişi halen hazmettiğini düşünmüyorum. Bakanlara eskisi kadar rahat ulaşılamaması ve vatandaşların taleplerini ilgililerine ulaştırmakta yaşadıkları zorluklar, ekonomideki bozulma sonucu insanların gösterdikleri tepkileri yaşayan ve hatta kendi işlerinden bilen partililer yaptıkları çalışmalar karşılığında önemsenmemeyi ne kadar daha ne kadar kaldırırlar bilinmez. Yıllardır siyasetin ceremesini çeken parti emekçileri daha doğru tabirle Alaylılar sıkıntılarla baş başa iken sonradan çıkan ve partinin bu günlere gelmesinde hiç bir emekleri olmadığını düşündükleri Saraylıların sefa sürmesini içlerine sindiremiyorlar. Bu konudaki tartışmaların yakında daha da büyümesi ve geçmişte Genel Başkalıklarını ve Bakanlıklarını yapmış isimlerin kurdukları yeni partilere geçişler olması sürpriz olmayacaktır.
////
Kazım Kurt tercihi hataydı
Kısaca Eskişehir siyasetine de göz atarsak son dönemdeki tek ciddi olay Parti içi hariç Siyaseten geldiği her mevkii Yılmaz Büyükerşen'e borçlu olan Kazım Kurt'un CHP 'de yapılan İl Başkanlığı seçimlerinde Yılmaz Büyükerşen'e baş kaldırmasıydı. Bu konuyu daha sonra detaylı değerlendireceğim fakat tek cümleyle ifade etmek gerekirse öteden beri Yılmaz Büyükerşen'in Kazım Kurt'u tercih etmesinin büyük bir hata olduğunu gören ve dile getiren biri olarak haklılığımın ortaya çıkmasından son derece mutluyum.
//////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////
Umarım gevşeme etkisini arttırmaz
Biri bize bu yaşadığımız şeyleri yaşayacağımızı söylese imkân ihtimal vermezdik. Aklımıza gelmeyen başımıza geldi. Bir virüs, bir salgın hastalık dünyanın bilinen dengesini alt üst etti. Ülkemiz açısından baktığımızda hasta sayısı ve bu hastalık sonucu can kaybı bazı ülkelere göre daha sınırlı kalması tesellimiz oldu. Salgın sonucu hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet tedavi görenlere de acil şifalar diliyorum. Salgının etkilerini en aza indirmek için sağlık alanında alınan tedbirlerin yanı sıra ekonomik alanda da birçok tedbir alındı. Şimdilerde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de tedbirlerde gevşemeler başladı. Umarım bu gevşeme salgının tekrar etkisini artırmasına sebep olmaz. Aksi halde daha sıkı tedbirler gündeme gelecektir ki ne ekonomik olarak ne de psikolojik olarak tedbirlere dayanma gücümüzün pek olmadığını düşünüyorum.
///////////////////////////////////////////////////////////////////
Alışverişlerde eski alışkanlıklar terkedildi
Yaşanılan krizin etkilerini en aza indirmek için tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de piyasaya nakit akışı sağlanması ve talep edenlere kredi verilmesi için ne gerekiyorsa yapıldı. Bundan sonrası için alınan bu kredilerin ödenmesi ve ekonominin büyümesi için neler yapılacağı ve nasıl yapılacağı. İnsanların büyük bölümü gerek ekonomik şartlardan gerekse salgın korkusundan alış veriş konusunda eski alışkanlıklarını terk etmiş gözüküyor. Bazı mal ve hizmetlerdeki talebin eski haline gelmesi en azından kısa vadede mümkün değil. Bu sebeple bu meslek guruplarına ciddi desteğin sürmesi gerekmektedir. Aksi halde iflasların ve işsizliğin hızla artması kaçınılmaz olur.
Özellikle turizm gelirlerindeki düşüş ülkemiz açısından ciddi sıkıntı yaratacak. Kısa vadeli borcun 170 Milyar dolar düzeyinde olduğu gerçeği dövize olan ihtiyacın boyutlarını göz önüne seriyor. İktidar sözcüleri sıkıntı olmadığını söylüyor. Bekleyip ekonomi alanında yaşanacakları hep beraber göreceğiz. Bu konuda son olarak market ve pazarlarda özellikle gıda ürünlerinde yaşanılan yüksek fiyat artışlarına dikkat çekmek gerektiğini düşünüyorum. Bankaların mevduata verdiği faizin enflasyonun altında kalması vatandaşın birikimini altın ve dövize yönlendirmesine sebep oluyor. Hükümet bu durumdan bütçeye fayda sağlamak için her ikisini de ek vergi getirdi. Bu vergilerin vatandaşın parasını nerede değerlendireceğine ilişkin tercini nasıl etkileyeceği tartışılıyor. Fiyatlara etkisini göreceğiz.
////////