Atatürk Bulvarı’ndaki Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü binası 2001 yılında yapıldı. Bu binanın ilginç bir yapılış öyküsü var.

İLKOKUL DİYE YAPTILAR MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ BİNASINA ÇEVİRDİLER

Eskiden ilk ve ortaokul binaları İl Özel İdare parasıyla yapılabiliyordu. İl Özel idareler kapatılmadan önce ilköğretim okullarının tüm ihtiyaçları bu kurumun bütçesinden karşılanabiliyordu.  Lise ve İl Müdürlüğü hizmet binalarının parasını Milli Eğitim Bakanlığı ödemek zorunda. İl Özel İdare’den buraya para harcanması yasal olarak imkansızdı. O yıllarda Bülent Ecevit’in Başbakanlığına DSP-MHP-Anavatan’ın olduğu ‘ANASOL-M’ hükümeti vardı. Tasarruf tedbirlerinin revaçta olduğu bu dönemde (O yıllardaki tedbirler bugünkü gibi garibanın sırtından değil, topyekün uygulanıyordu)  “Milli Eğitim Bakanlığının Eskişehir’e İl Milli Eğitim Müdürlüğü yapın” diye para göndermesi söz konusu bile olamazdı. 2001 yılına kadar İl Milli Eğitim Müdürlüğü Muttalip Caddesi’nin arkasında ‘dört katlı virane bir apartmanda’ faaliyet gösteriyordu. İki şube müdürü dar bir odada çalışıyorlardı. İçeriye iki kişi zor giriyordu. Yeni bir Milli Eğitim Müdürlüğü hizmet binası yapmayı aklına koyan dönemin İl Milli Eğitim Müdürü Mithat Özdemir ve Yapı Planlama İşlerinden Sorumlu Milli Eğitim Şube Müdürü İsmail Samur,  Atatürk Bulvarı’nda ilköğretim okulu inşa edilmesi için plan hazırlattılar. Dönemin Valisi Sami Sönmez’i de ikna ederek İl Özel İdare’den gereken kaynağı buldular. İnşaat bittikten sonra ‘Bu bölgede ilköğretim okulu binasına ihtiyaç yok’ kararı aldırdılar. Ve yeni yapının Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü olarak kullanılmasını talep ettiler. Vali Sami Sönmez’de buna onay verdi. Böylece ilköğretim okulu diye yapılan yeni yapı bugünkü İl Milli Eğitim Müdürlüğü binası oldu. “Özdemir ve Samur’un pratik zekaları ve dönemin Valisi Sami Sönmez’in buna izin vermesi sayesinde”, Eskişehir’e Milli Eğitim Müdürlüğü binası kazandırılmış oldu. Eskişehir onların sayesinde diğer illerin gıpta ile baktığı bir İl Milli Eğitim Müdürlüğü binasına kavuşmuş oldu.

“SENİN YÜZÜNDEN O GÜZELİM DUŞAKABİNİ KIRDIRIP ATTIRDIM”

Bu bina tamamlanıp, taşınma aşamasına geldiğinde bana biri istihbarat geldi. Milli Eğitim Müdürünün makam odasının içerisinde özel dinlenme bölümü ve onun içinde de dönemin İl Müdürünün banyo yapabilmesi için duşakabin yapılmıştı. 23 yıl önce özel dinlenme bölümü ve özel duşakabin olayı bana ters gelmişti. Sakarya Gazetesi’nde o yıllarda Eskişehir’de en çok okunan köşe olan “Eskişehir Günlüğü’nde” “Milli Eğitim Müdürünün Makam Odasında Kişiye Özel Duş” diye makale kaleme aldım. Mithat Özdemir sabah beni aradı. “Duşakabin yaptırdıysak ne olmuş? Yazın sıcak günlerinde duş almamda ne sakınca var” diye bana sitem etmişti. O yıllarda hemen hemen tüm gazetelerin Eskişehir Temsilcileri ve muhabirleri vardı. Onlar sayesinde yaptığım özel haberler bir gün sonra Türkiye’de de gündem oluyordu. Kaleme aldığım bu makale bir gün sonra Akşam Gazetesi’nde Milli Eğitim Müdürünün Makam Odasına Özel Jakuzi’ olarak çıktı.  Böylece sade duşa kabin, Türkiye gündeminde lüks jakuzi olarak gündeme düşmüştü.  Bunun üzerine Bakanlıktan dönemin Milli Eğitim Müdürü Mithat Özdemir’e büyük tepkiler geldi. O da duşakabini kaldırmak zorunda kalmıştı. Hatta bana; “Senin yüzünden o güzelim duşakabini kırdırıp attırdım” demişti. Tepebaşı Nafiye-Hüseyin Küçükoğlu Halk Eğitimi Merkezi’nin çalışanları ve kursiyerlerinden gelen; “Garip Tepebaşı Halk Eğitim Merkezi Ve Müdür Odasındaki Özel Duş Bölümünün Cazibesi” başlıklı mektubu okuyunca 23 yıl önceki bu olay aklıma geldi.

Mektupta Tepebaşı İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Faideci’nin İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünü Halk Eğitim Merkezi binasına taşımak istediği belirtilirken; “Halk Eğitim Merkezi Ziyareti esnasında müdür odasını ve içerde duş olmasını çok beğenmiş. Kendi Makam Odasında duş yokmuş” deniliyor.

BAĞIŞÇI HAYIRSEVER DAVA AÇTI

Gönderilen mektupta öne çıkan iddialar şöyle sıralanıyor;

“Nafiye Hüseyin Küçükoğlu Tepebaşı Halk Eğitim Merkezi’nin son durumu hakkında kamuoyu ve yetkili mercilerin bilgilendirilmesi gerektiğini düşündüğümüz bazı bilgileri aktarmak istiyoruz. 6 sene önce yeni binasına taşınan halk eğitim merkezinin,  şu an eski binasının bağışçısı tarafından ismi ve eğitim maksadı değiştiği için Milli Eğitim Bakanlığını mahkemeye verdiği ve 30 milyon lira gibi faizi işlenmemiş bir davaya söz konusu olduğu bilinmektedir. MEB savunmasında bu parayı ödememek için yeni binaya bağışçının ismini verdiğini ve hizmet maksadına uygun hizmet verdiğini savunmaktadır. (Bağışçı hayırsever Halk Eğitim Merkezinin hemen yanında olan Uluönder Uygulama Okulu binasını yaptırdı. Burası Halk Eğitim Merkezi olarak yapılmıştı. Daha sonra Uygulama Okulu oldu.)

Halk Eğitim merkezi bu seneki eğitim dönemi dahil binayı kendi binaları deprem yönetmeliğine uygun olmadığı için yıkılan Ali Güven Mesleki Teknik Anadolu Lisesiyle ortak kullanmıştır. Ali Güven Okulu bu sene biterse kendi yerine Ağustos ayı itibari ile taşınmayı planlamaktadır.

Halk Eğitim Merkezi 6 sınıf, 2 bilgisayar, 2 özel amaçlı salonla eğitim vermeye, kısıtlı şartlar ile halka hizmet etmeye çalışmıştır. Yaklaşık 15 Sınıf atölye ve idare odaları Ali Güven Mesleki Teknik Anadolu Lisesi tarafından kullanılmaktadır.

Kurumun eski müdürü Abuzer Bey(Hakverdi) zamanında eski ilçe milli eğitim müdürleri tarafından bir kısmı hep istenmiş. Lakin Abuzer beyin gerekli hassasiyeti ve ilgisi ile bina maksadına uygun olarak hizmet etmiştir. Abuzer Bey 8 yıllık görev süresi dolduğu için başka okula idareci olarak gitmiştir. Bina Hayat Boyu Öğrenme Müdürlüğünün İdaresinde Hizmet Etmiştir.

SIĞINAK BÖLÜMÜNE ARŞİVİ TAŞIDI

Sayın Faideci; müdürlük makamında göreve başladığında ilk işlerinden biri Halk Eğitim Merkezinin idari katının ve şu an hizmet verdiği alanların boşaltılıp kendilerine tahsis edilmesi için plan yapmış. Faideci İl Milli Eğitim Müdürünü araya sokmuş ve Ankara’da Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğünden binayı istemesini rica etmiş.  

İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü binasını özel eğitim ve uygulama okuluna çevirerek hizmete açılacağı bildirilmiş. Özel eğitim uygulama kurumları olunca tüm akan sular durur ve bu gayet mantıklı. İlçe Milli eğitim binasındaki tuvaletler, asansör, merdivenler, yangın merdivenleri İl MEB inşaat bölümü tarafından incelenmiş, uygunluk raporu verilmiş midir?

TAŞINMA OLAYI TEKRAR DÜŞÜNÜLMELİ

Nafiye-Hüseyin Küçükoğlu Halk Eğitim Merkezi Eskişehir’de engelliler için özel taşımalı kurs sistemini uygulayan ilk eğitim merkezidir.

Ağustos ayı ile Ali Güven Mesleki Teknik Anadolu Lisesi kurumdan ayrılacak. Boşa çıkacak sınıflara yeni kurs başvuruları alınıp hizmet kapasitesi artırılması planlanırken Tepebaşı İlçe Milli Eğitim Müdürü binaya göz koymuş ve daha lisenin bile boşaltmasını beklemeden (deprem afet yönetmeliğine göre, binanın onaylı projesinde) binanın sığınak olan bölümüne arşivini taşımıştır.  Ayrıca Halk Eğitim Merkezinin 3. katında kursiyerlerin resim el sanatları çalışma ve fuaye alanı olarak kullandıkları asansör ve merdivenlerin birleştiği alanı hijyen ve sağlık kurallarını hiçe sayarak İlçe Milli Eğitim personeline yemek salonu yapmıştır.

Hükümetin tasarruf tedbirleri açıklamasının yapıldığı, yeni ihalelerin yapılmayacağı ve iptal edilen ihalelerin bulunduğu bu dönemde ilçe müdürünün yeni binada taşınmadan önceki yapmak istediği yenilik ve değişiklikler ile taşınma masraflarını cebinden karşılamayacağı tahmin edilir ise bu alandaki oluşacak tüm masrafların (2 Milyon TL) biz yani vatandaşın cebinden çıkacağını tahmin etmekte buradaki tek gerçekliktir. Ayrıca Halk Eğitim Merkezinin binasının diğer kısmına taşınması ve orada yapılması gereken mecburi değişimlerinde yaklaşık 1,5 milyon lirayı bulacağı tahmin edilmekteymiş.  Bu durumda; isim hakkı davasında Ankara MEB avukatlarının biz yeni halk eğitim binasına bu ismi verdik ve maksadına uygun hizmet veriyor tezi de çürüyecek mi?  Ve bu taşınma işini kurum hizmetlileri mi yapacak? Yoksa birilerine mi rant kazandırılacak? Bu taşınma, tadilat  çalışmalarında kamu zarara uğratılmış olmayacak mı?

İlçe Milli Eğitim mevcut binada kalsa, lisenin boşalttığı alana Uygulama ve eğitim okulu açılabilir.  Zaten 3 asansör, 2 adet engelli rampası, her katta engelli tuvaleti (sayısı rahat artırılabilir) bulunan bina daha uygun olabilir. Böylece iki ayrı kurumun taşınma masraflarından kurtulur. Cumhurbaşkanlığının açıkladığı tasarruf tedbirlerine de uyum sağlanmış olur.  Ve o çok istenen duş odası da müdür beyin odasına yapılabilir ve daha az maliyetli olur.”

Halk Eğitim Merkezi çalışanları ve kursiyerlerinden gelen mektupta iddialar böyle sıralanmış. ‘Tepebaşı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün taşınma olayı’ tekrar düşünülmeli. Taşınma nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığı 30 milyon lira+Faiz bağışçı hayırsevere ödemek zorunda kalabilir. Bu konudaki gelişmeleri yakından takip edeceğim…