Malumunuz olduğu üzere, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Eskişehir Su ve Kanalizasyon İdaresi (ESKİ), yanlış hatırlamıyorsam geçtiğimiz yıl Kalabak Su damacana (12 litre) fiyatına zam yaptı. Yine yanlış hatırlamıyorsam 3 buçuk liradan 5 liraya çıkardı. O dönemde de şehir halkından hatırı sayılır bir tepki aldı. Ancak hem diğer şehirlerde hem de Eskişehir’de satılan diğer suların fiyatlarıyla kıyaslandığında son derece ekonomik bir fiyata sahipti Kalabak Su. Üstelik Kalabak Su, ilgili bakanlık tarafından yapılan incelemede 200’e yakın su markası içinde “içilebilir 10 memba içerisinde 3’ncü su. Bakanlık yaptığı inceleme sonucunda, piyasada satılan markaların önemli bir kısmının insan sağlığına elverişli olmadığını ve o sularla bulaşık bile yıkanmamasını tavsiye ettiler. Yine de nasıl satış izni veriliyor, onu da anlamak mümkün değil.
Kalabak Su damacana fiyatı 5 liraya çıkınca biraz ortalık karıştı dedik ya, neyse zamanla tepkiler azaldı. Zira Büyükşehir Belediyesi, 2014-2019 döneminde Büyükşehir Meclisi’ndeki AKP çoğunluğu nedeniyle yapması gereken zamları hiç yapamamış ve hizmet neredeyse sürdürülemez hale gelmişti.
Bir süredir çeşitli duyumlar alıyoruz, Kalabak Su kimi yerlerde 5 liranın üzerinde fiyata satılıyor. Ancak 5 TL, ESKİ Genel Kurulu tarafından belirlenen, tüketiciye satılacak “tavan” yani en yüksek bedel. Yani Kalabak Suyu, isteyen 5 liranın altında satabilir ancak üzerine çıkamaz. Ekmekte olduğu gibi. Örneğin Kayapınar, Aşağı Çağlan, Yukarı Çağlan Mahallelerinde (köylerinde) 12 litrelik Kalabak Su damacana 6 liradan satılıyor. Bu bizzat köylüler ve muhtarlardan teyit edilmiş bilgi. Üstelik bu mahalleler, Odunpazarı ilçesine bağlı merkez mahalleler. Ortada “haksız” bir kazanç var. Çünkü ESKİ Genel Kurulu’nda uzak mahallelere kalabak su şu fiyattan satılır diye bir kural yok. Sucular Odası’na bağlı sakaların kendi inisiyatifleriyle yaptıkları bir zam var ortada.
Bunun başka bir örneği de, yine sakaların küçük market, bakkal, tüpçü, akaryakıt istasyonları gibi yerlere bıraktıkları toplu alımlarda yaşanıyor. Söz gelimi siz, akşamın bir vakti susuz kaldınız. Atladınız arabanıza ya da yürüyerek yukarıda saydığım yerlerden birine gidip Kalabak damacana alacaksınız. Fiyat en az 7 TL. “Alo Kalabak” hattını aradığınızda damacana fiyatı yine 7 lira. Ancak orada bir hizmet bedeli var, su kapınıza kadar geliyor. Günün hangi saati olursa olsun aradığınızda, Eskişehir’in neresinde olursanız olun suyunuz kapınıza kadar çıkartılıyor. Karşılığında da bir hizmet bedeli olarak fark alınıyor. Bu normal. Ancak diğer iki uygulamada asla normal değil. Ekstra bir hizmet verilmiyor, suyu gidip kendiniz alıyorsunuz.
Olayı serbest piyasa ekonomisi koşulları içinde düşünmek de mümkün değil. Atıyorum, özel sektör, damacana fiyatını kendisi belirler ve “benim fiyatım bu, isteyen alır, istemeyen almaz” diyebilir. Kalabak Su ise, ESKİ’nin bir işletmesi yani kamu kurumu ve Eskişehirlilerin yüzde 90 ve üzeri içme suyu olarak Kalabak Su kullanıyor. Asla ESKİ Genel Kurulu tarafından belirlenen “tavan” fiyatın üzerinde satılamaz.
Ama satılıyor işte.
Önce Sucular Odası’nın sonra ESKİ Kalabak Su işletmesinin duruma acilen müdahale etmesi gerekiyor. Çünkü yüksek fiyata Kalabak Su damacana satılan bölgedeki halk, hiçbir fark gözetmeden olaydan direk Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni sorumlu tutuyor.
Bizim kulağımıza gelen, saydığımız bakkal, küçük market, akaryakıt istasyonları dışında birkaç mahalle. Diğer mahallelerde (köylerde) benzer durum yaşanıp yaşanmadığını bilmiyoruz. Belki de dile getirilmemekle birlikte daha birçok mahallede bu sorun yaşanıyor olabilir.
Önce Sucular Odası sonra ESKİ duruma derhal müdahale etmeli ve ortadaki “haksız kazancı” önlemelidir. Biz şimdilik konuyu gündeme taşıyor ve ilgililerin dikkatine sunuyoruz. Umarım ilgilenen birileri çıkar.