Antikçağ’dan Cumhuriyet dönemine kadar binlerce yıllık yıkanma kültürünü anlatarak Türkiye’nin ilk ve tek müzesi olan Eskişehir Hamam Müzesi, yapılan açılış töreniyle hizmete girdi.

"Yer, yer değilken su, su idi. Başka bir şey yok idi. Uçsuz bucaksız, dipsiz, cümle güzellikten nasipsiz, bir ürpertici su. Yalnız, yapayalnız bir su..."         Yaratılış Destanı

Hayatın kaynağı olarak su, eski çağlardan günümüze bütün kültürlerde, arınmanın, temizlenmenin ve yenilenmenin sembolü olmuştur. İnsanoğlunun varoluşundan bu yana kullanım amaçlarına göre değerlendirilmiş olan su, günlük yaşamının vazgeçilmez öğelerinden biri haline gelmiştir. Yeme içme kadar eskiye dayanan yıkanma kültürü de, insanoğlu için arınma olarak kabul ettikleri ve  kutsal saydıkları nehirlerde yıkanmaları ile başlamış zaman içerisinde değişim göstererek kaplıca ve hamamlarla devam etmiştir. Doğal su kaynakları ve termal su kaynakları açısından zengin olan, “Eskişehir hamamları kudrettendir” denilerek hamamlarının külhanlı değil, termal olduğu vurgulanan Eskişehir’imizin,  eski medeniyetlerin yaşadığı Şifalı Frigya (Phreygia Salutaris) olarak bilinen bölgede olmasınından ilham alarak planlanan Eskişehir Hamam Müzesi, hamamın kültürler arası etkileşimin en önemli örneklerinden olması özelliğini göz önünde bulundurdu bir proje.GELECEK KUŞAKLARA KÜLTÜR MİRASI

 Antikçağ’dan Cumhuriyet dönemine kadar binlerce yıllık yıkanma kültürünü anlatarak Türkiye’nin ilk ve tek müzesi olan Eskişehir Hamam Müzesi, yapılan açılış töreniyle hizmete girdi. Açılışta konuşan Başkan Büyükerşen geçmişte hayata geçirilmesi engellenen hidroterapi merkezi projesini anımsatarak, “Açılışını yaptığımız müze işte o günlerden içimde kalan ukdenin mahsulüdür. Türk halkının nasıl bir hamam kültürü yarattığını çocuklarınız, torunlarınız olmak üzere gelecek kuşaklar burada görsün istiyorum" dedi. Şifalı sıcak suları ve hamam kültürü ile bilinen Eskişehir’e büyük bir değer katacak olan Eskişehir Hamam Müzesi kapılarını ziyaretçilere açtı. Binlerce yıllık yıkanma kültürünü geçmişten günümüze konu edinen ilk ve tek müze olarak Türk müzeciliğine büyük bir katkı sunacak olan Hamam Müzesi, gelecek kuşaklara bırakılan büyük bir kültür mirası olarak görülüyor. Tarihi Odunpazarı bölgesindeki Şarkiye Mahallesi Çürükoğlu Sokak Numara 2 adresinde hizmet verecek olan Eskişehir Hamam Müzesi, görkemli bir açılışla hizmete sunuldu.

ESKİŞEHİR BİR KAPLICA ŞEHRİDİR

Açılışta konuşan Başkan Büyükerşen, “Eskişehir bir müzeler şehri oldu. Yakında yeni müzeler de eklenecek. Bugünkü ise Hamam Müzesi’ni açıyoruz. Neden Hamam Müzesi? Eskişehir Bizans’tan beri sıcak suları ve hamamları ile bilinen bir şehir. Biliyorsunuz Eskişehir, Kütahya-Afyon kırık fay hatlarının olduğu tektonik bir yapıya sahiptir. Buradan çıkan sıcak sular, bu topraklarda yaşayan tüm kavimlere temizlik ve sağlık vermiştir. Aslında Eskişehir bir kaplıca şehridir. Suları şifalıdır ve tedavi edici özellikleri vardır. Örneğin Bizans döneminde imparatorluk ailesinin fertleri şimdi hamam diye kullandığımız yerlerini yazlık dinlenme ve tedavi merkezleri olarak kullanmış. Daha sonra Selçuklular döneminde hamam, ardından Osmanlı ve Cumhuriyet ile devam etmiş. Eskişehir’in suyu geçmişten bu yana şifalı olarak bilinmiş ve kullanılmıştır. Bu sıcak suların kullanılması için Rektörlük dönemimde çok uğraş verdim. Avrupa’da Macaristan ve Almanya’da hidroterapi merkezlerinde su ile tedavilerin nasıl yapıldığı yerinde inceledik. Projeler hazırladık" dedi.

BAŞKAN BÜYÜKERŞEN YAŞADIKLARINI ANLATTI

Konuşmasının devamında Eskişehir’deki sıcak suların olduğu merkezdeki bölgede hidroterapi merkezi kurulması için Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü dönemindeki yaşadıklarını anlatan Büyükerşen, şehirde işleyen sürecin akamete uğratılıp projeye karşı çıkılması ve projelerin Afyon’da hayata geçirilmesi serüvenini aktardı. Büyükerşen, “Açılışını yaptığımız müze işte o günlerden içimde kalan ukdenin mahsulüdür. Belki bizi kirlerimizden arındırmaz ama menfi düşüncelerimizden arındırır. Belki hastalıklarımızı kökten halletmez ama doğru düşünmemize engel olan unsurlardan kurtarır. Tabi Eskişehir’in çok orijinal bir hamam kültürü vardır. O kültürü yaşatmak, o kültür hakkında gelecek kuşaklara bilgi vermek için müzede tüm unsurları sergiliyoruz. Müzede hamamın ve suyun Roma zamanından bugüne kadar insanlar tarafından nasıl kullandığını anlatan örnekler var. Türk halkının nasıl bir hamam kültürü yarattığını çocuklarınız, torunlarınız başta olmak üzere gelecek kuşaklar burada görsün istiyorum. Hayırlı uğurlu olsun” diye konuştu.

Konuşma sonrası Başkan Büyükerşen ve protokol üyeleri birlikte kurdele kesimi yaparak müzenin açılışını gerçekleştirdi. Açılışın ardından protokol üyeleri ve davetliler müzeyi gezdiler. 

ESKİŞEHİR HAMAM MÜZESİ

Eskişehir Hamam Müzesi, ülkemizin 6’ncı Hamam Müzesi olmasına karşın yıkanma kültürünü geçmişten günümüze konu edinmesiyle Türkiye’nin ilk ve tek Hamam Müzesi olma özelliğini taşıyor. Antikçağ’dan Cumhuriyet dönemine kadar binlerce yıllık yıkanma kültürünü anlatan Eskişehir Hamam Müzesi’nde ziyaretçilere müze gezileri boyunca hoşgörünün simgesi, tasavvuf ehli Mevlana’nın, “Sen hep bir su olduğunu düşün. Su gibi güzel, su gibi özel, su gibi yararlı, su gibi vazgeçilmez” sözü eşlik ediyor.

Müze içerisindeki objelerle de önemli bir kültür mirasını barındırıyor. Müzede tellak, natır, meydancı, hamam anası, külhanbeyi gibi hamam karakterlerine, daha önce hiç değinilmemiş gizli kahramanlar olan şerbetçi ve Eskişehir’in meşhur helvacı karakterlerine, ilk sağlıkçılar olarak kabul edilen berberlere de yer veriliyor. Ayrıca müzede hamam tası, ibrik, buhurdan, nalın gibi hamam malzemeleri ve peştamal, havlu, hamam bohçası tekstil ürünleri koleksiyonu da yer alıyor. Eskişehir Hamam Müzesi, “Antik Çağ’da ve Roma’da Yıkanma Kültürü, Anadolu Hamam Tarihi, Koku- Hamam ve Tanıkları, Resimlerle Hamam Kültürü, Kadın Hamam Kültürü, Erkek Hamam Kültürü, Hamam Kültürü, Müze Koleksiyonu Sergileme Alanı ve Eskişehir Hamam Belgeseli Gösterim Odası” olmak üzere 8 alandan oluşuyor.

Eskişehir Hamam Müzesi ile ilgili bilgi almak isteyenler müzenin 0 222 220 8185 numaralı telefonundan yetkililere ulaşabilecekler.

MATRAKÇI NASUH EFENDİ’NİN MİNYATÜRÜNDE ESKİŞEHİR HAMAMLARI

Kanuni Sultan Süleyman’ın İran yönünde düzenlediği seferlere katılan Matrakçı Nasuh Efendi yaptığı minyatürde ve Minyatür ustası Âşık Mehmet Bin Ömer’de Menazırü’l-Avalim isimli 1580 tarihli eserinde açıkça resmedildiği, Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nin dördüncü cildinde Eskişehir şifalı sularıyla ilgili olarak Şehrin dışarısında, kuzeyinde bağ ve bahçeler içerisinde kâgir kubbeli bir latif hamamdır ki ona olan büyük havuzu sıcak suyla doludur. Suyu gayet sıcak olduğundan soğuk su katılınca ılık olur. Çok faydalıdır. Parmakta yüzük cinsinden halis gümüşten yapılmış şeyler bulunursa sapsarı olur. Uyuz ve cüzzam hastalıklarına çok faydalı olup birçok derde devadır” diyerek bahsettiği Eskişehir hamamlarının bu birlik kubbesinin en güzel örneklerinden olduğunu söylemiş.  Merkezdeki ve ilçelerdeki Roma, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden kalma hamamlarımızın da yer aldığı vurgulamış.

Eskişehir'in betimlendiği minyatür Mecmu’ı Menazil eserinde yer almaktadır. Minyatür 1534 yılında Matrakçı Nasuh Paşa tarafından oluşturulmuştur. Eskişehir'in bilinen en eski resmi olan bu çizimle Kanuni İran Seferi'nden dönmektedir.

Eskişehir üzerinden geçiş sırasında minyatürcü Matrakçı Nasuh, Odunpazarı'nı resmeder. Matrakçı Nasuh’un yaptığı Eskişehir Minyatüründe biri, bir külliye içerisinde yer alan (1525 tarihli kitabesi olan Kurşunlu Camii Külliyesi) iki cami ile (ikinci cami 1268 tarihli minare kitabesi olan Alâeddin Cami’sidir) bir kervansaray, üç hamam, bir havuz, bir değirmen ve bir türbe gösterilmiştir. Matrakçı Eskişehir'de Odunpazarı’ndan sonra Seyitgazi'yi de çizmiştir.