Araştırmalar beyinin nöroplastik yapıda ve sınırsız bir öğrenme kapasitesine sahip olduğunu gösteriyor. Kalıplaşmış bilginin ve yöntemlerin dışına çıkmak oyunlarla mümkün olabildiğinden, beyin, hafıza ve zekâ ile zihinsel yetenekleri geliştirmenin en etkili yollarında birisi oyun oynamaktır.

 

Oyun oynamayı neden severiz? Spor yapmayı, körebe, saklambaç veya kovalamaca oynamayı, bilgisayar oyunu oynamayı? Hepsini çok severiz. Sadece biz mi? Kediler, köpekler, kuşlar bile oyun oynamayı sever. Neden bunu yaparız?

Oyun oynamanın, beyin korteksinin fonksiyonlarından olan, öğrenilen bir aktivite mi olduğu, yoksa yemek yemek ve uyumak gibi ilkel beyinin bir fonksiyonu mu olduğunu tespit etmek için fareler üzerinde bilimsel çalışmalar yapılmıştır.

Akademisyen Jaak Panksepp beyin ile ilgili yaptığı çalışmalarda, bazı farelerin beyin korteksini alarak nasıl oyun oynadıklarını gözlemiştir. Gözlem sonucunda tam beyne sahip fareler ile beyin korteksi çıkarılmış farelerin oyunlarda aynı puanı aldıkları belirlenmiştir. Bu sonuca göre oyun oynamanın öğrenilmeyen bir aktivite yani ilkel beyin fonksiyonlarından bir tanesi olduğu sonucuna varılmıştır.

 

Bazı araştırmalar, özellikle erken yaşlarda okul çağındaki (5-12 yaş) çocuklarda oyun oynamamanın ciddi sonuçlar doğurabileceğini göstermiştir. Oyun olmazsa çocuklar daha agresif ve uyumsuz olabilmektedir. Jaak Panksepp, ADHD (Attention-deficit Hyperactivity Disorder) – Dikkat Dağınıklığı Hiperaktivite Bozuklukları artışlarının sebeplerinden bir tanesinin oyun oynamamak olduğunu düşünüyor. Öğretmenlerinin ve ebeveynlerinin raporlarına göre bu rahatsızlıkları sergileyen çocuklara ekstra oyun zamanı verildiğinde çocukların davranışlarında ilerleme gözlendiği belirtilmektedir. Ayrıca Jaak Panksepp oyun oynamanın çocuk gelişiminde ve sosyalleşmede çok önemli bir fonksiyon olduğunu belirtmektedir. Oyun oynamak, biz sosyal varlıkların nasıl sosyal olunacağının kurallarının öğrenilmesidir. Aslında oyun, kuralları nasıl öğrendiğinizdir. Oyunla, arkadaşınızın neyi eğlenceli gördüğünü veya görmediğini öğrenebilirsiniz, sınırlarınızı öğrenebilirsiniz veya hangi arkadaşınızın nelerden hoşlandığını öğrenebilirsiniz.

Queens College, New York Üniversitesi’ndeki psikologlar, çocuklara ADHD tanısı koyulmadan önce uyguladıkları tedavi ile çocukların beyinlerini değiştirebileceklerine, böylelikle çocukların hiç ADHD’ ye yakalanmayacaklarını düşünmektedirler. Uyguladıkları bu tedavi, çocukların odaklanmasını, planlama yeteneklerini, hafızalarını ve tepki kontrollerini artırmaya yönelik 5 haftalık bir oyun programıdır. Uygulanan program aslında oldukça basittir. Çocuklara “Jenga”, “dans ederken donma” şeklinde oyunlar ve bunların türevleri oynatılmıştır.

Normal oyunlar ve üst düzey öğrenmeyi geliştiren zekâ oyunları farklı sonuçlar doğuran iki oyun türleridir. Normal oyunlar çocuğunuzun hayatının bir parçası olsa da beklediğiniz gibi beyin, hafıza ve zekâyı geliştirme konusunda yeterli olamamaktadır. Bunun yanında üst düzey öğrenmeyi geliştiren zekâ oyunları, çocuğun hayatında üst düzey (yaratıcı) düşünme, sağlıklı iletişim kurma, problem çözme, beyni etkin kullanarak akıl yürütme, stratejik davranma ve stratejiler geliştirme, mükemmelleşme, dikkatli ve sabırlı olma, odaklanma, disipline olma, bireysel ve sosyal beceriler ve kendine güven gibi katkılar sağlayan etkinliklerdir.

Dünyanın hemen hemen her yerinde, anne ve babalar, zor rekabet şartlarından dolayı çocukların gelecekteki okul başarılarını garanti altına almak için çocukların oyun zamanlarını azaltarak, onları hep okulda görecekleri konulara yönlendirmeye çalışmışlardır ve halen bazı aileler bunu yapmaya da devam etmektedirler.  Ancak son araştırma sonuçları, anne ve babaların özellikle üst düzey düşünmeyi, beyin, hafıza ve zekâ ile zihinsel yeteneklerin gelişimini destekleyen nitelikli oyun zamanlarının çocukların gelecekteki okul başarısındaki katkısının önemini anlamaya çalışmaları gerektiğini vurguluyor. Son zamanlarda bu yönde ortaya çıkan veriler, araştırmalar, bilimsel makaleler ve kitaplar anne-babaların dikkatini tüm dünyada üst düzey öğrenmeyi geliştiren zekâ oyunları konusuna çekiyor. Beyini, hafızayı, zekâyı, zihinsel yetenekleri ve üst düzey öğrenmeyi geliştiren zekâ oyunları çocukların hayatına yeni ve taze bir anlam verecek gibi görünüyor.

ABD’nin California eyaletindeki UC Berkeley Üniversitesi’nin araştırması, zekâ oyunlarının çocukların IQ seviyesini arttırdığını kanıtlamıştır. Çoğunluğu liseyi bırakmış ailelerin çocuklarının okuduğu bir ilkokulda yapılan araştırma öncesinde çocukların ortalama IQ’ları 90 puan seviyesindeyken, 8 haftada verilen 20 saatlik zekâ oyunları dersleri sonucunda çocukların IQ’larının ortalama 13 puan arttığı belirlenmiştir. Bu üniversitenin Psikoloji Bölümü Başkan Yardımcısı Dr. Silvia Bunge ve ekibinin yaptığı çalışma sonucunda; haftada 2 gün 75’er dakika zekâ oyunu oynayarak, her 15 dakikada bir de yeni bir oyunla tanıştırılarak çocukların IQ gelişimleri sağlanmıştır.  Bu çarpıcı çalışma “13 dolarlık hediye = Çocukların IQ’sunda 13 puanlık artış” başlığıyla raporlaştırılmış ve bu raporda ebeveynlere çocuklarına yılbaşında 13 dolarlık bir zekâ oyunu hediye ederek, zekâlarını geliştirebilecekleri konusunda tavsiyeler verilmiştir.

Çalışmanın sonuçlarına “https://www.nurtureshock.com/IQLeaps.pdf” sitesinden ulaşabilirsiniz.

Çocuklara hayatı ve değerlerimizi öğretebilmek için oyun oynatmalıyız. Bununla birlikte hafıza ve zekâlarının gelişimi için eğitici ve nitelikli oyunlar oynatmalı ve özellikle aileyle birlikte nitelikli zaman geçirebilmelerine olanak sağlanmalıdır.

 

Kavramlar ve algıları kullanarak soyut ya da somut nesneler arasındaki ilişkiyi kavrayabilme, soyut (üst düzey (yaratıcı) ve matematiksel) düşünme, akıl yürütme, iletişim kurma, problem çözme ve bu zihinsel işlemleri bir amaca yönelik olarak kullanabilme yetenekleri zekâ olarak adlandırılmaktadır. Einstein’a göre zekânın gerçek göstergesi bilgi değil, hayal gücüdür. Bireylere sadece bilgi aktarmak veya öğretmek onların bilişsel kapasitelerinin, akıl yürütme, iletişim kurma, problem çözme, üst düzey ve matematiksel düşünme becerilerinin ve bir problemin çözümünde farklı stratejiler oluşturma ve kullanma becerilerinin geliştirilmesinde yeterli olamaz.  “Zekâ, beynin bilgiyi alıp, hızlı ve doğru olarak analiz ederek işlemesidir.” Çoğu psikolog zekâya ait yeteneklerin genetik açıdan kalıtımsal olduğunu kabul etse de bunların sosyal ve çevresel faktörlerden etkilendiğini ve bu yollarla geliştirilebileceğini inkâr etmiyorlar. Bireyin doğuştan getirdiği zekâ; iyileştirilebilir, geliştirilebilir, değiştirilebilir ve bir birey zeki olmayı öğrenebilir. Beynimiz sağ beyin ve sol beyin olmak üzere iki yarım küreden oluşur. İnsan sağ ve sol beyin fonksiyonlarını ne kadar çok geliştirirse o kadar zeki oluyor. 1982 yılında Nobel Tıp ödülü almış olan “Beynin her iki yarım küresinin uzman olduğu faaliyetler farklıdır” bilgisi eğitimin beyin odaklı ve kademeli olarak yeniden düzenlenmesine yol açmış ve beyin hakkında ulaşılan her yeni bilgi eğitim ve öğretimde yeni gelişmeler sağlamaya devam etmektedir. Son yıllarda ortaya atılan “beynin plastisitesi” kavramı beyinin daha etkin kullanılması için 5-12 yaş dönemi çocukların eğitiminde yeni fırsatlar oluşturmuştur. Beyin gelişiminin sırrı beynin her iki yarım küresinin birlikte ve dengeli olarak kullanılmasındadır. Beynin sadece sol yarım küresini kullanarak öğrenme ile beynin her iki yarım küresini de birlikte kullanarak öğrenme durumu “tek ayak üzerinde sekerek yürümeye çalışan” bir insan ile “her iki ayağını da kullanarak yürüyen veya koşan” bir insanın yarıştırılması olayı ile en kolay bir şekilde açıklanabilir.  Bilişsel becerilerin oluşmasında erken yaşlarda (5-12 yaş) alınan eğitimin önemi büyüktür. Beyin yarım kürelerinin birlikte ve dengeli olarak kullanılmasını sağlayan birçok farklı yöntem vardır.

Zekâ oyunları, bireylerin problemleri algılama ve değerlendirme kapasitelerinin geliştirilmesini, farklı bakış açıları oluşturabilmelerini, problemle karşılaştıklarında etkin, hızlı ve doğru karar verebilmelerini, bir konuya ve çözüme odaklanma alışkanlığı geliştirmelerini, akıl yürütme, iletişim kurma, problem çözme, matematiksel ve mantıksal düşünmeyi etkili bir şekilde kullanma kapasitelerini geliştirmelerini sağlayacaktır. Bireyler zekâ oyunlarıyla bireysel ve grup çalışmalarında kendi yeteneklerini ve zihinsel potansiyellerini daha iyi tanıyacak, kendilerini ve beyinlerini geliştirecek ve özgüvenlerini artıracak, başarı için sistemli ve disiplinli çalışma alışkanlıkları kazanacak ve problemlere yılmadan alternatif yöntemler ve stratejiler oluşturarak çözümler bulma tutum ve davranışlarını geliştireceklerdir. Üniversitemiz sürekli eğitim merkezinde uzaktan ve online olarak verilen Akıl Yürütme Zekâ Oyunları Eğitimi özellikle çocukların (5-12 yaş) beyin gelişimlerini desteklemek için geliştirilmiş beynin sağ ve sol yarım kürelerini dengeli bir şekilde kullanmayı hedefleyen “zihinsel bir beyin egzersiz” programıdır. Bu program; hayatında hep tek ayak üzerinde sekerek gitmeye çalışan insanlar yerine, öğrenme adına beynin sağ ve sol yarım kürelerini birlikte ve dengeli kullanarak yürüyen ve koşan bir insana dönüşmeye ve böylece beyin gelişimine üst düzeyde katkılar sağlamaktadır.

Aşağıda ilgilenenlere bilgi ve kayıt için link veriyorum. Başarı dileklerimle!...

 http://esogusem.ogu.edu.tr/web/?q=tr/uzaktan-egitim