Yılmaz Büyükerşen’in ve Ahmet Ataç’ın ‘özel oyları’ olduğunu AK Partililer, İYİ Partililer, MHP’liler,  BBP’liler bile  biliyor. Kazım Kurt bilmiyormuş.

“Türkiye değişiyor. Türkiye değişecek. Olmaz denilen şeyler oluyor ve ülkesini düşünen Türkiye’nin bağımsızlığını düşünen, özgürlüğünü düşünen 6 siyasi partimizin genel başkanı, bir araya geliyor. Önemli olan vatansa gerisi teferruat diyerek, yan yana gelerek bir Millet İttifakı oluşturuyor.”

“Eskişehir’de Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 65’in üstünde bir oy alacaktır. Bazı arkadaşlarla iddiaya girdim iddiayı ben kazanacağım.”

“Hak hukuk ve adalet diye 500 km yürüyebilen bir cumhurbaşkanı adayına sahibiz. Bu adaya sahip çıkmak sorundayız. Onu seçtirmek hepimizin boynunun borcudur.”

Yukarıdaki bu sözler Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’a ait.  Kurt, 23 Nisan 2023’te Eskişehir’de eski Gima binasında Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim bürosu açılışında bu sözleri söyledi.  9 Mart 2023’te ES TV’de katıldığı programda da buna benzer sözler sarf etmişti.  Kemal Kılıçdaroğlu’nu, Altılı Masayı savunmuştu.  6 partinin de seçimi kazanmak için önemli işler yaptığını söylemişti.  Aynı Kurt milletvekili seçimlerinden sonra 16 Mayıs’ta ES TV’de  yine açıklamalarda bulunmuştu. Kurt katıldığı programda şu ifadeleri kullanmıştı;

Gerek seçim büroları açılışlarında gerek ev toplantılarında diğer partilerin de çaba gösterdiklerini görüyorum biliyorum. (6lı masa) her partinin güçlü olduğu noktalarda iletişim halindeydik.

- CHP bu seçime girerken 130 milletvekili var. Şu anda CHP listelerinde 169 milletvekili var. Yani CHP milletvekili sayısını arttırmıştır. Diğer partilerle paylaştıkları o bizim bileceğimiz işlerdir. Ayrı bir sorundur.

-Ben Eskişehir politikasın çok iyi bilen biri olduğumu iddia ederim. Her seçim sonucunu seçime 3-5 gün kala seçim sonucunu söylerim. Arkadaşlar not tuttu. 1-2 bin oy farkı var. Biz şehri tanıyan insanlar olarak nereden ne alabileceğimizi biliyoruz. Bizim beklentimiz 215 bin oydu ve aldık.

- Ben partili bir belediye başkanıyım. Yaptığım bütün icraatları partim adına yapıyorum ve oy istiyorum. Benimde katkım vardır diye düşünüyorum.

- Geleceğimiz evlatlarımız için bu iktidara dur dememi lazım. Bunun da yolu Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vermektir.”

ALTILI MASAYA YAMA BENZETMESİ

Aynı Kurt Cumhurbaşkanlığı 2. Tur seçim sonuçları belli olur olmaz açıklama yapmıştı. Kurt: “Sadece seçim zamanı çalışmak yetmiyor. Bugünden itibaren çalışacağız, örgütün örgüt olduğunu anlatacağız herkese. Herkes burada, sadece sandığa otururken örgüt lazım değil. Örgüt yarından itibaren lazım, çalışmaya başlayalım. Bir dahaki seçimi alırız. Çünkü belli bir yere geldi iş, tahriklere kapılmayın. Yapacağımız şey, yarından itibaren herkes Cumhuriyet Halk Partisi’ne sarılacak. Herkes Cumhuriyet Halk Partisi’nin ideolojisine sarılacak. Dışarıda yama aramadan, dışarıdan takviye aramadan tek başına seçim kazanacak hale gelecek. Bunun başka çaresi yoktur, hiç üzülmeyin” diye konuşmuştu. Seçim çalışmalarında övdüğü altılı masanın diğer üyelerine ‘yama benzetmesi’ yaparak, onları aşağılamıştı.  “Dışarıda yama aramadan, dışarıdan takviye aramadan” diyerek, birkaç gün önce öve öve bitiremediği Millet İttifakının sona ermesi gerektiğini savunmuştu. Aynı Kurt, İsmail Saymaz’a verdiği röportajda ‘Daha önce dediklerinin tam tersini söylemesiyle’ yine dikkat çekti.  Bazı insanlar Kurt’un dediklerine şaşırmış. Ben onun CHP’de 25 yıldır yaptığı siyaseti çok iyi bildiğim için şaşırmadım. Kurt, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun görevi bırakması gerektiğini ifade ederek, bu şekilde devam edilmesi durumunda Eskişehir’in bile kaybedilebileceğini söylemişti.  Saymaz’ın “Eskişehir’de risk var mı?” sorusuna yanıt veren Kurt; Var tabi. Burada toplantı yaptık başkanlarla. Ben şunu dedim: ‘Eğer İYİ Parti doğru adaylar çıkarırsa hepimiz kaybedebiliriz’ Eskişehir’de bile kaybedebiliriz. Bizim başkanlar ‘Özel oylarımız var’ diyor da ben garanti görmüyorum” dedi. Aynı röportajda sanki kendisi ilçe belediye başkanı değil de, CHP’nin Onursal Genel Başkanıymış gibi konuşan Kurt; “Ben onlara daha farklı bir formül söyledim. Madem öyle Kemal Bey çekilsin. Özgür Özel, genel başkan olsun. Ekrem Bey, İstanbul’u kazansın. İnsanların karşısına çıkalım, ‘Bak, biz değiştik’ diye insanları inandıracak bir şey yapalım” dedi. Belediye işçilerini, aynı aileden evlatları, damatları, gelinleri delege yazıp; maymuncuk listeyle Eskişehir’deki CHP’yi aklınca dizayn eden Kurt, anlaşılan gözünü Genel Merkeze dikmiş. Kimin genel başkanlığı bırakacağını,  onun yerine kimin genel başkan olacağını belirleme yetkisini(!) kendisinde görmüş. Özgür Özel’e “Oğul, kız,  gelin, damatları kurultay delegesi yap. Seçimi kesin kazanırsın” demiş mi? CHP’den ihraç edildiğinde Kazım Kurt siyasi bir mevtaydı. Yılmaz Büyükerşen’in kanatları altına girdikten sonra meclis üyesi, milletvekili ve Odunpazarı Belediye Başkanı olabildi. 1999’de CHP’den 1. Sıra milletvekili adayı iken aldığı komik oy, solcuların ağırlıklı olduğu Eskişehir Baro Başkanlığı seçimlerinde yaşadığı hezimet, onun Büyükerşen olmadan bu koltuklara gelemeyeceğinin en somut göstergesidir.  Bugün kendisini Eskişehir’de CHP’nin sahibi sanan Kurt, Yılmaz Hoca’nın kendisiyle ilgili yaptıklarını hep vefasızlıkla ödedi.  Yılmaz Büyükerşen’in ve Ahmet Ataç’ın ‘özel oyları’ olduğunu AK Partililer, İYİ Partililer, MHP’liler,  BBP’liler bile  biliyor. Kazım Kurt bilmiyormuş. Anlaşılan sayın Kurt’un, Büyükerşen ve Ataç’ın 2009 ve  2014 seçimlerinde aldığı oy ile CHP’nin genel seçimlerinde aldığı oy arasındaki farktan haberi yokmuş(!)  Büyükerşen ve Ataç’ın CHP’ye geldikten sonra partinin Eskişehir’deki oylarında büyük artışın olduğunun hala farkında değilmiş(!) Tepebaşı’nda Gültepe, Büyükdere, Yıldıztepe, Yenikent, Göztepe, Akarbaşı, Vişnelik, Gökmeydan, Sümer gibi CHP’nin oy deposu olan mahalleler yok. Sağ seçmen ağırlıklı bölgede Ahmet Ataç, kendisine ‘özel oylar’ ile seçimi kazanıyor. Yılmaz Hoca’da ‘özel oylar’ sayesinde kent merkezinde açık ara birinci çıkıyor. Ahmet Ataç, Tepebaşı değil de Odunpazarı adayı olsun. Seçimi çok rahat kazanır. Odunpazarı bölgesinde oturan çok sayıda insanın; “Keşke Ahmet Ataç Tepebaşı’nın değil de Odunpazarı’nın Belediye Başkanı olsaydı” dediklerine şahit olduk. Hatta oy deposu olan mahallelerde ‘tulum’ bile çıkarır. Hayatında CHP’ye oy vermemiş insanların oyunu alır. Peki Kazım Kurt, Odunpazarı değil de Tepebaşı’ndan aday olsa ne olur? Tatar mahallelerinden bile Ataç’ın aldığı oy kadar alamaz. Büyük hüsrana uğrar.

BÖLMEYE ÇALIŞMAK KALLEŞLİKTİR

Kazım Kurt’un İsmail Saymaz’a yaptığı açıklamaya en sert tepkiyi Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen yaptı. Büyükerşen, Kurt’u CHP’yi bölmeye çalışmakla, provokasyon ve kalleşlik yapmakla suçladı. Büyükerşen, Barış Yarkadaş’a yaptığı açıklamada şunları söyledi; “Ben orayı kaybederiz burayı kaybederiz tartışmalarına hiçbir şekilde doğruluk payı vermiyorum. Hiçbir şekilde ben bu fikirlere katılmıyorum. Biz Eskişehir'de yüzde 54 ile seçimi aldık. Bu laflar sürdürülebilir provokasyondur. Kemal Bey yüzde 55, Tayyip Bey yüzde 44 aldı. Bu tartışma niye çıkıyor, ben anlamıyorum. Şu an AK Parti'de Eskişehir'de aday bulamıyor. Eskişehirli yerli bir aday arıyorlar. Her gün gelip iş dünyası, STK ile görüşüp aday arayışını sürdürüyorlar. en aslında siyasi konulara pek girmek istemiyorum ama hem içeriden hem de dışarıdan CHP'ye ağır bir saldırı var. Tek dertleri de CHP'yi bölmek. Eğer CHP bölünürse laikliğe de cumhuriyete de elveda deriz. Eğer biz özgür ve demokratik bir Türkiye kuracaksak bunu birlik içinde, parti bütünlüğü içinde yapmamız lazım. CHP'yi bölmeye çalışmak kalleşliktir.”

“EN İYİ SİYASET EN İYİ HİZMETTİR”

Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ta bu tartışmalarla ilgili açıklama yaptı.  Ahmet Ataç, “Seçim bölgelerimizde seçmenlerimizin teveccühünü alan biz belediye başkanlarının görevi, parti içi mücadele ve bu mücadelede taraf olmaktan çok, görevimizin son gününe kadar halkımıza en iyi şekilde hizmet vermeyi sürdürmektir” ifadelerini kullandı. Ataç açıklamasında şu ifadeleri kullandı; “CHP’de değişim önceliği genel başkanlık makamından önce, parti tüzüğümüzde yer alan ve anti demokratik olduğuna inandığım bazı maddelerin değişmesi net olmalıdır.
Zira…
Söz konusu maddeler değişmediği takdirde genel başkanlık koltuğunda oturan isimlerin değişmesi hiçbir anlam ifade etmeyecektir. Partide sistemin demokratik bir şekilde işleyişini aksatan tüzük maddeleri kesinlikle değişmeli, bu değişimi gerçekleştirebilmek için de bir tüzük kurultayı acilen toplanmalıdır.
Genel başkanlık tartışması, kurultay öncesi yapılmaması gereken bir tartışmadır. Mahalli seçimler öncesi genel başkanlık için isim tartışmasının yaşanıyor olması, seçimlere yönelik olumsuz sonuçlar doğuracak olaylara neden olabilecektir.
Seçim bölgelerimizde seçmenlerimizin güvenini alan biz belediye başkanlarının görevi, parti içi mücadele ve bu mücadelede taraf olmaktan çok, görevimizin son gününe kadar halkımıza en iyi şekilde hizmet vermeyi sürdürmektir.
Hiç kimsenin Eskişehir’in geleceğine yönelik olabileceklerle ilgili niyet okuma haddi olmamalıdır. Takdir her zaman Eskişehir halkınındır. Herkes kendi bölgesi özelinde gerekli özeleştiri, değerlenmesini yapabilir.
CHP’de değişim kadar gelişime de ihtiyaç vardır.
Kurtuluş ve kuruluşun partisi olarak köklü, tarihsel ve ayrıcalıklı bir mirasa sahip olan CHP, yıllardır devam eden baskıcı bir yönetim anlayışından kurtulmada halkımızın umudu olmuş, olmaya da devam edecektir…
Bir an önce iç hesaplaşmamızı sona erdirip ve ülkemizin aydınlık geleceği için yenilenme hareketini şekillendirecek politikalar etrafında stratejiler üretmeliyiz.  Önümüzde yerel seçimlerde kentimizin geleceği için partimin bana vereceği her göreve hazırım. Hemşerilerimizden aldığımız güç ile çalışmaya, 'en iyi siyaset, en iyi hizmettir' ilkesi ile kentimize değer katmaya devam edeceğim. 1999’dan beri Eskişehir halkının bize olan güven ve desteğine karşı sonsuz minnetimi iletmek isterim."e

////////

FIKRA

AKIL VERGİSİ

Dostlarından biri, Fransız Kralı 15. Lui’ye
-Majesteleri, Akıl vergisi almayı hiç düşündünüz mü? Hiç kimse budalalığı kabul etmeyeceğine göre, herkes böyle bir vergiyi seve seve öder.

Kral alaylı alaylı gülerek: Gerçekten ilginç bir fikir, cevabını vermiş. Bu buluşunuza karşılık, sizi akıl vergisinden muaf tutuyorum.

/////////

ÇİVİ

“Bu hayatta en çok, kralın gölgesini kendi gölgesi sanan soytarılara üzülüyorum.” W. Shakespear