“Askerler çocukları küçük kurşunla öldürürler değil mi anne?” 1995 yılında Srebrenitsa katliamında vurulan dört yaşında bir çocuğun ölmeden önce annesine sorduğu bu soru bugün bile bizleri acıya boğuyor. Fikret Bila’nın dediği gibi; ‘İnsanı yediği yemekten, içtiği sudan, aldığı nefesten utandıran soru’ Ne yazık ki savaşta en büyük acıları çocuklar yaşıyor. Bugün insanlık tarihinin en karanlık sayfalarından biri olan Srebrenitsa Katliamı’nın 29. Yıldönümü.
Retko Mladiç komutasındaki ağır silahlarla donatılmış Sırp Ordusu Temmuz 1995’te Srebrenitsa’da içlerinde kadın ve çocuklarında olduğu 8 bin 372 kişiyi vahşice katletmişti. Birleşmiş Milletler Srebrenitsa’yı güvenli bölge ilan etmiş olmasına karşın 400 silahlı Hollanda barış gücü askerinin varlığı katliamı önlememişti.
Ernesto Che Guevara “Aynı evrende yaşamamalı cellatlar ve çocuklar; ya ölmeli cellatlar, Ya da hiç doğmamalı çocuklar” sözünde olduğu gibi artık çocuklar ölmemeli. Dünyayı yöneten ülkeler çocuk cellatlarına artık ‘dur’ demeli.