Bugün 24 Ocak. Bugün Gazeteci Yazar Uğur Mumcu’nun 30'uncu ölüm yıldönümü.
SAKINCALI PİYADE
Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu 24 Ocak 1993’te Ankara’da Karlı Sokak'taki evinin önünde, arabasına konulan bombanın patlaması sonucu suikasta kurban giderek yaşamını yitirmişti. O çok şey bilen bir sakıncalı piyadeydi. Çok şey bildiği, karanlığı aydınlığa kavuşturacağı için onu katlettiler. Aradan 30 yıl geçmesine rağmen, onu katledenler ve o emri verenler hala bulunamadı.
ÖZLEMLE ANACAĞIZ
Türk Halkı Mumcu’nun kıymetini bildi. Adını unutmadı, unutturmadı. Bugün tüm Türkiye genelinde yapılacak etkinlikler ve törenlerle büyük gazeteci Uğur Mumcu’yu özlemle anacağız. Bedri Rahmi Eyüpoğlu, aslında Nazım Hikmet için yazdığı ve ölümünden sonra hep Uğur Mumcu için söylenen ‘Yiğidim Aslanım’ Türküsü’ndeki “Ne bir haram yedin ne cana kıydın/Ekmek gibi temiz su gibi aydın/Hiç kimse duymadan hükümler giydin/Döşek diken diken yastık batıyor/ Yiğidim aslanım aman burda yatıyor” dizelerindeki gibi “Ekmek gibi temiz su gibi aydındı”
“ÖYLEYSE VURUN BENİ”
Uğur Mumcu, “Ben, Atatürkçüyüm. Ben, Cumhuriyetçiyim. Ben, laikim. Ben, anti-emperyalistim. Ben, tam bağımsız Türkiye'den yanayım. Ben, özgürlükçüyüm. Ben, insan hakları savunucusuyum. Ben, terörün karşısındayım. Ben; yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. Dün sabaha değin, araştırarak yazdığım hiç bir konuyu yalanlayamadınız. Öyleyse vurun, parçalayın! Her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar doğacaktır!'' demişti. Türkiye’yi karanlığa götürmek, bölüp parçalamak isteyenlerin cirit attığı şu günlerde; Uğur Mumcu'nun bu çivi gibi sözleri, hep alklımızda kalmalı, kulaklarımızda çınlamalıdır.