Yunus Emre Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Kerim Erzincanlı hakkında okulda yapılan Öğretmenler Kurulu Toplantısında ‘meslektaşlarına hakaret ettiği iddiasıyla’ soruşturma açılmıştı. Soruşturma yapmak için Bakanlık müfettişleri kentimize gelmişti. Malum sendika başkanının Erzincanlı’nın ceza almaması için büyük mesai harcarken, ‘okul ile ilgili yaptığı mizansel paylaşımlar’ sosyal medyada ‘alay konusu’ olmuştu. Hatta buçuklu zamlara imza atarak, memurların düşük ücretlerle çalışmasının (ezilmesinin) baş sorumlusu olan Memur-Sen Genel Başkanının da Erzincanlı’nın ‘yöneticilik görevini kaybedecek bir cezayı almaması için girişimde bulunduğu’ da iddia edilmişti. Bakanlık müfettişleri soruşturmayı tamamladı. Müfettişlerin teklifleri doğrultusunda Bakanlığın Erzincanlı’ya altı ay önce ‘maaş kesimi ve görev yeri değişikliği cezası verildiği’ öğrenildi.
Aradan geçen süreye rağmen bu ceza hala uygulanmadı. Cırıt, Erzincanlı’nın atanacağı okul olmadığı için görev yerini değiştirmediğini belirtti. Şehit Hasan Önal Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Erol Ülker yaklaşık iki ay önce vefat etti. Çok iyi bir eğitim yöneticisi olan Ülker, ‘kul hakkı yemeyi’ alışkanlık haline getiren ‘din bezirganlarının’ ayak oyunuyla bir gecede müdürlük görevini kaybetmişti. Ülker yıllarca hukuk mücadelesi verdi. Haksızlığa karşı açtığı davaları kazanmasına rağmen, dönemin Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü Necmi Özen yargı kararlarını uygulamadı. Hakan Cırıt, Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü olmasından sonra yargı kararlarını uygulayarak, aralarından Erol Ülker’inde bulunduğu bazı okul müdürlerinin mağduriyetine son verdi. Ancak yıllarca haksızlığa uğrayan Erol Ülker sağlığından olmuştu. Ve yaklaşık iki ay önce vefat ederken; ona ‘bu zulmü reva görenlerin vicdanları hiç ama hiç’ sızlamadı. Ülker’in vefatından sonra Şehit Hasan Önal Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürlüğü koltuğu boşaldı. Eğitim alanında faaliyet gösteren sendikaların yöneticileri Hakan Cırıt’tan ‘Görev yeri değişikliği’ kararını uygulamasını ve Erzincanlı’yı, Şehit Hasan Önal Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne müdür olarak görevlendirilmesini istiyor. Aslında göreve geldikten sonra sumen altı edilen yargı kararlarını uygulayan Cırıt’tan da bu beklenir. Eğitim kulislerinde şu günlerde; Erzincanlı’nın birkaç hafta önce resmi araçla trafik kazasına karışan Ahmet Engin Çalışkan’ın yerine Baksan Mesleki Eğitim Merkezi’ne müdür yapılacağı yüksek sesle seslendiriliyor. Çalışkan’ın kaza yaptığı sırada ‘alkollü’ olduğu iddia ediliyor. Olayı soruşturan müfettişler Çalışkan’ın yöneticilik görevini üstünden alınmasını teklif edebilir. Bu durumda Cırıt, Erzincanlı’yı Baksan Mesleki Eğitim Merkezi’ne müdür yapabilir. Veya Şehit Hasan Önal Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne müdür olarak gönderebilir. Erzincanlı ve Çalışkan’ın hangi görevde olup, olmayacakları bir hafta veya on gün içinde belli olur…
////////////////////////////////////
NOSTALJİ
Temeli Baba Attı
Yıl 1998. 9. Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel ESOGÜ Üniversitesi’nin 900 yataklı Tıp Fakültesi Hastanesi’nin temelini atmıştı. 22 yıl öncesine ait tarihi fotoğrafta Demirel temel atmadan önce kürsüde konuşma yaparken, hemen arkasında dönemin ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Erdoğan Fıratlı görülüyor. Temel atma töreninden sonra ESOGÜ tarafından Demirel’e ‘Fahri Doktora’ verilmişti. Türk siyasetinin en renkli isimlerinden birisi olan Demirel’in ülkeye büyük katkıları oldu. ‘Baba’ lakabı ona çok yakıştı. Cumhurbaşkanı seçildikten sonra ‘Cumbaba’ da denildi. Eskişehir’de O’nun Başbakanlığı döneminde sayısız hizmetlere kavuştu. Eskişehir’e ve Türkiye’ye büyük katkıları olan Süleyman Demirel’in hizmetleri asla unutulmayacak…
////////////////////////////////////
CUMARTESİ HİKAYESİ
MÜVEKKİLİNİZ KAPIYA BAKMIYORDU
Ünlü bir futbolcu karısını öldürmekle suçlanıyordu. Futbolcu yakalanmıştı. Ama karısının cesedi ortada yoktu. Duruşma Amerikan filmlerindeki gibiydi. Futbolcu sanık sandalyesinde oturuyordu. Kucak dolusu parayla tuttuğu avukatı jüriyi ikna etmeye uğraşıyordu:
"Sayın jüri, müvekkilimin suçsuz olduğuna yürekten inanıyorum… Buna az sonra sizler de inanacaksınız.. Neden mi? Bakın, simdi 1'den 10'a kadar sayacağım ve müvekkilimin öldürdüğü iddia edilen karısı bu kapıdan içeri girecek.. 1,2,3,4,5,6,7,8,9,10..." Bütün jüri kapıya dondu. Kimse girmedi içeri. Avukat bir savunma dehasıydı; öldürücü hamlesini yaptı... "Bakın, siz de kadının öldüğüne inanmıyorsunuz. Çünkü hepiniz içeri girecek diye kapıya baktınız… İşte kararı verirken buna güvenmenizi talep ediyorum." Jüri, ünlü futbolcuyu suçlu bulduğunu bildirdi ve dava bu şekilde sonuçlandı. Mahkeme çıkısında avukat, bayan jüri başkanına yaklaştı: “10'a kadar saydığımda siz de diğer üyeler gibi kapıya bakmıştınız. Neden böyle bir karara imza attınız?" “Doğru" dedi jüri başkanı; "Ben de kapıya baktım, ama müvekkiliniz kapıya bakmıyordu!”
////////////////////////////////////
FIKRA
Şimdi Ne Yapacağım?
Ormanda dolaşan 2 avcıdan biri birden bire yere düşer. Arkadaşı, düşen adamın nefes almadığını ve gözlerinin ferinin söndüğünü görür. Bunun üzerine telefonla acil yardımı arar. ''Arkadaşım öldü, ne yapabilirim'' diye sorar. Telefondaki ses yanıtlar: ''Sakin olun. Size yardım edebilirim. Ama önce arkadaşınızın ölüp ölmediğinden emin olalım.'' Telefonda bir süre sessizlik olur ve bir silah sesi işitilir. Avcı telefonu tekrar eline alır ve şöyle der: ''Evet, tamam. Şimdi ne yapacağım?''
////////////////////////////////////
ÇİVİ
"Bir kelime kararını, bir duygu hayatını, bir insan seni değiştirebilir." Konfüçyüs