Burada asıl mesele Kerim Erzincanlı’nın müdürlüğü değildir. Bir Eğitim-İşlinin oraya müdür yapılmamasıdır. Sendika baskısıyla Eskişehir İl Milli Eğitim’indeki Değerlendirme Komisyonunun, Yalçın Fazıl Eker’e ‘Rum Köyü Fethetmiş gibi’ muamele yapması asla kabul edilemez. Tüm bu yaşananlar karşısında Eğitim İş Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Fadime Arslan’ın sessiz kalmasını ‘çok manidar’ buluyorum.
Daha önceden okul yöneticiliği yapmış olanlar için yeniden görevlendirme takvimi 1 Temmuz 2024 tarihi itibariyle başladı. 4 ve 8 yılını dolduranlarla ilgili süreç tamamlandı. Bu kapsamda okul müdürü ve müdür yardımcıları puanlarına göre yerleştikleri okullarda görevlerine başladı.
KAFE KÖŞELERİNDE OKUL MÜDÜRLÜĞÜ KOLTUĞU DAĞITMIŞTI
Yunus Emre Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Kerim Erzincanlı puanının kent merkezindeki okullara gitmesine yetmediği için hiçbir eğitim kurumuna yöneticilik için başvuruda bulunmadı. Yakın çevresine öğretmenliğine döneceğini söylediği eğitim kulislerinde yüksek sesle seslendiriliyordu. Tepebaşı Nafiye-Hüseyin Küçükoğlu Halk Eğitimi Merkezi Müdürü Zekai Özbay 1 Temmuz 2024 tarihi itibariyle emekli oldu. Bu okul aynı gün saat 16.58’de yapılan duyuruda boş gösterildi. Daha önceden okul yöneticiliği yapmış olanlardan birisinin bu kuruma müdür olması bekleniliyordu. 2014 yılında yönetici atamalarında 'liyakati değil de biatı' isteyen ve ‘Kul hakkı yemeyi’ kendine ilke edinen yandaş sendikanın o dönemdeki Başkanının kafe köşelerinde birilerine koltuk dağıtabilmesi için ilimizde büyük bir okul müdürü kıyımı yapılmıştı. Çok sayıda başarılı okul müdürünün yöneticilikleri sırf Eğitim Bir-Sen’e üye değil diye üzerlerinden haksız şekilde alınmıştı. Bu okul müdürleri defalarca davaları kazanmalarına rağmen, yandaş sendikanın emir eri gibi davranan dönemin İl Milli Eğitim Müdürü Necmi Özen bu yargı kararlarını uygulamamıştı. Bu haksızlıklar yüzünden ölenler, sağlığını kaybedenler oldu. Hakan Cırıt’ın İl Milli Eğitim Müdürlüğüne kadar yargı kararları hiç uygulanmadı. İşte bu müdür kıyımında haksızlığa uğrayan isimlerden birisi Yalçın Fazıl Eker’di. Tepebaşı Nafiye-Hüseyin Küçükoğlu Halk Eğitimi Merkezi için 96,453 ile en yüksek puan ona aitti. Eker Eğitim-İş Sendikası üyesiydi. Bugüne kadar iktidarın gücünden yararlanıp, ‘okul müdürlüğü’, ‘müdür yardımcılğı’, ‘Şeflik’, ‘memurluk’ dağıtarak üye sayısını arttıran Eğitim Bir Sen, Tepebaşı Nafiye-Hüseyin Küçükoğlu Halk Eğitimi Merkezi’ni kaptırmamalıydı. Zaten Odunpazarı Halk Eğitimi yıllarca haksız şekilde mağdur ettikleri Sinan Gülşen’e kaptırmışlardı. Tepebaşı’nı kaptırmamalıydılar. Önce Eskişehir İl Milli Eğitim’den Yalçın Fazıl Eker’in puanını öğrendiler. Yunus Emre Mesleki Teknik Anadolu Lisesi’nde 8 yılını dolduran ve puanı yetmediği için kent merkezindeki hiçbir okula müdürlük için başvurmayan Kerim Erzincanlı’dan, Tepebaşı Nafiye-Hüseyin Küçükoğlu Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü için başvuruda bulunmasını istediler. Erzincanlı’nın puanı (106,610) Eker’den fazlaydı. Okul dışında ticaretle de uğraşan Erzincanlı önce, bol mesai isteyen Tepebaşı Nafiye-Hüseyin Küçükoğlu Halk Eğitimi Merkezi’ne başvuruda bulunmak istemediği ve sendikanın baskısıyla bunu kabul ettiği iddia ediliyor. Erzincanlı’nın okul müdürlüğü 12 Temmuz’da sona eriyordu. Ancak son başvuru tarihi 3 Temmuz 2024’tü. Erzincanlı 3 Temmuz saat 15.00’te okul müdürlüğünden istifa etti. 16.00’da Baksan Çıraklık Merkezine öğretmen olarak görevlendirildi. 16.30 civarında da yöneticilik başvurusu kabul edildi. Başka bir sendika üyesi olsaydı, bu işlemler asla yetişmezdi. Erzincanlı’nın yaptığı bu başvurunun hukuki olmadığı öne sürülüyor. Konuyla ilgili beni arayan bazı eğitimciler konuyla ilgili şunları söyledi; “Kerim Erzincanlı yönetmeliğin 37. Maddesinde açık hüküm varken müdürlük başvurusunda bulunmuştur. İl Değerlendirme Komisyonu Yönetmeliğin 37. Maddesini yanlış yorumlayarak Kerim Erzincanlı’nın başvurusunu kabul etmiştir. Konuyla ilgili olarak itirazda bulunulmadığı takdirde mevcut adaylar arasında puanı daha yüksek olduğu için Kerim Erzincanlı Tepebaşı Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğüne atanmış olacaktır. Ancak Yönetmeliğin hükmü açıktır. 4 yıllık görev süreleri dolmadan herhangi bir nedenle istekleri üzerine ayrılanlar, ayrıldıkları tarihten itibaren yazılı sınav başvuru tarihinin son günü itibarıyla aradan bir yıl geçmeden yönetici olarak görevlendirilmek üzere başvuruda bulunamaz. Kerim Erzincanlı mevcut Yunus Emre Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesindeki 4 yıllık görev süresi 12 Temmuz 2024 günü sona erdiği halde daha önceden 3 Temmuz 2024 günü görevinden istifa ederek ayrıldığından başvurusunun alınmaması ve Değerlendirme Komisyonu tarafından reddedilmesi gerekirdi. Komisyonun yaptığı bu işlem yönetmeliğe ve hukuka aykırıdır. Eğitim işkolunda faaliyet gösteren sendikalar bu hukuksuzluğu yargıya taşımalıdır. Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü Sinan Aydın, Kerim Erzincanlı’nın hukuksuz şekilde tercih yapmasına izin vermemelidir.”
375 GÜN ADLİ PARA CEZASI ALMIŞTI
Yaklaşık 6 ay önce Eskişehir 9. Asliye Ceza Mahkemesi Yunus Emre Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Kerim Erzincanlı'nın, Öğretmenler Kurulu Toplantısında meslektaşlarına hakaret ettiği gerekçesiyle 375 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar vermişti. Erzincanlı günlüğü 50 liradan toplam 18 bin 750 lirayı altı eşit aylık taksitlerle ödeyecek. Ödememesi durumda cezası hapse çevrilecek. Astlarıyla hep iletişim problemi yaşayan Erzincanlı’nın insan faktörünün çok daha önemli olduğu Tepebaşı Nafiye-Hüseyin Küçükoğlu Halk Eğitimi Merkezi’nde uzun süre çalışabileceğine inanmıyorum. Görevlendirilmesi yapıldıktan birkaç ay sonra istifa eder. Kurum, önümüzdeki yıl yönetici atamalarına kadar Eğitim Bir Senli biri tarafından vekaleten yönetilir. Burada asıl mesele Erzincanlı’nın müdürlüğü değildir. Bir Eğitim-İşlinin oraya müdür yapılmamasıdır. Sendika baskısıyla Eskişehir İl Milli Eğitim’indeki Değerlendirme Komisyonunun, Yalçın Fazıl Eker’e ‘Rum Köyü Fethetmiş gibi’ muamele yapması asla kabul edilemez. Tüm bu yaşananlar karşısında Eğitim İş Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Fadime Arslan’ın sessiz kalmasını ‘çok manidar’ buluyorum.