Eskişehir Valiliği ve Emniyet Müdürlüğünün İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu tarafından sokak etkinliklerine getirilen yasaklarla ilgili çifte standart uygulamaları tepki topluyor. 25 Ekim Pazar günü bu kararlar gerekçe gösterilerek, Eskişehir Halkevi üyelerinin basın açıklamasına polis müdahale etti. Yedi Halkevi üyesi gözaltına alındı. Türkiye’nin en büyük işçi konfederasyonu olan TÜRK-İŞ‘in dışarıda yapılacak basın açıklamasına yasak getirildi. Türk-İş basın açıklamasını sendika binasında yapmak zorunda kaldı.
İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu böyle karar almışsa, insanlarımızın sağlığı için tabi ki uygulanacak. Buna kimsenin söyleyeceği bir şeyi olamaz. Ancak Valilik ve Eskişehir Emniyeti, iktidara yakınlığı ile bilinin Memur-Sen’in Hamamyolu’nda yaptığı kitlesel basın açıklamasına İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu kararlarına rağmen göz yumarsa; kent halkının haklı tepkileriyle karşılaşır. Bu kararların herkese eşit şekilde uygulanmasından sorumlu olan Vali Erol Ayyıldız Eskişehir’in mi yoksa Memur-Sen’in Valisi mi? Sayın Ayyıldız, İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu kararları yandaş sendikaya farklı diğer kitle örgütlerine daha farklı mı işliyor? Yoksa Eskişehir Emniyet’inin Memur-Sen’e İl Umumi Hıfzısıhha Kurulu kararlarını uygulamaya gücü mü yetmedi? Halk sağlığı adına genelgeyi uygulaması gerekenler yaptıkları çifte standartla Eskişehirlinin aklıyla alay ediyor.
////////////////////////////////////
MOTORSİKLETLİ TERÖRÜNE SON VERİLMELİ
Alt Geçit, üst geçit, tünel, mobese kamerası, kontrol geçiş kamerası, şehir giriş çıkışları kameraları, Bütün aklınıza gelen kameralar ve otomatik hız radarları, EDS’ler ve sabit yol kameraları, Dronlar, yani aklınıza gelen bütün kameralar merkezi olarak çalışmaya başladı. Araç sürücülerine fotoğraflı ceza makbuzu düzenlenip, gönderilmeye başlandı. Emniyet kemeri takmayanlar, araçta sigara içip, cep telefonuyla konuşanlar, yaya geçit ve kırmızı ışık ihlalleri yapanlar kameralarla tespit edilip cezalandırılıyor. Umarım Emniyet Müdürlüğü, araçta sigara içenler ve cep telefonuyla konuşanlar için gösterdiği hassasiyeti kent merkezinde ters yönden giderek, yayaların hayatlarını hiçe sayan motorsiklet sürücülerine de gösterir. Özellikle ‘Şair Fuzuli, Cengiz Topel Caddeleri ve Çarşı tramvay’ duraklarının olduğu bölgelerde ‘nereden çıktıkları belli olmayan ve kuralları hiçe sayan motosiklet sürücüleri, kendilerini uyaran insanlara pişkin şekilde kabadayılık da’ yapma cüretini bile gösterebiliyor. Kentteki kuralsızlıklardan, başıboşluktan güç alıp, işi magandalığa kadar götürebiliyorlar. Emniyet fotoğraflı ceza uygulaması kapsamında kent merkezinde yaşanan ‘motorsikletli terörüne’ son vermeli. Onlara ‘insanların hayatlarını hiçe saymanın bir bedelinin olduğunu’ göstermeli.
////////////////////////////////////
NOSTALJİ
ERDAL İNÖNÜ İNÖNÜ’DE
31 yıl önce, tarih 1 Nisan 1989. Yer Eskişehir’in İnönü ilçesi. SHP Genel Başkanı merhum Erdal İnönü 2. İnönü Zaferi’nin Kutlama törenine katılıyor. İnönü’de ilçe halkı büyük ilgi gösteriyor. Fotoğrafta SHP Merkez İlçe Başkanı Erdal Çakıcıer ile yıllarca partide bir nefer olarak çalışan Mustafa Taşlak’da yer alıyor. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk zafer sonrası İsmet Paşa`ya “Siz orada sadece düşmanı değil, Türk ulusunun makus talihini de yendiniz” diyor. Büyük Önder soyadı kanunu çıkınca İsmet Paşa’ya İnönü adını bizzat kendisi veriyor. Erdal İnönü’de soyadını aldıkları ilçedeki törene katılarak, Zafer Coşkusu’na ortak olmuştu. Erdal İnönü 31 Ekim 2007 günü kan kanseri tedavisi gördüğü ABD’de 81 yaşında yaşamını yitirdi. Bugün merhum İnönü’nün 13’ncü ölüm yıldönümü. Dürüstlüğü ve örnek kişiliğiyle Türk Siyasetinde sevilen saygı duyulan bir isimdi. Bilim adamlığı, renkli siyasi kimliğiyle hatırlanacak olan Erdal İnönü, ince espri anlayışıyla da öne çıkıyordu.
TABİ GÖREMEZSİNİZ
Erdal İnönü’yü sinema çıkışında yakalayan bir gazeteci sorar: - Sayın İnönü, sizi bu sıralar sinema salonlarında göremiyoruz pek? - Tabii göremezsiniz sinema salonları karanlık oluyor.
BEN KEDİ MİYİM?
Evde “Erdal yetiş fare var!” diye çığlığı basan eşine gayet sakin biçimde şu cevabı vermiştir: Bana ne Sevinç, ben kedi miyim?
BİR OY BİR OYDUR
Seçmenlerden biri seçim otobüsünün önüne atılır ve Erdal İnönü’ye hitaben “Ölürüm yoluna” diye haykırır. Erdal İnönü cevap verir: Dur, ölme. Bir oy bir oydur.
CİZRELİLERE TEŞEKKÜR ET
Bir seçim dönemi... SHP Genel Başkanı İnönü, Diyarbakır ve Cizre’deki mitinglerde konuştuktan sonra Siirt’te halka hitap edecektir. Ancak Cizre’de bir grup protesto gösterisi yapıp parti otobüsünü taşlayınca buradaki miting iptal edilir, hiç beklenmeden Siirt’e gelinir. Seçim gezilerinde program sarkmasına alışık Siirt İl Başkanı, parti otobüsünün tam zamanında geldiğini görünce biraz şaşkın, İnönü’ye teşekkür eder. Aldığı yanıt: Sen bana değil, asıl Cizrelilere teşekkür et...
NORVEÇ’TE BAŞBAKAN OLURSUNUZ
Gazeteci der ki; “Sizin için Norveç’te başbakan olabilir” diyorlar. İnönü’nün cevabı: Çok teşekkür ederim. Bu herhalde, Türkiye’de bu işleri beceremiyorsun, demenin kibarcası.
Büyük devlet adamı Erdal İnönü’ye Allah’tan rahmet diliyorum. Türk insanı bu büyük insanı asla unutmayacak…
////////////////////////////////////
CUMARTESİ HİKAYESİ
Churchill'in Damadı
Winston Churchill 1. Dünya Savaşı’nda İngiltere Bahriye Nazırıydı ve Çanakkale Savaşı’nda İngiltere Donanmasını o yönetiyordu… Churchill 2. Dünya Savaşı’nda ise Başbakandı ve İngiltere’nin savaşı kazanmasında büyük rol oynadı… Yaşamının son yıllarında giderek güçten düşmüştü, yanında sürekli kızı ya da damadı olurdu… O günlerden birinde bir gazeteci uzun uğraşlar sonunda bir randevu alabilmişti Churchill’den. Ünlü devlet adamı bir kanepenin üzerinde uyukluyor, zaman zaman hırıltılı bir şekilde bir şeyler söylüyordu. Gazeteci hemen sorusunu yapıştırdı. “Efendim, 2. Dünya Savaşı sırasında Hitler, Mussolini, Franko ve Stalin ile birlikte dünya tarihine yön veren liderlerden biriydiniz. En çok hangisini takdir ederdiniz?” Churchill cevap vermeyince gazeteci sorusunu yineleyecek oldu ama damadı araya girdi. “Israr etmeyiniz lütfen, görüyorsunuz tamamen bunadı artık…” Churchill o sırada hafifçe araladı gözlerinden birini, son derece net bir ifadeyle; “Mussolini” dedi, “en çok Mussolini’yi takdir ederdim…”
Gazeteci sordu yeniden, “neden?” Churchill cevapladı; “Çünkü damadını kurşuna dizdirmişti…” (Mussolini gerçekten de, öz kızının kocasını görüş ayrılığı nedeniyle 1944 yılında kurşuna dizdirmişti…)
////////////////////////////////////
FIKRA
YENİ BİR TANE ALABİLİRDİM
Kadın kahvaltı sofrasında gazete okuyan kocasına bakıp söylenmiş:
-Keşke bir gazete olsaymışım. Böylece bütün gün sıkı sıkı tuttuğun ve
ilgilendiğin tek şey ben olurdum.
Adam kafasını bile kaldırmadan cevap vermiş:
-Evet keşke sen bir gazete olsaydın; böylece yarın senin yerine
yeni bir tane alabilirdim…
////////////////////////////////////
ÇİVİ
“Yüz kızartıcı şeyler, halkın genelince tasvip edildiğinde, artık yüz kızartıcı olmazlar.” M. T. Cicero