Münir Özkul, Adile Naşit, Tarık Akan, Kemal Sunal, Metin Akpınar, Zeki Alasya, Şener Şen, Ayşen Gruda, Halit Akçatepe, Ergin Orbey, Oya Aydoğan, Emel Sayın, Hale Soygazi, Müjde Ar, Itır Esen, Şevket Altuğ, Perran Kutman, İhsan Yüce, Hulusi Kentmen,Tekin Akmansoy, Meral Zeren, Ahmet Sezerel, Mahmut Hekimoğlu, Erdal Özyağcılar.
‘HAYIR BİZ BÜYÜĞÜZ’
Gülen Gözler’de Usta oyunca Münir Özkul’un canlandırdığı Yaşar Usta’nın kalpsiz fabrikatöre söylediği “Büyük patron, milyarder, para babası, fabrikalar sahibi... sen mi büyüksün? hayır biz büyüğüz, biz. Sen bizim yanımda bir hiçsin, anlıyor musun, bir hiç. Gözümüzde pul kadar bile değerin yok. Ama şunu iyi bil, ne oğluma, ne de gelinime hiç bir şey yapamayacaksın. Yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizleri. Çünkü biz birbirimize parayla pulla değil, sevgiyle bağlıyız. Bizler birbirimizi seviyoruz. Biz bir aileyiz. Biz güzel bir aileyiz. Bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun?” sözleriyle hep duygulandık. Aynı filmde Vecihi’nin “Efendim çamaşırlarınızı getirdim” demesine sert çıkan Yaşar Usta; “Benim çamaşırlarımın ne işi var sende?" diye sorar. Vecihi'nin; “Çamaşırlarınız uçağımın kanadına takıldı da. Ama ütületip getirdim buyrun” sözleri unutulmazlar arasına girdi.
SEVGİNİN ÖNEMİNİ GÖSTERDİLER
Hababam Sınıfı filminde müfettişin sorduğu ‘Uçan Memeli’ sorusuna Damat Ferit’in ‘Hostes’ yanıtına hep güldük ve gülmeye devam edeceğiz. Turşucu Kazım’ı palavracı kardeşi Ziya’nın “İngiltere Kralı, rahmetli Başkan Kenedy, taçsız kral Pele, Beckenbauer, kaleci Mayer, Nadia Komenaçiii, Biricit Bardoo vee Fenerbahçeli Cemill hepsi şöhretlerini bu bıçağa borçlular” deyip, bir vatandaşı zorla tıraş yaparken, yüzünü kesmesini hep kahkahalarla izledik. Süt Kardeşler’de Ramazan’ın ‘Kumandan senin süt annenin abisiymiş’ sözlerine Şaban’ın “O zaman o benim süt kumandanım” diye sevinmesine güldük. Onlar o kadar güzel sinema emekçileriydi ki; sevginin, ailenin, kardeşin, dostlukların ne kadar önemli olduğunu bizlere gösterdi. Her şeyden önce ‘iyi insan olmamız’ gerektiğini bizlere öğrettiler...
//////////////////////////////////////////////////
NOSTALJİ
Eczacıbaşı Esiad’da
Yıl: 1992. 29 yıl önce TÜSİAD (Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği) Başkanı Bülent Eczacıbaşı Eskişehir’e geliyor. Eczacıbaşı Eskişehir Sanayici ve İşadamları Derneği (ESİAD) tarafından düzenlenen etkinliğe katıldı. Tarihi fotoğrafta ESİAD Başkanı Orhan Kesikoğlu, Eczacıbaşı’na plaket takdim ediyor. Ülkenin en önde gelen işadamlarından olan Bülent Eczacıbaşı 1991-1993 yılları arasında TÜSİAD Başkanlığı yaptı. 1997-2001 yıllarında TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanlığı, 1993-97 yıllarında ise TESEV (Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı) Kurucu Yönetim Kurulu Başkanlığı, 2000-2008 yıllarında İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerinde bulundu. Bülent Eczacıbaşı, Forbes Türkiye'nin 2017'de hazırladığı “En Zengin 100 Türk” listesinde 1.5 milyar dolarlık servetiyle 18. sırada yer almıştı.
//////////////////////////////////////////////////
CUMARTESİ HİKAYESİ
Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu
Japonya’ya atom bombası atıldığında 2 yaşında olan bir kız, 12 yaşına geldiğinde maruz kaldığı radyasyon nedeniyle kansere yakalanmış ve hastaneye yatırılmış. Ama durumu ümitsizmiş.
‘SEN YAP KURTUL’
Hastanedeki tüm doktorlar, küçük kızın ölümü için gün sayarken, küçük Japon kızı hayat doluymuş. Koridorlarda koşuyor, oynuyor ve diğer hastalara yardım ediyormuş. Hastaların arasında en sevdiği kişi ise 80 yaşlarında, kendisi gibi kanser olan yaşlı bir kadınmış. Küçük Japon kızı, ölüm döşeğindeki bu yaşlı kadını hiç yalnız bırakmamış. Kadın ölmeden hemen önce “Benim için çok geç ama, bizim inanışımıza göre; eğer bir kişi kağıttan 1000 tane turna kuşu yaparsa, her istediği kabul oluyor. Ben yapamadım, sen yap ve kurtul” demiş ve son nefesini vermiş. Küçük Japon kızı çok üzülmüş ama hayatta kalma arzusuyla geleneksel Japon sanatı olan origamiyle kağıtan turna kuşları yapmaya başlamış. Neşe içinde çalıştığından ilk başlarda çok hızlı yapıyormuş. 1000 tane turna kuşu yapması işten bile değilmiş. Ama sağlığı da hızla bozuluyormuş. Bu hazin öykü önce yerel, sonra da uluslararası basında yer almış. Dünyanın dört bir yanından insanlar kıza, binlerce turna kuşu göndermeye başlamış.
POSTACILAR AYLARCA TAŞIDI
Ama küçük Japon kızı, haberler basında çıktığında elini kıpırdatamaz hale gelmiş. Hayattaki son saatlerini 644. kuşu yaparak geçirmiş. Kuşu bitirmiş, gözleri kapanırken hemşireler ve hastabakıcılar, postadan çıkan yüzlerce origami kuşuyla odasına girmişler. Ama küçük Japon kızı yüzünde bir tebessüm yatağında cansız yatıyormuş. Postacılar aylarca kağıttan turna kuşu taşımışlar hastaneye. Sayısı milyonlara ulaşan turna kuşları Japonya’da bir müzede sergileniyor… Bu hikaye Japonya’da 1943-1955 yılları arasında yaşayan Sadako Sasaki’nin hikayesidir. Arkadaşları, eksik kalan 356 turnayı katlayıp onunla birlikte gömerler. Turna kuşu, o zamandan beri barışın ve nükleer silahsızlanmanın simgesidir. Küçük kızın hayatı “Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu” adıyla 1977 yılında Eleanor Coerr tarafından kaleme alınmıştır. Ayrıca Hiroşima ve ABD’de anısına heykel ve anıt bulunmaktadır.
//////////////////////////////////////////////////
FOTO ŞAKA
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın: Harun Bey, AK Parti’nin 20’nci kuruluş yıldönümünde sizden yüzde 20 zam istiyoruz.
AK Parti MKYK Üyesi Harun Karacan: Bugün CHP iktidarda olsaydı onlardan “98’nci kuruluş yıldönümünde sizden yüzde 98 zam istiyoruz” diyecek miydiniz?
//////////////////////////////////////////////////
//////////////////////////////////////////////////
DÜNYA TARİHİ
Hitler’in Koltuğunda Zafer Pozu
Yıl: 1945. Winston Churchill, Adolf Hitler'in makam koltuğundan kalana oturup poz veriyor.
//////////////////////////////////////////////////
UNUTULMAZ REPLİKLER
“İngiliz tarihçiler benim bir yalancı olduğumu söyleyecekler ama tarih, kahramanları asanlar tarafından yazılıyor.'' Braveheart / Cesur Yürek
//////////////////////////////////////////////////
ÇİVİ
“Kendisine toz kondurmayıp, hep başkalarını eleştirmeye, hep dışarıyı değiştirmeye kalkan her türlü ideoloji, kibir ideolojisidir.” Elif Şafak
//////////////////////////////////////////////////
FIKRA
Beni Niye Taşlıyorsun?
Bir gün adamın biri Hacca gidiyor. Belden aşağısı felç, bir kolu sakat, kulağı duymuyor, bir gözü de kör...
Adam şeytanı taşlarken, Şeytan başını uzatıyor ve soruyor?
-Belden aşağın ne oldu?
-Allah’ın işidir,
-Koluna ne oldu?
-Allah’ın işidir,
-Kulağına ne oldu?
-Allah’ın işidir,
-Gözüne ne oldu?
-Allah’ın işidir...
Şeytan bağırıyor;
-Ulan o zaman beni niye taşlıyorsun?