Keman Sanatçısı ve Şehir Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Türkan Doğan, Yazarımız Cem Aksu ile müzik dolu keyifli bir sohbet yaptı.
Dr. Türkan Doğan; “Enstrüman çalmak o ana katkıda bulunmuş olmanın hazzını yaşatıyor. Psikolojide kişinin ana katkıda bulunması, kişinin kendisine verdiği değeri arttırıyor. Kendini değerli gören kişinin, hayata katılımını, hayattaki verimi de artıyor. Bu da sağlıklı bir yetişkin hayatı, yetiştirilen sağlıklı çocuklar, sağlıklı bir toplum anlamına geliyor” dedi.
Bize kendinizden bahseder misiniz?
Ben Türkan Doğan, psikiyatri hekimiyim.
Hekim olmaya ne zaman nasıl karar verdiniz? Psikiyatriyi seçmede özel bir sebebiniz var mı?
2005 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldum. Hekim olmak başından beri süregelen, öncelikli bir kararım değildi, öncelikle sanatın müzik dalı ile ilgilenmek istiyordum. İlkokul yıllarında konservatuvarın ilkokul çocukları için açtığı sınava iki defa katıldım, başarısız olunca bu sayfayı şimdilik kapatıp derslere çalışmalı diye düşündüm. Yıllar ilerledikçe sıra meslek seçimine geldiğinde, hekimlik mesleğini, direk insan hayatına dokunmasından dolayı seçtim. Şu anda yıllar önce verdiğim karara dönüp baktığımda yine ayni şeyi hissediyorum. Hekimlik insana direk dokunan bir meslek, bir yandan da tıpkı sanat gibi diyebilirim. Hekimlikte uzmanlaşma sürecinde psikiyatriyi seçmemin altında ‘insan aklının neler yaratabildiğine’ olan hayranlığım yatıyor. Aklın düşünce, duygu üretmesi, üretilen duygu ve düşüncenin bir davranışa dönüşmesi ve ortaya çıkan davranışın yaşama bire bir yön verdiği düşünüldüğünde, akıl sağlığının ne kadar önemli olduğu gerçeği ortaya çıkıyor. Daha basit hali ile şöyle diyebiliriz; yaşamak için akla ihtiyacımız yok, ancak akıllıca yaşamak için akla muhtacız. İnsanların yaşamlarındaki verimi arttırmada, kendi potansiyellerini keşfetmelerinde, aklın ürettiği düşünce, duyguyu yönetmelerindeki sağlıklı durumun korunmasında bir katkım olması için psikiyatri hekimliğini seçtim.
Müziğin insan psikolojisinde etkisi nedir?
Buraya kadar bahsettiklerimle, ‘bir insanın hayatına dokunma’ fikrini kendi yaşantımda ne kadar esas aldığımı söylemek istedim. Müziğin de direk insana dokunma hali, benim için müziği vazgeçilmez kılıyor. Müziğin insan üzerindeki etkisine geldiğimizde, doğadaki seslerin insanı ne kadar etkilediğini hatırlatmak isterim ki, müziğin insan psikolojisi üzerindeki yeri daha anlaşılır olsun. Mesela yağmurun sesi, rüzgârın sesi, kuşların sesleri her insanı ne kadar farklı etkiliyor. Bir rüzgâr sesi korku yaratabilirken, kuş sesi yaşam sevincini arttırabiliyor. Buradan yola çıktığımızda sesler, insan beyninin sinir ağlarında yaptığı değişimle, insan üzerinde bir psikolojik etki yaratıyor.
Enstrüman çalmanın insan vücudunda fizyolojik ve psikolojik etkileri nelerdir?
Enstrüman çalmak o ana katkıda bulunmuş olmanın hazzını yaşatıyor. Enstrümanda bir eseri icra etmek, başta da söylediğim gibi o ana bir şey katmak, insana kendisini verimli hissettiriyor. Psikolojide kişinin ana katkıda bulunması, kişinin kendisine verdiği değeri arttırıyor. Kendini değerli gören kişinin, hayata katılımı, hayattaki verimi de artıyor. Bu da sağlıklı bir yetişkin hayatı, yetiştirilen sağlıklı çocuklar, sağlıklı bir toplum anlamına geliyor. Enstrüman çalmanın fizyolojik olarak beden sağlığına katkısı ise çalınan enstrümana göre değişmekle beraber bedenimizdeki ince kas hareketlerini kullanıyor olmamızdır. İnce kas hareketlerinin kullanılması hayatımızın ileriki aşamalarında sağlıklı yaş almayı getirir.
Bir hekim olarak yoğun çalıştığınızı biliyorum. Bu yoğun tempoda sanata nasıl zaman ayırıyorsunuz ve bu çalışmalar sizi nasıl etkiliyor?
Hekimlik ve sanat. İlki yani hekimlik benim mesleğim, ikincisi yani sanat ise benim verimli bir hekim olmam için tutunduğum dal. Ben sanatın müzik alanında keman çalmak ile uğraşıyorum. Daha çok amatörüm, bu alanda bana destek olan çok değerli sanat dostlarım var. Yeri gelmişken onlara teşekkür benim için bir borçtur. Başta değerli şefim siz, Cem hocam ve tüm saz ekibine destekleri ve bana karşı olan anlayışları için teşekkür ediyorum. Tekrar söyleşimize dönecek olursak bir eser çalmak yani ortama kendi emeğim ile bir şey katmak, bana öyle bir motivasyon veriyor ki, hastalarımı o motivasyon ile muayene ediyorum. Hastalarımın iyileşme süreçlerini sağlıklı bir şekilde yönetebiliyorum. Zaman ayırmaya gelince, burada zamanın ne kadar kıymetli olduğuna dair farkındalığımız önem kazanıyor. Bu farkındalığı edindiğimizde, planlamalarımızda ona göre oluyor. Yani şu gerçek doğrultusunda hareket ediyorum; şimdi hastalarıma faydalı olacağım, ama belli bir zaman diliminde de kendime fayda sağlamak için sanatsal faaliyetlerim olacak, keman çalmak gibi. Teşekkürler...