Eskişehirli Söz yazarı, müzisyen, uluslararası bir firmada üst düzey yönetici olan Kerem Özbek Haberes Dergisi’nin 57’nci sayısına konuk oldu.
Yazarımız Cem Aksu ile keyifli sohbet eden Özbek; “Her projemde, hayallerinin peşinden gitmek isteyen herkese cesaret vermeyi ve onları harekete geçirmeyi amaçlıyorum. Çünkü sanat, yalnızca bireysel bir ifade değil, aynı zamanda başkalarına dokunan ve onları harekete geçiren güçlü bir araçtır” dedi.
Bize kendinizden bahseder misiniz? Nerede doğdunuz, nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Eskişehir’de doğdum. Çocukluk yıllarım, bu özel şehrin sanata, eğitime ve insani değerlere verdiği önemle şekillendi. Eskişehir’in sokaklarında, kültürel zenginliklerin gölgesinde büyümek, hayata dair ilk derslerimi almamı sağladı. Bu süreçte yüzme sporuyla tanıştım. Yüzme, sadece fiziksel bir aktivite değil, aynı zamanda disiplin, sabır ve kararlılık gibi hayat boyu taşıdığım değerlerin öğreticisiydi.
Eğitim hayatım tamamlandıktan sonra rotamı yurt dışına çevirdim. Uzun yıllar boyunca farklı ülkelerde yaşayıp çalışmak, bana kültürlerin zengin çeşitliliğini anlamayı ve dünyaya daha geniş bir perspektiften bakmayı öğretti. Yurt dışı deneyimlerim, yalnızca profesyonel bir kazanım değil, aynı zamanda insanı anlamanın, kültürlerin derinliklerinde kaybolmanın büyülü bir yolculuğuydu. Ancak, tüm bu tecrübelerin temelini, Eskişehir’in bana kazandırdığı sağlam kökler oluşturdu. Bu kökler, bugün kim olduğumu belirleyen en önemli unsurlar arasında yer alıyor.
Müziğe olan ilginiz nasıl başladı? Aslında bildiğim kadarıyla hobi ile başlayan bir yolculuk, öyle değil mi? Biraz bu yolculuktan bahseder misiniz bizlere? Bir hayal miydi? Ve bu hayali gerçekleştirebildiniz mi?
Müziğe olan ilgim, çocukluk yıllarımın bir yankısı olarak başladı, ancak bu yolculuk zamanla çok daha derin ve anlamlı bir hâl aldı. Benim için bir hobi, yalnızca keyifle yapılan bir uğraş değil, aynı zamanda üzerinde titizlikle çalışılması gereken, ciddiyetle ele alınan bir alan olmalıydı. Müziği her zaman bir disiplin ve sorumluluk olarak gördüm. Üniversite yıllarım, bu anlayışımı daha da pekiştiren bir dönemdi. Türk Sanat Müziği korolarında çalışmak, kıymetli sanatçılar ve bestekârlarla aynı ortamı paylaşmak, beni hem teknik anlamda hem de duygusal derinlik açısından zenginleştirdi. Bu değerli isimlerden öğrendiklerim, müziğe olan bakışımı şekillendiren mihenk taşları oldu. Müziğe dair bu yolculuk, her zaman içimde taşıdığım bir hayaldi; belki de bir gün gerçekleşebileceğine dair cesur bir umut. Yıllar sonra, Pandemi döneminin durgunluğu içinde, yeniden müziğe sarıldım. Şimdi, bu hayali gerçeğe dönüştürmenin mutluluğunu yaşıyorum. Her beste, her dize, benim için bu yolculuğun birer hatırası ve kanıtıdır.
Hayallerini gerçekleştirmek isteyenlere neler söylemek istersiniz? Her şey hayal kurmakla başlar desek doğru bir ifade olur mu sizce?
Hayal kurmak, evet, her şeyin başlangıcıdır; bir tohumdur adeta. Ancak bir tohumu toprağa bırakmak yetmez; onu büyütmek, sabırla sulamak ve emekle beslemek gerekir. Hayaller de böyledir. Onları gerçeğe dönüştürmek için cesaretle yola çıkmak şart, ama belki daha önemlisi, o yolda kalmaya devam etmektir. Çünkü asıl zorluk, başlangıç değil, sürdürmektir.
Hayallerinize dair bir adım attığınızda, karşılaşacağınız engeller, belki şüpheler ya da başarısızlık korkusu sizi sınayacaktır. İşte burada, yılmadan devam etmek en kıymetli erdemdir. Başlamak elbette önemlidir; ama sürdürülebilir bir çaba olmadan hiçbir hayal tam anlamıyla gerçeğe dönüşemez.
Kendi hikâyemde, en zorlayıcı dönemlerde bile müzikten kopmadım. Çünkü hayaller, onları sürdürdüğünüz ölçüde sizinle büyür ve anlam kazanır. Bu yüzden hayallerinizi ertelemeyin, adım atmaktan çekinmeyin ve en önemlisi, sürdürülebilir bir tutku ile onları yaşatmaya devam edin. Harekete geçin, çünkü yolun sonundaki manzara, çektiğiniz tüm emeğe değecektir.
Kendi şiirlerinizi besteliyorsunuz ve okuyorsunuz. Bu nasıl bir duygu? Hiç başka sanatçılara şarkı vermeyi düşündünüz mü?
Kendi yazdığım bir şiiri bestelemek ve onu seslendirmek tarifsiz bir mutluluk. Bu, iç dünyamı ifade etmenin en güçlü yollarından biri. Başka sanatçılarla iş birliği yapmak fikrine de açığım; eğer bir şarkım bir başka sanatçının yorumuyla hayat bulursa bu da beni çok mutlu eder.
Müzik dışında ilgilendiğiniz alanlar var mı? Bunlardan bahseder misiniz? Bu alanların sizin hem sosyal hem de sanat hayatınıza etkisi nedir?
Müzik dışında, hayatıma anlam katan en özel alanlardan biri resim sanatıdır. Bir koleksiyoner olarak, her tabloyu bir hikâye ve duygu taşıyıcısı olarak görürüm. Bu eserlerle vakit geçirmek, yalnızca görsel bir estetik değil, aynı zamanda içsel bir zenginlik sunar ve bana müziğimde yeni ilhamlar verir. Renklerin ve kompozisyonların uyumu, yaratıcılığımı besleyen eşsiz bir kaynak. Bunun yanı sıra, ailemle zaman geçirmek benim için hayatın en değerli yanlarından biri. Oğlumla birlikte geçirdiğim her an, bana dünyaya taptaze bir bakış açısı sunuyor. Ailemizle bir araya geldiğimiz anlar, yalnızca bir dinlenme veya rahatlama fırsatı değil; aynı zamanda bağlarımızı güçlendiren, bana huzur ve motivasyon sağlayan bir alan.
Sanat ve aile arasında kurduğum bu denge, hem sosyal hem de ruhsal dünyamı zenginleştiriyor. Ailemle paylaştığım değerli zamanlar, beni her anlamda tamamlıyor ve sanat yolculuğumda yeni kapılar açıyor. Çünkü sanat da, aile de ruhun gıdasıdır ve ikisi de hayata anlam katar.
Siz özel sektörde üst düzey yöneticisiniz. Sanatçı olmanızın yöneticiliğinize etkisi ve katkısı nedir?
Sanat, empati ve yaratıcılığı geliştiren bir alan. Bu da yöneticilikte karar alırken ve ekiplerle çalışırken büyük avantaj sağlıyor. Aynı zamanda sanat, yoğun bir iş temposunda zihinsel bir denge kurmama yardımcı oluyor.
Sanat adına gelecekteki projeleriniz nelerdir?
Üretmek, benim için bir yaşam biçimi. Sanatın bitmeyen bir yolculuk olduğuna inanıyorum ve bu yolda her adımda kendimi geliştirmeyi hedefliyorum. Müziğimle, dinleyicilerime yeni hikâyeler sunmaya ve her bir şarkıda onlara farklı duygular yaşatmaya devam edeceğim. Yalnızca eserler yaratmakla kalmayıp, bu eserlerin ilham verdiği bir paylaşım alanı oluşturmayı da önemsiyorum. Her projemde, hayallerinin peşinden gitmek isteyen herkese cesaret vermeyi ve onları harekete geçirmeyi amaçlıyorum. Çünkü sanat, yalnızca bireysel bir ifade değil, aynı zamanda başkalarına dokunan ve onları harekete geçiren güçlü bir araçtır.
Eskişehir’e en son ne zaman geldiniz? Eskişehir’e ve Haberes okuyucularına neler söylemek istersiniz?
Eskişehir’e birkaç ay önce ailemle birlikte geldim. Bu ziyaret hem eski dostlarla buluşmak hem de aile bağlarımızı güçlendirmek adına çok kıymetliydi. Eskişehir’in samimi atmosferinde, çocukluğumun izlerini yeniden keşfetmek her zaman içimi ısıtan bir deneyim oluyor. Haberes okuyucularına ise şunu söylemek isterim: Eskişehir gibi bir şehirde büyümüş olmak, bana hayata dair derin bir bakış açısı kazandırdı. Şehirlerin ruhu, insanın ruhuyla bütünleşir; bu yüzden nerede olursanız olun, köklerinizi unutmayın. Hayallerinizi ertelemeyin, çünkü harekete geçmek için hiçbir zaman geç değil!