Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü, norm fazlası 2400 öğretmenden sadece 24’ünü ilçelere göndererek; gerçekten çok büyük başarıya(!) imza attı. Bu takdir edilecek(!) performanslarıyla Eskişehir İl Milli Eğitim’i Türkiye’de alay konusu yaptılar. Norm Fazlası öğretmenlerin yüzde 99’u korunurken, sadece yüzde 1’i günah keçisi yapıldı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Eskişehir’de norm fazlası öğretmenlerinin sadece yüzde 1’inin re’sen atanacağından haberi var mı?

Görünüm’de dün kaleme aldığım “İyi Olmak Kolaydır Zor Alan Adil Olmaktır” başlıklı yazım büyük ilgi gördü. Yaygın medyada da yer alan yazımda; “Eskişehir’de norm fazla 2400 öğretmen vardı. Re'sen atamadan muafiyeti sağlamak için norm fazlası çok sayıda öğretmen ücretsiz izne ayrıldı. Adamını bulan, sendikası tarafından kollanan çok sayıda öğretmende görevlendirmelerle bu işten sıyrıldı. Hakim, savcı, subay ve polis eşi olan eğitimcilerde zaten gönderilmeyecekti. 2 bin 372 öğretmen Eskişehir kent merkezinde kaldı. Ücretsiz izin almayı akıl edemeyen, arkasında güçlü dayıları olmayan 28 öğretmen re’sen ilçelere gönderilecek” demiştim.

CEBECİ SİNOP’TA UYGULAMADI

Bu sayı 24’e düşmüş. Süresi geçtikten sonra ücretsiz izin alan 3 öğretmen ile 1 şehit yakını kırsal ilçelere gitmekten kurtarılmış. Liyakat sahibi(!) insanlar tarafından yönetilen Eskişehir Milli Eğitim’de yarına kadar bu sayı 20’nin altına düşerse hiç şaşırmam.  Eskişehir’de yıllarca Atama Bürosunu yöneten Sinop İl Milli Eğitim Müdürü Osman Cebeci, re’sen atamaları uygulamadı. Atamayı çok iyi bilen Cebeci, Eskişehir’de yaşanılan rezilliklerin Sinop’ta olmaması için re’sen atamaları yapmadı. Çünkü; sendikaların, siyasetçilerin, tarikatların baskıları nedeniyle bu atamaları  ‘adil bir şekilde’ yapamayacağını bildiği için topa girmedi.  Cebeci Eskişehir’de atamanın başında olsaydı; kentimizi tanımayan, Eskişehir’de İl Müdürlüğü stajı yapan Sinan Aydın’ı re’sen atamalar konusunda durdurabilirdi. Ama Kerameti Kendinden Menkul’ olan selefi Demirkan kendini “Gölge Milli Eğitim Müdürü” görerek; ilerisinde hayalini kurduğu bu koltuğa ulaşabilmek için işi sahiplendi.

BAKAN TEKİN’İN SÖZLERİNİ ESKİŞEHİR’DE AYAĞA DÜŞÜRDÜLER

Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü, norm fazlası 2400 öğretmenden sadece 24’ünü ilçelere göndererek; gerçekten çok büyük başarıya(!) imza attı. Bu takdir edilecek(!) performanslarıyla Eskişehir İl Milli Eğitim’ini Türkiye’de alay konusu yaptılar. Norm Fazlası öğretmenlerin yüzde 99’u korunurken, sadece yüzde 1’i günah keçisi yapıldı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Eskişehir’de norm fazlası öğretmenlerinin sadece yüzde 1’inin re’sen atanacağından haberi var mı? Bu büyük başarılarından(!) dolayı Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü Sinan Aydın ile sendikanın Atamadan Sorumlu İl Müdür Yardımcısı Muammer Demirkan’ı kutlamayı(!) düşünüyor mu? Ne diyeyim? Aydın ve Demirkan, Bakan Tekin’in re’sen ile ilgili sözlerini de Eskişehir’de ayağa düşürdü. Herkes; “Bu tantana Eskişehir’de 24 gariban öğretmeni ilçelere göndermek için mi çıkarıldı?” diye soruyor.

BALLARI VE KAYMAKLARI DA GETİRİN

Köylünün birisi Valiyi köye davet ediyor. Vali köylünün ısrarlı daveti üzerine şehrin ileri gelenlerini de bir otobüsü doldurup, o köye gidiyor. Köylü Valiyi görünce seviniyor. Ancak bir otobüs adamı görünce inceden rengi atıyor. Ne yapsın? Köylüm cömert. Elinde avucunda ne var ne yok yedirip, içirecek. Önce kuzu çeviriyor, arkasından pilavlar getiriyor. Şehirlinin önüne koyuyor. Şehirli doyar mı? Diyorlar ki; ‘tavukları da kesin.’ Tavuklar kesiliyor, pişiriliyor. Getirilip, misafirin önüne konuyor. Köylüm bakıyor. Misafirler hala aç. Ya diyor! ‘Balları ve kaymakları da getirin.’ Ballar kaymaklar geliyor. Taze pişen ekmeklerin arasında kaymaklar eriyor. Üzerine ballar dökülüyor. Şehirli ballı ekmeğini yiyor, yiyor, yiyor. Ama doymuyor. Hala aç. Şehirli ‘aç gözlerle daha yok mu?’ diye köylüye bakıyor. Köylü dertli! ‘Şehirliyi doyuramadım’ diye dövünüyor. Artık köylü Valinin yüzüne bakıyor. Valinin bir şey demesini bekliyor. Ama Vali köylünün halinden anlamıyor. En son köylü diyor ki! ‘Vali Bey hoş geldiniz, safalar getirdiniz. Bizi çok mutlu ettiniz. Yediniz içtiniz. Helali hoş olsun.’ Ama diyor! ‘Kusura bakmayın. Artık benim size pişirip verebileceğim hiçbir şey kalmadı. Ama derseniz su kaynatayım yıkanırsınız.’  Re’sen atama sürecinde yaptıkları hukuksuzluk, adam kayırmacılık ve torpillerle, Eskişehir’in ve Eskişehir Eğitimi’nin saygın imajına zarar veren, Türkiye genelinde ‘alay konusu’ yapan sayın Sinan Aydın ve Muammer Demirkan’a sesleniyorum. “Su kaynatayım yıkanırsınız.”