Sendika tarafından Eskişehir İl Milli Eğitim’de Atamanın Başına geldikten sonra ‘skandalların adamı’ olarak büyük performans(!) gösteren Muammer Demirkan ile ilgili 14 yıl önce Çankırı’da görev yaparken çıkan haber beni bir hayli güldürdü.

16 Aralık 2010 tarihli Sözcü 18 Haber Sitesi’nde yer alan “Çankırı İl Milli Eğitimden ‘Skandal’ Atama” başlıkla haber şöyle;

Çankırı İl Milli Eğitim Müdürlüğü, yeni bir skandal atamaya daha imza attı. Kısa bir süre önce Öğretmenevi Müdürlüğü'ne getirilen Muammer Demirkan, halen müdürlük kadrosu "vekaleten" yürütülen Süleyman Demirel Fen Lisesi Müdürlüğü koltuğuna "görevlendirme" adı altında atandı.

Sözcü18 haber merkezinin elde ettiği bilgilere göre çevresinde "Başbakana pantolon diken adamdan torpilli" olarak bilinen ve kendisini bu şekilde lanse eden Muammer Demirkan'ın, Çankırı Merkez ve ilçelerinde bugüne kadar değişik görevlerde bulunduğu öğrenildi.

Yani deyim yerindeyse Demirkan'ın, Çankırı'ya atandığı günden bu yana oturmadığı koltuk kalmadı. Demirkan bütün bu görevlerinin yanı sıra Eğitim Bir-Sen'in "kendisine yeterli destek vermediğini iddia ederek" sendikadan da istifa ettiği bilgisi de mevcut.

DEMİRKAN'IN BUGÜNE KADAR OTURDUĞU KOLTUKLAR
Elde ettiğimiz bilgilere göre Süleyman Demirel Fen Lisesi Müdürlüğü görevine başlayan Muammer Demirkan'ın cv'sinde şu bilgiler mevcut:

- Yapraklı Çok Programlı Lise Müdür Yardımcılığı
- 80. Yıl Cumhuriyet Lisesi Müdürlüğü
- Görevden alınan 80. Yıl Cumhuriyet Lisesi Müdürü Mustafa Turan’ın mahkemeyi kazanmasıyla yeniden Yapraklı'ya dönüş

- Çankırı Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcılığı (görevlendirme)
- Nevzat Ayaz Öğretmen Lisesi Müdür Vekilliği (görevlendirme)
- Mahkemenin iptal kararıyla yeniden Yapraklı'ya dönüş
- Çankırı Öğretmenevi'ne müdür
Ve son olarak İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Süleyman Demirel Fen Lisesi'ne "müdür" olarak görevlendirme.

MAHKEME KARARLARI TEKRAR GELDİĞİNDE!
Yukarıda da görüldüğü gibi Çankırı İl Milli Eğitim Müdürlüğünün yapmış olduğu "görevden alma" ve "görevlendirme" işlemleri büyük bir oranla İdari Mahkemelerde alınan kararlarla "geçersiz" kılınmakta.

Ancak buna karşın nedendir bilinmez (bizce malum) İl Milli Eğitim Müdürlüğü "bazı isimler" üzerinde ısrarla duruyor ve bu isimlerin altlarındaki "koltuğu" bir şekilde koruma ve kollama görevi yapıyor.

Muammer Demirkan "korunan" ve de "kollanan" isimler arasında. Acaba bu "görünmez keramet"in sırrı "Başbakan'a pantolon diken adamdan torpil"de mi, yoksa böylesi bir zokayı yutan Çankırı'daki ürkek tazılarda mı?

Bu "görevlendirme"nin sonu nereye mi varır?

Yapılan "rotasyon atamaları" mahkeme kararlarıyla "geçersiz" kılınır, Demirkan da bugüne kadar oturduğu koltuk listesine Süleyman Demirel Fen Lisesi Müdürlüğünü de ekleyerek, yeniden Öğretmenevi Müdürlüğüne döner!

DİN DERSİ ÖĞRETMENİNDEN ÖĞRETMENEVİ'NE MÜDÜR!
Burada sorulması gereken bir soru var:

- Din Dersi öğretmeninden Öğretmenevi'ne nasıl müdür olunuyor?

Malum, öğretmenevlerinde "okey" salonları da mevcut. Ama çayına, ama çorbasına oynanan oyunlar "kumar" olmuyor mu!

Ki oluyor! Kumar oynanan salonların idarecisi de Din Dersi öğretmeni olursa... Hatta hatta İmam Hatip Lisesi mezunu, İlahiyatçı bir mezun oluyorsa...

Kafamız karıştı... Herhalde İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzde akl-ı selimler vardır... Enderun bilgileri ve deneyimleri ile bizleri ve kamuoyunu aydınlatabilirler... Bekleyelim ve de görelim...

ÇANKIRI’DA İYİ SALTANAT SÜRMÜŞ

Anlaşılan sayın Muammer Demirkan Eskişehir’e gelmeden önce "Başbakana pantolon diken adamdan torpilliyim” diyerek, Çankırı’da iyi bir saltanat sürmüş. 2010 yılında Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dı. Haberde sayın Demirkan’ın, Çankırı’da bir kurumun müdürü görevinden haksız şekilde alındığına hemen onun koltuğuna oturduğu belirtiliyor. Haksızlığa uğrayan yöneticiler mahkeme kazanıp, geri döndüğünde yine kendine oturacak başka koltuk buluyormuş. (O yıllarda Türkiye’de ‘adalet’ diye bir kavram vardı. Haksız şekilde görevde alınanlar mahkeme kararıyla geri dönebiliyordu.) Hatta 15 yıl önce ‘kendisine yeterli destek vermediğini iddia ederek’  Eğitim Bir Sen’den de istifa etmiş. Orada “Başbakanının pantolonunu diken adamın torpillisiyim” masalını Çankırı siyaseti ve bürokrasisini inandırdığı için ‘sendikaya ne gerek var?” demiş. Pantolon torpiliyle ‘Nöbetçi Müdürlüğe’ devam etmiş. Sendika desteği olmadan Çankırı’da gemisini çok iyi yürütmüş. Çankırı’da adaletsizlikler sayesinde koltuklara oturan birisinin Eskişehir’deki atamalarda adaletli davranması zaten beklenemezdi. Haberde Öğretmenevi’nde okey salonlarında çayına ve çorbasına kumar oynandığı belirtilerek; “Din Dersi öğretmeninden Öğretmenevi'ne nasıl müdür olunuyor?” denmiş. O da bir şey mi? Demirkan’ın Eskişehir’deki adaşı Muammer Karaman’da 20 yıl önce bekar olduğu için beleş yiyip, içip, yatsın diye Eskişehir Öğretmenevi'ne Müdür Yardımcısı yapılmıştı.  Kurumda yatabilmesi için gececi nöbetçi müdür yardımcısı olan Karaman, o yıllarda içkili olan restoranın hesaplarını da kontrol ediyordu. Bugün içki içenlere karşı olan Karaman o yıllarda; "Burada alkol var. Ben Öğretmenevi'nde çalışamam" demiyordu. Yoksa genç bekar bir Tarih Öğretmeni olarak; beleş yatak ve yemeğe hangi kurumda ulaşabilecekti

TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR

Sonra Eskişehir’e gelen Demirkan, daha önce istifa ettiği sendikanın desteğiyle okul müdürlüğü koltuğunu kaptı. Çünkü Çankırılı Şube Müdürü Orhan Kemal Karakuş üzerine alınmasın(!) Eskişehir’de “Başbakanının pantolonunu diken adamın torpillisiyim” masalını yutturacak kimseyi bulamazdı.  Yutturacağını bilse belki de sendikayı Eskişehir’de de kazımazdı. Baktı ki Eskişehir’de bir yere gelmek için başka bir masal uyduramayacak. ‘En iyisi sendikanın yönetimine gireyim’ dedi. 2014 yılında Dönemin Eğitim Bir Sen Eskişehir Şube Başkanı Muammer Karaman önce Demirkan’ı yönetime almak istemedi. Sonra yönetim içerisinde bazı kişilerin bastırmasıyla istemeyerek de olsa onu aldı. Karaman’ın Demirkan’ı istememesinin asıl sebebinin ‘17-25 Aralık sonrasında çocuğunu bir dershaneye göndermekte ısrar etmesi’ olduğu iddia edildi.(Bu dershane daha sonraki yıllarda kapatıldı.)  Hatta sendika yönetiminde bu konuda büyük tartışmaların yaşandığı da öne sürülüyor.  Demirkan sendika yönetime girdikten sonra önce Odunpazarı İlçe Milli Eğitim Müdürü olmak istedi. Pantolon torpili Eskişehir’de etkili olmadığı için önce Kürşat Önder Ceylan’ı, sonra Murat Sertsöz’ü geçemedi. Bülent Üzmez’den sonra Tepebaşı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne de oynadı. Onda da başarılı olamadı. En sonunda kapağı Eskişehir İl Milli Eğitim’e attı. O’nun için sendikacılık, kurumda yükselebilmek için basamaktı. Ancak Atama’nın başında olduğu süreç, son yıllarda Eskişehir İl Milli Eğitim’in en adaletsiz ve karanlık dönemi oldu. Adam kayırmacılık ve usulsüz atamalarla hep skandalların adamı oldu. Sadece kendisini değil, onu o koltuğa oturtan sendikasını da yıprattı. Artık Demirkan için ‘tehlike çanları’ çalmaya başladı. Sayın Demirkan hayallerinin üzerine bir bardak su içmek istemiyorsa; “Başbakanının pantolonunu diken adamın torpillisiyim” masalını yutturacak(!) yeni diyarlara yol almalı.