Eskişehirli TRT Sanatçısı ve Kabak Kemane Virtüözlerinden  Cafer Nazlıbaş Haberes Dergisi’nin 56'ncı sayısına konuk oldu.

Yazarımız Cem Aksu ile müzik dolu keyifli sohbet eden Nazlıbaş; “Türk Halk Müziğinin özü zaten halkın kendi yaşayış biçimidir, kültürüdür. Böylelikle Türk halkının her bireyi ömrünün her hangi bir döneminde mutlaka ve mutlaka halk müziğine dokunacak, hissedecek ve kendi duygularını bulacaktır” dedi.

Müziğe nasıl başladınız? Sizi yönlendiren ya da keşfeden oldu mu?

Müziğe ilkokul yıllarında başladım. İlk olarak ritm sazla, sonrasında bağlama ile devam ettim. İlkokul yıllarımda okul müdür yardımcımız Hüseyin Ceyhan hocamız ilk keşfedenlerdendir. Saygıyla anıyorum.

Türk Halk Müziğinin önemli bir sazı olan Kabak Kemaneden bahseder misiniz bizlere? Bu saz nasıl oluşmuş ve zamanla nasıl şekillenmiştir? Tüm müzik türlerinde kullanılabilir mi?

Kabak kemane geçmişten günümüze kadar otantik görünüşünü korumuş bir halk çalgısıdır. Kabak kemane, Türk Halk Müziği'nin telli, yaylı ve deri kapaklı sazlarımızın tek örneğidir. Menşei Orta Asya'ya dayanmaktadır. Gövdesi kabak göğsü deri, iki veya üç telli olan bir halk çalgısıdır. Ülkemizde en yaygın olarak kullanılan bölgeler, teke yöresi olarak adlandırdığımız Burdur, Isparta ve çevresi, İçanadolu ve Ege bölgeleridir. Kemane zaman içerisinde çalım ve yapım olarak gelişimlere uğramış olup, gerek tel sayısı gerekse içinde yer aldığı müzik tarzları ile artık daha büyük kitlelere hitap eden bir çalgı olmuştur.

Türk Halk Müziğinin ülkemizde geldiği son durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türk Halk Müziği halkın kendi müziği olduğundan hiçbir zaman değerini kaybetmez ve eskimez. Fakat günün şartları, yaşayışları ve imkanları doğrultusunda icrası, aranjesi ve seslendirilmesinde farklılıklar görünmesi bana göre normaldir. Türk Halk Müziğinin özü zaten halkın kendi yaşayış biçimidir, kültürüdür. Böylelikle Türk halkının her bireyi ömrünün her hangi bir döneminde mutlaka ve mutlaka halk müziğine dokunacak, hissedecek ve kendi duygularını bulacaktır.

TRT Sanatçısı olmanın hayatınıza katkısı ne şekilde oldu?

Ben çocukluğumdan beri TRT dinleyerek, izleyerek büyüdüm. Hayallerimden biri de TRT çatısı altında sanatçı kimliğimle bulunmaktı ve hamdolsun gerçek oldu. Bu benim için çok özel bir durum. Türküleri olduğu temiz haliyle icra ettiğimiz, gelecek kuşaklara taşıdığımız bir kurum. Yurttan Sesler Topluluğu halk müziğimizin en önemli yapı taşlarındandır, içinde olup bu misyonu benimsemek gurur verici.

Ülkemizde sanata ve sanatçıya verilen değeri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sanata ve sanatçıya verilen değer konusu son dönemde tüm sanatçıların dertli olduğu bir durum. Maalesef ülkemizde sana değer verip desteklemeyen sadece halkımız değil, belirli kuruluşlar, toplulukların olması daha da üzücü… Eskişehirli bir sanatçı olarak, memleketimin konser salonlarında projemi sergilememiş olmak, konserlere davet edilmemiş olmak daha da üzücü…  Değer görmek dediğimiz şey önce doğduğunuz yerden başlar bana göre ve devam eder büyür çoğalır. Beni destekleyen konserlerime gelen takip eden tüm dostlarıma sonsuz teşekkürler ediyorum.

 

Projelerinizden bahseder misiniz bizlere? Albüm çalışması var mı?

Birkaç farklı proje üzerinde, kemaneyi yeni soundlar içerisinde var etme ve sevdirmek için yeni çalışmalarım var. Bunlar sürpriz olsun diyelim. Fakat hali hazırda peyderpey yayınladığım video kliplerim ve kayıtlarım devam etmektedir.

Genel anlamda müzik alanında kimlerden etkilendiniz?

Ben tek bir tarza hiçbir zaman bağlı kalmadım. Hep yeniliklerden yana oldum, dolayısıyla bu isimler saymakla bitmez.  Kısaca özetlemek gerekirse, samimiyetle icra edilen ve kalbime dokunan her tarzı dinlemiş ve feyz almışımdır.

Ülkemizde yapılan müziği genel anlamda nasıl değerlendiriyorsunuz? Bir yozlaşma var mı? Halk müziğine baktığımız zaman özellikle son dönemde yapılan çalışmalar için neler söylemek istersiniz? Yöre tavırlarından ya da klasik üsluptan uzaklaşıldı mı sizce?

İlk başta da belirttiğim gibi bence özünü koruyarak yapılan yeniliklerde bir sakınca görmüyorum. Hayat artık hızla gelişiyor, değişiyor. Dolayısıyla bu gelişimin müziğe yansımaması imkansız hale geliyor.  Dijital çağ haberleşme ve bilgi akışını çok hızlı hale getirdi, böylece yöreler arasındaki belirgin farklar bu durumdan etkilenmiş olsa da her yöre kendi içindeki doğallığını korumaya ve yaşatmaya devam etmektedir.

Eskişehir’e en son ne zaman geldiniz? Eskişehir’de bir konser projesi var mı?

Eskişehir’e en son geçtiğimi kış aylarında gelmiştim bir konser için. Davet edildiğim sürece tekrar tekrar gelirim. Şu an memleketimde belirlenmiş bir konser tarihi yok.