1921 yılında Karaman’da hayata merhaba demişti Ekrem. Şair ve musikişinas babası Mehmet Adil Beyin etkisiyle daha küçük yaşta o dönemin plaklarından klasik eserleri ezberlemeye başlamıştı bile. 12 yaşında ut ve bağlama çalabiliyordu. 1943 yılında Mesut Cemil’in jüri başkanlığında yapılan radyo sınavını tek başına üstün bir başarı ile kazanarak Ankara Radyosu’nda çalışmaya başladı.
Aynı yıllarda Müzehher Özerinç’de radyoda stajyer solist olarak eğitim almaktaydı. Bu iki genç sanatçı mesai arkadaşlığını hayat arkadaşlığına döndürdüler ve bu aşkı nikah masasında evet diyerek resmileştirdiler. İki yıl sonra da oğulları Metin dünyaya geldi.
Ekrem Güyer udunu her çalışında yeni melodileri besteye döndürürken, çok sevdiği eşi için dökülüverdi hepimizin severek dinlediği o şarkı;
Unutturamaz seni hiçbir şey unutulsam da ben
Her yerde sen her şeyde sen bilmem ki nasıl söylesem
Bir sisli hazan kesilir ruhum eğer görmezsem
Her yerde sen her şeyde sen bilmem ki nasıl söylesem
Bir sanatkârın eşine olan aşkının en güzel anlatıldığı bu beste, birçok usta sanatçı tarafından okundu ve hepimizin gönlünde haklı bir yer edindi.
1954 yılının 16 Şubat akşamı mide kanamasından vefat edene kadar kalplerinde bu aşk ilk günkü tazeliyle devem etti.
Ekrem Güyer’ in ölümü üzerinden yıllar geçmişti ama Müzehher Güyer’in kalbinde asla bitmemişti bu aşk. Bir daha hiç geri dönmeyecek olsa da hep kalbindeydi o büyük aşk.
Bu büyük aşkı unutmadığını şu dizelerle dile getirdi Müzehher Hanım.
Unutmadım seni ben
Unutmadım, unutmadım
Her zaman, her zaman
Her zaman kalbimdesin
Aylar, yıllar geçti
Söyle sen, söyle sen
Söyle sen nerdesin?
Nerdesin? Söyle sen nerdesin?
Anlaşıldı sen geri
Dönülmeyen, dönülmeyen
Dönülmeyen yerdesin
Anlaşıldı sen geri
Dönemeyeceksin!
Yakın aile dostları ve başka bir büyük bestekar Şekip Ayhan Özışık Karcığar makamında besteledi bu güfteyi…
Saygılarımla…