Osman Nihat ve Bâdi Nedim iki yakın dosttur. Bâdi Nedim yaşça büyük olmasına rağmen her yaşta insanla konuşmayı bilen ve dostluklarını uzun yıllar sürdürebilen biridir. Osman Nihat ile de dostluğu yıllarca sürmüştür ta ki ölüm onları ayırana kadar.

Bâdi Nedim mülkiye mezunudur. Mülkiye; 1859 yılında (Sultan Abdülmecit dönemimde) İstanbul’da kurulan Mekteb-i Mülkiye Cumhuriyet döneminde Ankara’ya taşınmış ve günümüzde Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi olarak eğitime devam etmektedir.

Her ne kadar devlet hizmetinde çok başarılı olamasa da sıkıntılı dönemlerinde şiir yazmaktan asla vaz geçmemiştir. Ölümünden kısa bir süre önce tüm şiirlerini toplamış ve kayıt ettirmiştir. Türk tiyatrolarının usta oyuncusu, seslendirme sanatçısı, film yönetmeni ve yazar olan Mücap Ofluoğlu (1923-2012) kendisinin yeğenidir.

Bâdi Nedim, sert bir karaktere sahip olsa da kendi iç dünyasında çok nahif ve zarif bir insandı. Bu zarafet şiirlerine de yansımıştır. Hatta şairler arasında bu derece sert ve çetin mizaçlı birinin böyle güzel şiirler yazabilmiş olması birçok zaman tartışma konusu olmuştur.

Birgün Osman Nihat ve Bâdi Nedim sohbet ederken Bâdi Nedim;

 “Osman sana bir şiirimi versem besteler misin?”f der.

Osman Nihat biran boşta bulunarak;

 ‘”Beğenirsem bestelerim” der.

Bâdi Nedim bu cevap karşısında küplere biner ve çok sert bir üslupla;

“Ulan! Sen kimsin de benim yazdığım şiirleri beğenmek ya da beğenmemek gibi bir salahiyeti kendinde hak görüyorsun?” der.

Osman Nihat şaşkındır. Bu ani çıkış karşısında; “Üstat, beni yanlış anladınız. Ben sizin şiirlerinizi tenkit etmedim etmiyorum da. Lakin bir bestekâr olarak benim de böyle bir hakkım olduğunu mahfuz tutmak isterim. Fakat beni siz yanlış anladınız. Yaşınıza hürmeten sözümü geri alıyor ve sizi dinliyorum” der. Bir müddet sonra Osman Nihat kendisini tatlı dille sakinleştirir ve karşılıklı sohbeti güler yüzlü bir hale getirir. Hemen akabinde Bâdi Nedim şu güfteyi yazdırır.

“Şu zayıf göğsüm içinde ne kadar yıl yaşadın

Susadım bu sene gel sun bana bir buse kadın

Sarı bir gül gibi solgun yüzünün rengini ben

Görürüm gölgeler akşam göle sinmekte iken”

Osman Nihat hayranlıkla dinler bu şiiri ve o güzel ve de etkili duygu yoğunluğuyla birkaç gün içinde şiiri besteler.