Merhabalar değerli dostlar, keyifli bir gün diliyorum herkese.
Doğa, insanoğlunun dünya üzerinde var olmadığı zamandan bu yana, var olan bir düzen aslında. İnsanoğlunun var olduğu süreçten bu yana da birbiri içinde var olmuş iki ayrılmaz parçadır doğa ve insan. İnsan doğanın bir parçasıdır. Bu sebeptendir ki, insan doğadan etkilenir ve sanata yansıtır. Birçok yazar, heykeltıraş, fotoğraf sanatçısı, ressamlar ve müzisyenler doğanın sesini dinleyerek, görsel şöleninden etkilenerek ilham almış ve ortaya çok önemli yapıtlar çıkarmışlardır.
İnsanoğlunun akıl gücünün gelişmesiyle doğayı tanımlamak ve anlamak istemiştir. Bu anlamlandırmanın sonucunda da doğayı hayatına, hayatını da doğaya uyarlamaya başlamıştır. İlk dönemlerde taklit etmiş daha sonra da doğaya üstünlük kurmaya çalışmıştır.
Genel olarak düşünürsek gerçekte insanoğlunun doğaya üstünlük kurmak istemesinin en önemli sebebi doğayı biçimlendirme isteğidir. Doğanın kendi kurallarına göre değil de insanoğlunun kurallarına göre hareket ettirilmesi isteği her zaman olumlu sonuçlar doğurmamıştır. Yaşanılan doğa felaketleri ve hastalıkların artışı ve hatta yeni yeni hastalıkların türemesi bunun bir örneğidir.
Tarih boyunca insanlar doğayı farklı şekilde tanımlamak ve tasarlamak istediler. Fakat ne kadar başarılı oldular bilemiyoruz ama başarısız olduğu birçok örnek verebiliriz. Bu örnekleri doğanın bozulmuş dengesi isimli bir dosyada toplasak çok şişkin bir dosya olacağına hiç şüphem yok.
Doğanın kendi içindeki sanatını iyi anlamak gerekir. Arıların peteklerindeki geometrik düzenden tutun, kar tanelerindeki şekillere kadar incelenmesi gereken ve bu güzellikleri doğanın dengesini bozmadan kendi hayatımıza aktarmayı başarmamız gerekiyor. Tabii bunun içinde sanattan anlayan nesiller yetiştirmeliyiz. Sosyal ve toplumsal ahlakı ortak menfaatte toplayabilen önce kendine sonra topluma ve doğaya saygılı sahip çıkan nesiller yetişmesi gerekiyor.
Havalar ısınıyor artık park ve bahçeler, piknik alanları dolup taşar. Üstün sanat nitelikli insanların doğaya bıraktığı çöpler insan doğa ve sanatın farklı bir uyumunu gösterecektir. Bu kişisel sergiler doğada yüzyıllarca kalacaktır emin olun. Bana göre ülkemizin her noktasında benzer yapıtları görmek sanattan daha çok salaşlığı çağrıştıracaktır. O yüzden lütfen dikkat edelim. Doğaya bu şeklide üstünlük kuramayız. Doğa kendini mutlaka yeniler ama biz o yenilemeye uyum sağlayamazsak ne insan kalır ne sanat.