Merhabalar değerli müzik dostlarım, yeni ayda hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Bu ayda yine güzel bir hikaye ile birlikteyiz. Bestesinin Türk Musikisinin en önemli keman virtüözlerinden Tatyos Efendi'ye ait olan ve çoğu yerde eserin adının yanlış telaffuz edildiği bir hikaye.
Tatyos Efendi'nin aşkının yansımasıdır bu beste. Aşkından içine kapanır. Tek başına meyhanede geçirir günlerini. Hiç kimseyle konuşmaz günlerce. Dönemin çok önemli yazarlarından ve yakın dostu Ahmet Rasim bu durumu haber alır ve durumun detaylarını anlamaya çalışır. Bir müddet sonra çözülüverir dili Tatyos'un anlatır yakın dostuna aşık olduğu ahuyu.
Ahmet Rasim anlar ki, yakın dostu körkütük aşık olmuştur.
“Gidelim konuşalım bu hanımefendiyle. Sen büyük üstatsın, bestekârsın. Bestelerin dillerde. Bu son şarkını kendisine yaptığını duyarsa O 'da seni sever. Evlenirsin belki de, mutlu olursunuz” der. Tatyos Efendi de, “Benim gibi çulsuz, yalnız ve hatta unutulmuş bir bestekârı kim ne yapsın?” der. O sırada dönemin külhanbeylerinden Arap Abdullah gelir yanlarına. Son bestesini Tatyos Efendi'nin ağzından duymak ister. Tatyos tüm benliğiyle okur kendi bestesini. O kadar içli okumuştur ki bestesini etkilenmemek elde değildir. Dinleyenler mest olurlar.
Ahmet Rasim hemen orada ortak dertlerini Arap Abdullah ile paylaşır.
Tatyos Efendi, “Kim olduğunu bilmiyorum ama evini biliyorum, akşamları eve giderken görüyorum kendisini” der. Yeri tarif eder. Arap Abdullah şaşkınlıkla cevap verir. “Orada kimse oturmaz, yıllar önce ölen Madam Bella diye bir meyhanecinin eviydi. Ama şimdi kendisi de yok. Yıllar önce öldü gitti.” Tatyos Efendi inanmaz bunlara. Giderler bakarlar. Tatyos Efendi; “Bakın orada görmüyor musunuz, bize bakıyor!'' Fakat ne Ahmet Rasim ne de Arap Abdullah kimseyi göremez.
Tatyos Efendi bir hayale aşık olmuştur aslında. Hissettikleri o kadar yoğundur ki, gerçekmiş gibi gamlanır ve notalara döker bu aşkını.
İşte herkesin bir hikayesi vardır ve bu hikaye insanın yüreğindedir. Orada başlar ve orada biter.
Ahmet Rasim, Tatyos Efendi'nin bu bestesi için; ‘tüm ömrünü bu şarkıda özetlemiştir’ der.
Her dinlediğimde benin de hüznüne ortak olduğum bu beste gamdan zedelenmenin en güzel örneği olarak hala çalınmaktadır. Yanaktaki gamzeden değil yürekteki gamdan bahseder bu şarkı.
Bu besteyi bitirdikten kısa bir süre sonra Tatyos Efendi vefat eder. Üç beş kişi ile toprağa verilen bu keman virtüözünün ve büyük bestekârın mezar taşına ‘çalgıcı’ yazılır.
Gamzedeyim deva bulmam, garibim bir yuva kurmam.
Kaderimdir hep çektiğim, inlerim hiç reha bulmam.
Elem beni terketmiyor, hiç de fasıla vermiyor.
Nihayetsiz bu takibe doğrusu takat yetmiyor.