Türkiye Lokantacılar Kebapçılar Pastacılar ve Tatlıcılar Federasyonu Genel Başkan Vekili aynı zamanda Eskişehir Lokantacılar ve Kasaplar Esnaf Odası Başkanı olan Bahar Bilen Haberes’e konuştu.
Haberes Dergisi'nin 38'nci sayısına konuk olan Bahar Bilen, Genel Yayın Yönetmeni Ayhan Aydıner’in sorularını yanıtladı. Bilen; “İyi günde kar ortağı olan devletimizin, kötü günümüzde de zarar ortağımız olmalıdır” dedi.
Türkiye Lokantacılar Kebapçılar Pastacılar ve Tatlıcılar Federasyonu Genel Başkan Vekili olarak şehrimizi başarıyla temsil ediyorsunuz. Burada yapmış olduğunuz çalışmalar ile ilgili bilgi verir misiniz?
Tabi ki. Türkiye genelinde sadece Türkiye Lokantacılar Pastacılar Federasyonu'na bağlı 104 Odası ile 130 bini aşkın işletme ve aileleri ile birlikte 10 milyonu aşkın insana istihdam sağlamaktadır. Bu rakamların içinde Ticaret Odalarına bağlı tüccar vasfın taşıyan yüksek cirolu işletmeler yok. Bir o kadar da onları alırsak, ülke ekonomisine aş, iş, istihdam sağlayan hayati önem taşıyan en büyük sektörlerin başında gelmektedir. Hep birlikte yaşadığımız pandemi günlerinde hiç bir kesim bizim kadar ekonomik kaygı yaşamazken, esnaf teşkilatımız belirsizlik içinde, yasalar nezdinde ne kadar savunmasız olduğu ortaya çıktı. Anayasanın 173 maddesi; "Devlet Esnaf ve Sanatkarlarını koruyucusu ve destekleyici tedbirler alır" demiş ama ne kadar korur ne kadar destekler açılımını yapmamış. Bu bağlamda böylesi sorunlar altında, zor koşullarda hizmet vermeye, ayakta kalmaya çalışan esnafımızın sorunlarını yakinen dile getirecek, ilgilenecek bir Esnaf Bakanlığımız mutlaka olmalı. Şu durumda sektörümüzde tespit ettiğimiz başlıca sorunlarımızı maddeler halinde tespit ettik ve temsilde tüm üst kuruluşlarımıza iletmiş bulunduk. Olumlu sonuçlarla neticelenmesini umuyoruz.
KAYIT İŞLEMLERİNDE ODALARIMIZA YETKİ VERİLMELİ
Oda kayıt işlemlerinin vergi daireleri tarafından başlatılması, kayıt ücretlerinin vergi dairelerince tahsil edilerek sicil işlemlerinin devlet tarafından yapılması, Esnaf Sicil Müdürlüklerinin Birliklerin nüktesinden çıkarılarak doğrudan Ticaret İl Müdürlüklerine aktarılmalıdır. Ruhsatlandırma aşamasında yerel yönetimler tarafından odalarımızın görüşü alınmalı. Esnafımızın sağlıklı ticaret yapabilmesi için, denetleme mekanizmaları oluşturarak, aralarında haksız rekabetin önüne geçebilmek, aynı cinsten işletmeler arasına nüfusa oranlı mesafeler getirilmelidir.
FİYAT TARİFESİ İHTİSAS FEDERASYONLAR TARAFİNDAN İŞÇİ, MEMUR, EMEKLİ MAAŞLARINA ENDEKSLİ ALTI AYLIK TEFE TÜFE ORANLARINA GÖRE TABAN FİYATI OLARAK GUNCELLENMELİ
Birçok ilde Birlik Yönetimi tarafından oluşturulan, konunun hakimi olmayan fiyat tespit komisyonu ve İhtisas Oda arasında ihtilaflar oluşmaktadır, Oda yönetimlerini üyelerine karşı zor duruma düşürdüğü gibi, çevre İllerle oluşan fiyat farklılıkları da sektörde kaosa sebep olmakta. Bu bağlamda serbest piyasa ekonomisi ile yönetilen üikemiz; Metropol şehirlere, Büyükşehirlere ve İllere göre tavan fiyatı yerine taban fiyatı olarak üç ayrı fiyat tarife uygulaması sektörün anayasal tek temsilcisi İhtisas Federasyonlar tarafından (TEFE- TÜFE) işçi, memur ve emekli maaşlarına endeksli taban fiyatı olarak düzenlenmeli, oluşan karmaşanın önüne geçilerek, esnafımızın da mağduriyeti giderilmiş olacaktır.
MESLEKİ NACE KODLARI
NACE kodları hali hazırda çok açık ve net bir sınıflandırma yapamamaktadır. Buda sicil ve oda kayıt işlemlerinde farklı uygulamalara sebep olmaktadır. Örneğin mutfak ortamında aynı cinsten iş yapan iki işletme, birinin oturma yeri yok, spaket servisi yapıyor diye alakasız bir odaya kayıt olabiliyor. Bu da sektörde tabiri caizse kayıp kaçağı, merdiven altını üretimi tetiklemekte. Kaos yaratmaktadır. Tüm tarafların katılımı ile yeniden NACE kodlarının revize edilmesi gerekmektedir.
ENERJİ FİYATLARI BELİMİZİ BÜKMEKTEDİR
Ülkemizde 2021-2022 yılları ve 2023 yılı ilk altı ayı içinde %300 varan enerji fiyatlarındaki artışlar ile %500’e varan gıda girdi fiyatlarındaki artışlar işletmelerimizi oldukça olumsuz etkilemektedir. Temel gıda maddeleri ile elektrik, doğalgaz, yakıt ve dükkân kiralarındaki artışlar karşısında ödeme güçlüğü çeken esnaf ve sanatkârlarımız ürettikleri mamulleri hak ettikleri fiyat ile satamamakta, buda işletmelerin mağduriyetine sebep olmaktadır. Bazı sektörlerde olduğu gibi esnaf ve sanatkârımıza enerji fiyatlarında devletimizin sübvansiyon uygulaması yerinde bir karar olacaktır.
ESNAFA “GAZ VE ELEKTRİK” KARTLI SAYAÇ UYGULAMASINA GEÇİLMELİ
Doğalgaz, Elektrik, Su gibi aboneliklerden "fahiş güvence bedelleri" kaldırılmalı. Bazı işletmelerin işletme sermayesinden bile fazla olan güvence bedelleri, ayrıca firmalar banka gibi çalıştırdıkları bu yüksek meblaları, yıllar içinde enflasyon karşısı değer kaybına da uğramaktadır. SGK ve BAĞ-KUR arasında ki emeklilik prim gün sayısı eşitsizlik giderilmeli. 2008 yılında yapılan Sosyal Güvenlik reformu ile SGK için prim gün sayısı 7.200 gün yani 20 yıl olarak belirlenmişti. BAĞ-KUR Primi ödeyenler için ise Emeklilik Prim Gün Sayısının 9.000 gün yani 25 yıl olarak belirlendi. Norm birliği Reformuna rağmen SSK'lı bir çalışan ile Bağ-Kur primi ödeyen bir esnaf arasındaki makas açılmış ve adaletsizliğe yol açmıştır.En fazla prim ödeyen esnaf, en düşük maaş almaktadır. Günde 8 saat çalışan personel yanında, ortalama 14-15 saat çalışan, tüm riskleri alarak, yanında birkaç kişi çalıştıran, istihdam sağlamaya çalışan BAG-KUR’lu, teşvik alacağı yerde, yanında çalıştırdığı personelden 5 yıl daha fazla prim ödemekte ve emekli olduğunda daha az maaş bağlanmaktadır. Norm birliği yasası ile sosyal güvenliğin tamamı aynı şemsiye altına toplanmasına rağmen esnafımızın prim gün sayısı düşürülmemiştir. Bu adaletsizliğin ivedilikle giderilmesi en büyük temennimizdir. Bağ-Kur borcu buluna tüm esnafımızın sağlık hizmetlerinden yararlanmalıdır. Emeklilik yolunda Sosyal Devlet ilkeleri gereği Norm birliği çerçevesinde SGK’lıların şartları doğrultusunda EYT’ye Esnaf da dahil edilmeli. Vergi, SGK ve BAĞ-KUR primlerinde ciddi indirimlerin yapılması sonucu kayıt dışı azalacak, hem de esnaf ve sanatkarların devlet tarafından desteklenmesi mümkün kılınacaktır. İçinde bulunduğumuz pandemi koşullarından oluşan ekonomik krizin etkilerinin azaltabilmek için, anaparayı geçmiş olan faizler silinerek anapara üzerinden makul, ödenebilir taksitlendirme sisteminin hayata geçirilmesi esnaf ve sanatkârımız için önem arz etmektedir.
ACİL SİCİL AFFI GEREKMEKTEDİR
Ticaretimizin rahatlaması için Bankalardan kullanacağımız destek kredilerine karşı veya kurumlar tarafından hesaplarımıza konulan tedbirler kaldırılmalı, günlük sermayesi ile çalışan Esnafımızın eli rahatlatacak acil sicil affı ihtiyacı vardır.
KİRA STOPAJININ DÜZENLENMESİ
Esnafımız da konut kira artışlarındaki düzenleme kapsamına alınmalı, Kira stopajlarının esnaf tarafından değil, kiradan gelir elde eden mülk sahibi tarafından karşılanmalı. İşyeri tahliyelerinin zorlaştırılması perakende ticaret yasasında yer almalıdır. Taraflar arası ihtilaflarda arabulucu tayin edilmelidir. Bu çözümlerin de ivedilikle devreye alınması zarurettir.
ESNAFIMIZDA KDV İNDİRİMİNDE YARARLANMALI
Devletimiz hem vatandaşı hem de esnafımızı korumak için birçok ekonomik paket açıklamıştır. Temel tüketim maddelerinde KDV oranı%1 e düşürüldükten sonra, hizmet sektöründe bu oran% 8 ile devam etmektedir. Geçmişte her iki oranda eşitti. Şu anda hizmet sektörümüzün kullandıkları hammadde işletmeye %1 KDV ile girmekte, işlendikten sonra %8 KDV ile çıkmaktadır. Buda işletmelerimizde verginin üzerine ayrıca %7 KDV mağduriyeti doğurmaktadır. İşletmeye giren hammaddelerin işlendikten sonra aynı KDV oranı ile çıkması söz konusu sorunu ortadan kaldıracaktır.
TEMEL TÜKETİM ÜRÜNLERİ (ET, BAKLİYAT, YAĞ, UN, ŞEKER ) FİYATLARI
Son zamlarla birlikte üye esnaf ve sanatkârımızın ağırlıklı olarak kullandıkları et ürünleri, bakliyat, yağ, salça, un ve şeker fiyatlarında yüksek artışlar meydana gelmektedir. Bu da özellikle üye işyerlerimizin tüketiciye yansıtılan fiyatlarını sürekli güncellenmesi hususunu ortaya çıkarmaktadır. Sonuçta üyelerimizin işleri son gelen zamlarla birlikte ciddi anlamda düşüşe başlamıştır. Acil olarak tüketicinin alım gücünün arttırılması ve piyasadaki gıda fiyatlarının stabil hale getirilmesi hususunda, Toprak Mahsulleri Ofisi, Şeker Fabrikaları, Et Balık Kurumu gibi kurumlardan indirim desteği sağlanması önem arz etmektedir. Hijyenik olmayan ortamlarda gıda üretimi ve satışını yapan merdiven altı işletmelerin denetlenerek kayıt altına alınması, gıda güvenirliğini ve kayıt dışı üretim önlenmesi, İnsan sağlığına zararlı, kanser, obeziteyi tetikleyecek, kalitesi düşük alternatif gıda ürünlerinin önüne geçilmeli işletmelerimizde kullanılacak 1.sınıf ürün standardı zorunlu hale getirilerek haksız rekabetlerin de önüne geçilmiş olunacaktır
ODALARIMIZA KENDİ BÜNYESİNDE KOOPERATİFLEŞME DESTEĞİ VERİLMELİ
Meslek odalarının tedarik ve tüketim kooperatifleri kurmasının zorunlu hale getirilmesi, sadece üyelerine ucuz ürün temini ile desteklenmesi, gıda enflasyonunun da önüne geçmiş olacaktır. Meslek odalarının oluşturduğu tedarik Kooperatiflerine, Esnaf ve Sanatkar Kredi Kefalet Kooperatiflerine olduğu gibi aynı imkanlarda kaynak aktarmasının önünün açılması, tüm esnafımız ihtiyacı olan tüketim maddelerini kontrollü ve güvenli bir şekilde tedarik etmeli.
ESNAFIMIZIN ÖDEMEKTE ZORLANDIĞI KIDEM TAZMİNATI
Yıllar içinde oluşan ekonomik dalgalanmalar, doğal afetler karşısında boğuşan ve zaten günlük gelire sahip küçük esnafımız, biriken Kıdem tazminatlarını ödemekte zorlanmakta, taraflar arasında ciddi mağduriyetler oluşmaktadır. Kıdem tazminatı aylık maaşlara yansıtılmalı, tüm esnafımızda bu kangren haline gelen sorundan kurtulmalı.
ONLİNE YEMEK SİPARİŞ SİSTEMLERİ BÜYÜK ORTAKLARIMIZ OLDU
Esnafımız ekonomik zorluklar içerisindeyken, yeme ve içme sektörünün üzerinde yük olan ve yüksek komisyonlarla adeta esnafı sömüren %18 ila %45 komisyon ücretleri alan online yemek sipariş sistemlerinin komisyon oranlarını 06.08.2016 tarih 29793 sayılı perakende ticarette uygulanacak ilke ve kurallar hakkında değişiklik yapan yönetmeliğin 4. Maddesi gereği yemek kartlarında olduğu gibi online yemek sipariş sistemlerinin de komisyon oranlarının hizmet bedeli, tanıtım reklam bedeli, joker uygulamaları, günlük açılış ücretleri vb. ek ücretler alınmadan %6’ya çekilmesi gerekmektedir. Online yemek sipariş sistemleri bizlerden aldığı yüksek komisyonlardan kullanıcıya bonus ve indirimler vererek sistemi cazip hale getirmek sureti ile kullanıcıyı sisteme yönlendirmekte işletmeleri biçare sistemin içerisine çekmektedir. Bizim müşterilerimizi bizlere pazarlayan bu sistemler yüzünden ödenen %18 komisyon, maliyet hesabı ile tüketiciye yansıtıldığında gereksiz fahiş fiyatlara yol açmakta, arz talep dengesini bozmakta ve dolayısıyla gıdada enflasyona neden olmaktadır. Aynı sipariş sistemleri uluslararası zincir restoranlara %4 ila %5 komisyon ile çalışırken o firmalarında ulusal televizyonlarda ve yazılı basında reklamını yapmakta, esnafımıza ise %18 ve üzeri komisyon uygulamaktadır.
KOSGEB İPOTEKLERİ KALDIRILMALI
KOSGEB desteklerinden yararlanan üyelerimiz, beş yıl Esnaf Kefalet Kooperatifi kredilerinden yararlanamamaktadırlar. Bu koşullarda esnafımız büyük mağduriyet yaşamaktadır. Bu uygulama kaldırılmalıdır. Örneğin; KOSGEB den 5- 10 bin TL destekten yararlanan Esnafımız, 500 bin TL’ye kadar olan Esnaf Kefalet kredisinden yararlanamıyor. Bu sorunlarımızı dosya halinde gerekli tüm mercilere ve siyasilerimize iletiyoruz. Umarım dikkate alırlar. Esnafımız kendini güvence altına alır ve bu ekonomik dar boğazdan kurtulmuş olur.
İlk Oda Başkanı seçildiğiniz günden beri geniş vizyonunuz ve yaptığınız projelerle fark yarattınız. Özellikle pandemi döneminde tüm esnafın sesi oldunuz. Bu konuyla ilgili düşünceleriniz nedir?
Temsil ettiğim meslek grubunda her etnik ve siyasi oluşumdan insan var. Ticaretin siyaseti olmaz, bizim çıkarlarımız olur. Hedef olma pahasına “sadece vicdanımın sesini dinledim” ve meslektaşlarımın sorunlarını dile getirip, haklarını korumaya çalıştım. TESK verilerinde; 2017 yılına göre kapanışlar %9,5 artmıştır. 2018 yılında İllerin nüfusuna göre Eskişehir en fazla işyeri kapanışı olan illerin başında gelmektedir. Esnafımızın taleplerine daha çözüm üretilmeden üstüne Korona virüs salgını ile mücadele kapsamında İçişleri Bakanlığı’nca yayımlanan genelge ile Türkiye genelinde 250 bin, Eskişehir’de ise 20 bine yakın küçük esnaf ve işletme geçici olarak kapatıldı. Ekonomik yönden zor günler geçiren esnaf kesimi alınan bu son kararla birlikte adeta bitme noktasına geldiğini söylersek yanlış olmaz! Yıllardır zor günler geçiren esnaf sırtını kime yaslayacak? Esnaf başı sıkışınca kime gidecek, yüzünü kim güldürecek gibi soruları çoğaltmak mümkün. Esnafın tutunduğu tek dal da artık kırılmak üzere… Gördük ki Anayasanın 173'üncü maddesi “Devlet, esnaf ve sanatkârı koruyucu ve kollayıcı tedbirler derken; Esnaf ve sanatkârı koruyup kollama noktasındaki bakış açısının yeterli olmadığı anlaşıldı. Çünkü Esnafımız Devletine hiç yük olmamış, kısıtlı sermayesi ile günlük kazançla geçimini sağlamış hep veren el olmuş. 2019 yılı çok zor geçti. Esnafımızın üzerine yüklenen yük çok ağır oldu. Enflasyon karşısında, döviz artışları her şeyi tetikledi, enerji, gübre ve hammadde artışları girdi maliyetleri altında ezildik ve bir çok esnaf arkadaşımızın mağdur olduğunu belirtmek isterim. 2020 yılında taleplerimizi ve çözüm önerilerini sıralarken, tüm dünyayı sardığı gibi ülkemizi de saran covit-19 Pandemi ülke ekonomisini derinden sarstı ve en çok etkilenen meslek dallarının başında hizmet sektörü gelmektedir. Kafe, Restoran, Lokantalarımız yaklaşık 18 ay kapalı kaldı, çok az bir bölümü düşük kapasiteli evlere teslim paket servisi yaparak ayakta kalma mücadelesi verdiler. Halkımızın ekonomik koşullarını göze alarak, bu Pandeminin ne kadar süreceğini öngöremediği için, yüksek kira bedelleri, stopaj, vergi, enerji maliyetleri ve işçi giderleri yükü altında, artan fahiş fiyatlar sebebi ile ezildiler. Günü kurtarmak için sattığı ürünün kar marjına yansıtamayan birçok lokantacı esnafımız, kapatma veya devretme kararı aldı. Bu süreçte birçok meslektaşımız farklı sektörlere geçiş yaptı. Ülke genelinde yetişmiş eleman sorunu ile karşı karşıya kaldık. Eskişehir’imizde irili ufaklı lokantacılar ve benzeri odalarda üç bine yakın işletmemiz vardır. Ortalama 5-6 çalışanı ile 18 bin kişi, aileleri ile birlikte 50 bin kişinin üzerine tekabül etmektedir, adeta bacasız fabrika gibi. Günümüzde esnafımızın yaklaşık yüzde 90’ı devlet dairelerine ve bankalara borçludur. Önceden bankalar kefil olarak Esnaf getir derlerdi. Günümüzde kısıtlı sermayesiyle ayakta kalma mücadelesi veren esnafımızın yaşam standardı düşmüş, itibarı zedelenmiştir. Bunun analizi yapılmalı, ağır vergi yükü altında olan esnaf usulsüzlüğe zorlanmamalı, vergi yükünü azaltarak, eski günlerde gibi onurlu bir yurttaş olarak yaşamını sürdürmesi sağlanmalıdır. Kredi kullanımlarının önü açılmalı, oda kayıt belgesi bulunan esnafların siciline bakılmadan kredi kullanımları sağlanmalı. Geciken borçlara da yapıcı çözümler üreterek, kolaylıklar sağlamalıdır.
Eskişehir Lokantacılar ve Kasaplar Odası’nın yaşadığı sıkıntılar nedir?
Hizmet sektörü kent belleğine kimlik katar. Sabahın en erken saatlerinde gecenin en geç saatlerine kadar hazırladığımız ürünleri günlük halkımızın ve şehrimize gelen misafirlerimizin beğenisine sunar, topluma hizmet veren yerlerdir. Ahi Evran geleneğinde gelen esnafımız hep veren el olmuştur. Yeri geldiğinde bulunduğu semtin güven kapısıdır, bekçisidir, Emanetinizi teslim edebileceğiniz, borç veya veresiye bile alabileceğiniz bir akrabadan daha yakın olabiliyorlar. Kalkınmaları için ciddi bir adım atılmalı, ortak paydada buluşulmalı, yasalar nezdinde artık orantısız çoğalmaların önüne geçilmeli. Aynı cinsten işletmeler arasında nüfusa oranlı mesafeler getirilerek ‘Esnaf koruma altına alınmalı’, yoksa eriyip bitmesi, gün ve gün hizmet kalitesi düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır. “İyi günde kar ortağı olan devletimizin, kötü günümüzde de zarar ortağımız olmalıdır” Gemilerin mazotuna, pırlantaya vergi indirimi yapılıyorsa, asgari ücretten vergi kaldırılmalı. Esnafımıza destek verilmeli. Devletimiz gelişmiş ülkelerde olduğu gibi asgari ücret üzerinden alınan vergileri kaldırmalı. Türkiye’de çalışanların yüzde 40,3’ünü asgari ücretle çalışanlardan oluşturuyor. İş gücünün önemli bir kısmını oluşturan ancak refah seviyesi açısından beklenen noktada bulunmayan asgari ücretli, çalışanların gelir seviyelerinin iyileştirilmesi için ücretleri üzerinden alınan her türlü vergiden muaf tutulmaları gerekmektedir. Yöresel günler veya Kermes kisvesi altında ticaret yapanların önüne geçilmeli, Esnaf arkadaşlarım kirasını, vergisini, sosyal güvenlik primini yatırmak için gecesini gündüzüne katarken, hiçbir hijyen koşulu gözetmeksizin vergisiz, stopajsız ve masrafsız bazı okul bahçelerinde, boş meydan ve arsalarda alışveriş çadırı kurarak haksız kazanç elde edenlerin önüne geçilmeli. Kermesler esnaf işletmesi gibi çalışmamalı, esnafa haksız rekabet ortamı oluşturmamalı, açılış kapanışları denetlenmeli. Yöresel günler veya Kermes süresi 3 günü geçmemeli ve vergi mükellefi, ticari faaliyette bulunanlar tarafından temsil edilmeli.
GASTRONOMİ PLATFORMU ÇALIŞMALARINA DEVAM EDECEĞİZ
Seyit Battal Gazi, Yunus Emre ve Nasrettin Hoca’nın diyarı olarak bilinen şehrimizde şifa olan sıcak yeraltı suları tarihi yerleri, anıtları, müzeleri ile taşından, suyundan, toprağından enerji akan, bir bölgede yaşıyoruz. Son yıllarda Dünyanın en yaşanabilir en güvenli şehirler arasında ilk sıralarda yer alan şehrimiz turizm akınına uğramakta. Ama Eskişehir Esnafı bu gelir dağılımından orantılı bir şekilde faydalandığını düşünmüyorum. Oda olarak bu konuda ciddi çalışmalar yapmaktayız. Eskişehir Gastronomi Platformuna ev sahipliği yapmaktan çok mutluyum. Eskişehir’in unutulmaya yüz tutmuş yöresel yemeklerimizi tekrar gün yüzüne çıkarmak için “Eskişehir’de yenilecek çok şey var” sloganı ile Eskişehir Gastronomi Platformu oluşturduk. Platformda, Eskişehir Lokantacılar Odası, Anadolu Üniversitesi Turizm Otelcilik Fakültesi Mutfak Sanatları Okulu, A.Ü. Eskişehir Meslek Yüksek Okulu, Osmangazi Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Okulu, Büyükşehir Belediyesi, Odunpazarı Belediyesi, Tepebaşı Belediyesi, Eskişehir İl Kültür Müdürlüğü, Eskişehir TURSAB, ESRED (Turizm Rehberleri Derneği) ESASDER,GASTRO 26 AKADEMİ,SKAL Derneği ile İlçe Belediyeleri, ilgili hemşeri deneklerimizin temsilcileri yer almaktadır. Oluşumda öncelikli olarak Eskişehir’e özgü zengin GÖÇ mozaiğinin getirdiği ve yerel mutfak kültürü değerlerini yiyecek içecek işletmelerine ve haliyle turizm sektörüne kazandırmayı amaçlıyor. Bu doğrultuda Eskişehir’imizin mutfak kültürüne özgü standart menü çalışmaları yürütüyor ve faydalı olabilecek etkinlikler planlaması hedefleniyor.
Küçük esnafa yapılan destekler yeterli mi?
Beklentilerimizi tam olarak karşılamasa da hükümetimiz çok geniş kapsamlı bir vergi düzenlemesi getirdi. İmkanı olan tüm meslektaşlarımın yararlanmalarını öneriyorum,
Sizce Eskişehirin en büyük sorunu ne? Kentin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
En büyük sorunlardan biri Trafik sorunu. Artan nüfusa rağmen tüm yoğunluk tek merkezde yığılması, araç yoğunluğuna orantılı otopark yetersizliği, yol boyu park eden araçlar yüzünde iş çıkış saatleri trafik çekilmez hale geliyor. Mevcut otoparkların veya yeni yapılacakların kat sayısı arttırılabilir. Çevre yolu ile birlikte Afyon bağlantı yolu hiç yakışmıyor bir Avrupa kentine. Özünde, her ne kadar göç alsa da feodal yapısını yitirmeyen, hemen hemen herkesin birbirini tanıması, güçlü sanayisi, esnafı, üniversiteleri ile tüm etnik grupların hoşgörü ve barış içine yaşamaları beni çok mutlu ediyor. Kent kimliğine yerleşmiş olan bu hoşgörü, gelen misafirlerimizin de dikkatini çektiği gibi son yıllarda Dünyada en yaşanabilir ve en güvenli kentler arasında ilk sıraları alması, Eskişehir’e göç etmekle ne kadar doğru bir seçim yaptığımı ve torunlarıma iyi bir miras bırakacağımın mutluluğu içinde olabilirim.
Geçmişte siyasete yer almıştınız. İleride sizi tekrar siyaset sahnesine görebilecek miyiz?
Bu kentte yaşayan, havasını soluyan her yurttaş üzerine düşen sorumluluğu almalı. Hayıflanmamalı, yakınmamalı, elini taşın altına koymalı. Şimdilik Herhangi bir siyasi planım yok ama ileriye dönük kimlerle ve nelerle karşılaşacağımızı bilemeyiz. Bugünkü gibi Üstesinden gelebileceğimden emin olduğum bir konum olursa, neden olmasın?
Bahar Bilen’in hayatındaki kırılma anı neydi?
Hayatımdaki kırılma anım şüphesiz ki Anavatana gelişim. Hayat bazen insana yeniden koy bir çay, buradan başla dermiş. Bende Henüz 24 yaşımda çekirdek ailemle birlikte bir gecede sürgün yedik. Doğduğumuz ATA diyarı toprakları bıraktık ve Anavatana sığındık. Ömrümüz büyük mücadelelerle geçti. Vatanımızda, bayrağımızın altında milletimizin hizmetine iki tane evlat yetiştirdik. Olmaları gereken en iyi yerlere geldiler. Onlarla gurur duyuyorum.
Hiç keşkeleriniz oldu mu? Veya iyi ki yaptım dediğiniz.
Keşkelere hiç takılmam. Vicdanımın sesini dinlerim hep. İnsanlara fırsat vermeyi severim. Bazen hayal kırıklıkları yaşasam da, kazandıklarım insanlar daha fazla olduğunu görüyorum. O yüzden geçmişle uğraşmam, daima ileriye bakarım.
Bahar Bilen en son ne zaman ağladı?
Ben adım gibi Bahar ayında doğmuşum ve ailem adımı Bahar koymuşlar. Burçların özelliklerine inanıyorum, Balık burcuyum ve Balık burcunun tüm özelliklerini taşıyorum. Aşırı duygusallık bir erkek için çok bazen çok zor olabiliyor. Bazen bastırman gereken duygularını saklayamıyorsun. Zor anlar yaşayabiliyorsun Ama ben kendimle barışığım. Artık birileri ne der diye değil, kendim içimden geldiği gibi yaşıyorum. Her halimi seviyorum.
En çok neye kızarsınız?
Verdiğim emeğin görmemezlikten gelinmesi, değer görmemesi.
En çok neye gülersiniz?
Aslında ben hep gülerim, mizacım öyle. En zor anlarımda bile kolay kolay somurtmam ama safiyane, masumca yapılan esprilere veya sakarlıklara gülerim. Mesela Kemal Sunal’ı ve Şener Şen’i çok severim.
Asla yapmam dediğiniz bir şey var mı?
Güvenini kaybettiğim bir kişiyle aynı karede bulunmamaya özen gösteririm.
Hangi konu açıldığında sıkılırsın?
Yakın arkadaş görünüp de, birbirinin arkasından atıp tutan, konuşan kişiler ile araya mesafe koyarım, mümkün olduğunca uzak dururum.