13 Ekim 2024’de yapılan seçimlerde Eskişehir Baro Başkanlığına seçilen Barış Günaydın ilk röportajını Haberes Dergisi’ne yaptı.
Haberes Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ayhan Aydıner’e çarpıcı açıklamalarda bulunan Günaydın; “Eskişehirli sanayici ve ticaret erbabına da bir çağrım var: Eskişehir’de faaliyet gösteren avukatlarımız, şehrimizin ekonomik ve ticari yapısını yakından tanıyan, yerel dinamiklere hakim profesyonellerdir. Hukuki danışmanlık ve hizmetlerinizi Eskişehir Barosuna kayıtlı avukatlarla yürütmeleri, hem yerel ekonomiye katkı sağlayacak hem de daha hızlı, etkili ve çözüm odaklı hizmet sunulmuş olacaktır” dedi.
Ekibinizle birlikte girdiğiniz Baro seçimlerini fire vermeden kazandınız. Seçim süreci nasıl geçti? Seçimdeki başarınızın sırrı nedir?
Gerçekten çok yoğun ama bir o kadar da keyifli ve verimli bir seçim süreci geçirdiğimizi söyleyebilirim. ‘Nasıl bir baro istiyoruz’ sorusunu önce kendimize sonra meslektaşlarımıza sorarak yola çıktık. Baromuzun yetkili kurullarına aday olan tüm ekip arkadaşlarımla birlikte, meslektaşlarımızın sorunlarını ve ihtiyaçlarını yakından dinledik ve taleplerini anlamaya odaklandık. Her bir avukatımızın sorunlarını sahada, birebir dinleyerek, çözüm odaklı projelerimizi onların talepleri doğrultusunda geliştirdik. Bana göre başarımızın sırrı ise, samimi bir şekilde hareket etmemiz, şeffaf ve katılımcı bir anlayışla çalışmamız oldu. Meslektaşlarımıza sunduğumuz projelerin somut ve hayata geçebilir çözümler içermesi de bunda etkili olduğu kanaatindeyim.
Yeni yönetim olarak yapacağınız projeleri anlatır mısınız?
Baro olarak dijitalleşmeye büyük önem vereceğiz. Baro Avantaj Uygulaması gibi projelerle meslektaşlarımızın günlük yaşamlarını kolaylaştıracağız. Mesleki dayanışmayı artırmaya yönelik etkinliklere önem vereceğiz. Ayrıca, eğitim seminerleri ve mesleki gelişim platformlarıyla avukatların bilgiye erişimini artıracağız. Baromuzu kent ve ülke sorunlarına kafa yoran, aktif, söz söyleyen bir baro haline getirmek için canla başla çalışacağız.
Avukatlık mesleğini neden tercih ettiniz?
Adaletin sağlanmasına katkıda bulunmak ve topluma faydalı bir birey olmak her zaman hayalimdi. Avukatlık mesleği gerçekten çok kutsal bir meslek, yargının kurucu unsurlarından savunmayı temsil etmenin haklı gururu ve onurunu taşıyorsunuz. Bununla birlikte bireylerin haklarını savunmak, onların sesi olmak ve toplumda hukukun üstünlüğünü savunmak adına da önemli bir rol üstlenmesi nedeniyle sadece bireylerin değil, aynı zamanda toplumun da geleceğini şekillendiren bir role sahip ve bu bana her zaman ilham vermiştir.
Baronuza kayıtlı avukat sayısı Eskişehir nüfusuna göre fazla mı?
Doğduğum ve vazgeçemeyeceğim çok sevdiğim şehir Eskişehir, hızla büyüyen bir şehir ve bu büyümeye paralel olarak avukat sayısı da geometrik bir biçimde artıyor. 2018 yılında 1000 Avukat varken şimdi sayımız 2000’e yaklaştı. Buna paralel olarak Eskişehir’in sosyal ve ekonomik durumu aynı oranda gelişmiyor maalesef. Baromuza kayıtlı avukat sayısının artması, meslektaşlarımız arasındaki rekabeti artırıyor. Ancak bu durumu bir fırsat olarak da görmek mümkün. Daha fazla avukat, daha fazla çeşitlilik ve daha fazla hizmet anlamına geliyor. Bu süreç iyi yönetildiğinde Eskişehir’de avukatlık mesleğinin gelişimine katkı sağlayabiliriz. Bu vesile ile Eskişehirli sanayici ve ticaret erbabına da bir çağrım var: İş hayatındaki hukuki süreçlerin doğru yönetimi, işletmenlerin uzun vadeli başarısı için büyük bir öneme sahiptir. Eskişehir’de faaliyet gösteren avukatlarımız, şehrimizin ekonomik ve ticari yapısını yakından tanıyan, yerel dinamiklere hakim profesyonellerdir. Hukuki danışmanlık ve hizmetlerinizi Eskişehir Barosuna kayıtlı avukatlarla yürütmeleri, hem yerel ekonomiye katkı sağlayacak hem de daha hızlı, etkili ve çözüm odaklı hizmet sunulmuş olacaktır. Bu tür bir açıklama, yerel iş dünyasına hem destek çağrısı yapar hem de avukatlarla olan iş birliklerinin önemini vurgular.
Ülkemizde avukatların en büyük sorunu nedir?
Avukatların en büyük sorunu, mesleki itibarımızın ve haklarımızın yeterince korunamaması. Ekonomik zorluklar, iş yükü, yargıdaki tıkanıklıklar ve avukatların mesleki bağımsızlıklarının zedelenmesi gibi birçok konu var. Avukatların mesleki hakları daha fazla gözetilmeli ve bu alanda daha güçlü düzenlemelere ihtiyaç olduğu çok açık.
Türkiye’de hukuk nasıl işliyor? Yargı bağımsız mı?
Hukuk sistemimizde maalesef çok eksikler var. Hukuk sistemi, toplumun adalet arayışını karşılayan en temel yapıdır ve bu yapının sağlıklı işlemesi için yargı bağımsızlığı olmazsa olmaz bir ilkedir. Yargı bağımsızlığı, hâkim ve savcıların baskıdan, müdahaleden uzak bir şekilde, sadece hukuka ve vicdanlarına bağlı kalarak karar vermelerini sağlar. Hukukun üstünlüğü, demokratik bir toplumun teminatıdır ve yargının bağımsızlığı da bu teminatın en önemli unsurudur. Yargı bağımsızlığının zedelendiği bir ortamda adaletin sağlanması zorlaşır, toplumda hukuka olan güven sarsılır. Bu nedenle, hukuk sisteminin güçlü, tarafsız ve bağımsız olması, demokratik düzenin sürdürülebilirliği ve bireylerin haklarının korunması açısından hayati önem taşır. Barolar olarak biz de bu bağımsızlığı savunmak ve korumak adına çalışmak zorundayız.
Ülkemizde kanunların hazırlanması ve yürürlüğe girme sürecine baroların etkisi nedir?
Barolar, kanunların hazırlanması, yürürlüğe girmesi ve uygulanmasında önemli bir rol oynamalıdır. Kanun yapım sürecinde barolar, avukatların uygulama deneyimlerinden, hukuki sorunlardan ve toplumun ihtiyaçlarından doğrudan beslenen görüşler sunarak, kanunların daha etkin ve adil olmasına katkıda bulunabilirler. Baroların bu süreçte aktif katılımı, yasaların halkın gerçek sorunlarına uygun, uygulanabilir ve demokratik çözümler üretmesine yardımcı olacaktır.
Art arda Hukuk Fakültelerinin açılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hukuk fakültelerinin sayısındaki artış, niteliksel anlamda bazı sorunları da beraberinde getiriyor. Hukuk eğitimi, ciddi bir uzmanlık gerektirir ve bu süreç, sadece fakülte sayısına odaklanarak değil, kaliteye önem verilerek ilerlemeli. Aksi takdirde, mezun olan genç hukukçuların mesleki yeterlilikleri konusunda sıkıntılar yaşanabilir. Barolar olarak bu konuda da sorumluluk almamız ve meslek içi eğitimlerle bu açığı kapatmamız gerekiyor.
Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu bir hukukçu olarak hukuk sistemi açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’nin hukuk sistemi, maalesef zor bir süreç yaşıyor. Ancak, hukuk devleti ilkesi her zaman önceliğimiz olmalı. Hukukun üstünlüğü, demokrasimizin temeli ve her türlü siyasi, ekonomik ya da toplumsal zorluğun üstesinden gelebilmemiz için hukukun bağımsız ve tarafsız işlemesi gerekiyor. Barolar olarak biz de bu mücadelede kararlıyız.
Avukat olmak isteyen gençlere bir mesajınız var mı?
Genç avukat adaylarına her zaman şunu söylüyorum: Meslek, sabır ve özveri gerektirir. Zorluklarla karşılaşacaklar, ama asla adaletin peşini bırakmamalılar. Kendi değerlerine, hukukun üstünlüğüne ve mesleklerinin onuruna her zaman sahip çıksınlar. Yeni nesil avukatlar, mesleğin geleceğini şekillendirecek ve bu anlamda donanımlı, vizyoner ve etik değerlere sahip olmalarının çok önemli ve gerekli olduğunu düşünüyorum.