Tüm Türkiye’nin TRT’den tanıdığı Türk Sanat Müziğinin güçlü sesi Serap Kuzey Haberes Dergisi’nin 39’uncu sayısına konuk oldu.

Yazarımız Cem Aksu’ya konuşan Kuzey; “Müzik piyasasında bir yozlaşma görülüyor! TRT radyolarında şu an dinlediğim sesler (hepsi olmasa da) klasik tavrı terk etme eğilimindeler. Örneğin bir Sadettin Kaynak eserini bile arabeskleştirme sevdası içine girmiş solistleri duyuyorum ve üzülüyorum” dedi.

 Müziğe nasıl başladınız? Sizi yönlendiren ya da keşfeden birileri oldu mu? Ailenizde müzikle ilgili birileri var mıydı?

Ankara’da dünyaya geldim. Okul yıllarımdan sonra evlenerek Samsun’a yerleştim. Samsun’da musiki cemiyetinde başlayan amatör yıllarım, Ankara radyosuna girene kadar devam etti. Ankara‘da oturduğumuz yıllarda beni Türk müziğine iten, heveslendiren rahmetli babam olmuştur. Kendisi gençlik yıllarında hafızmış, güzel bir sesi vardı ve Türk müziği sevdalısı idi. Beni özellikle fasılları dinlemeye yönlendirirdi. Benim içimde de oluştu bu Sevda ve ben iyi bir radyo takipçisi oldum. Bütün ses sanatçılarının (o yıllardaki) yaptıkları radyo programlarını dikkatle dinlerdim. Aile içinde iki ağabeyim, askeri mızıka okuluna gidiyorlardı, batı müziği eğitimi aldılar ve askeri bando şefi olarak mezun oldular. Bu nedenle, evimizde her türlü müzik dinlenirdi. Kulağım her türlü müziği dinleyerek doldu. Evimizdeki radyo, benim için bir sihirli kutu gibiydi ve bir gün bu sihirli kutudan kendi sesimi duyurmayı hayal ederdim hep

 

Son dönemde Tük Müziğinin geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Klasik üslup artık yerini daha basit bir tavra mı bıraktı sizce?

Son dönemde genel anlamda Türk müziğine verilen önem bence pek iç açıcı değil. Müzik piyasasında bir yozlaşma görülüyor! TRT radyolarında şu an dinlediğim sesler (hepsi olmasa da) klasik tavrı terk etme eğilimindeler. Örneğin bir Sadettin Kaynak eserini bile arabeskleştirme sevdası içine girmiş solistleri duyuyorum ve üzülüyorum. Oysa bizler, bizden önceki solist sanatçıların tavır ve üsluplarını hayranlıkla dinler ve onlar gibi okumaya özen gösterirdik. Ben, solist şarkı okurken aldığı nefes yerlerini bile takip ederdim, tavır öğrenmeye çalışırdım. Günümüzde klasik tavırdan uzaklaşıldığını görüyorum.

Amatör koroların musikimizde yeri ve etkisi nedir?

Radyo kültüründen gelen bir sanatçı olarak günümüzde Türk Müziğini amatör korolar yaşatıyor diyebilirim. Bu eşsiz kültüre gönül vermiş halkımızın da katılımıyla çoğalmasında fayda görüyorum. Benim de on beş yıldır çalıştırdığım CUMHURİYET KOROM var. Kurduğum ilk günden itibaren, repertuvarlarımda klasik ve günümüz bestelerine özenle yer veriyorum. Repertuvar hazırlarken, bizlere yıllarca emek vermiş Kutlu Payaslı, Ziya Taşkent, Ali Şenozan vb. gibi büyük hocalarımızın çizgisini her zaman.

Eskişehir’e en son ne zaman geldiniz? Neler söylemek istersiniz şehrimiz ile ilgili?

Eskişehir’e, Ankara radyosunda olduğum yıllarda verdiğim özel konserler vesilesi ile sık geliyordum. Uzun zamandır gelmedim, Eskişehir’in yeni halini merak ediyorum doğrusu.

Müzik dışında ilgilendiğiniz alanlar nelerdir? Siz aynı zamanda sokak hayvanları için de çalışıyorsunuz değil mi? Neler yapıyorsunuz minik patiler için?

Müthiş bir hayvan dostu olduğum bilinir. Çevremdeki sokak hayvanları ile ilgileniyorum. Ataşehir barınaklarında on yıl gönüllü olarak çalıştım. Oralarda o yıllarda yaşanan bazı dramlar nedeniyle biraz uzaklaştım. O malum barınaklar beş yıldızlı oteller değiller.! Pandemi döneminde malum evlerimizde kapalı kaldık uzun bir süre. Bu süre içinde, resim yaptım, Karakalem, sulu boya çalışmaların çok beğenildi. Sevenlerimin sergi açmam konusunda beklentileri çok. İnşallah önümüzdeki aylarda sergi açmayı düşünüyorum. Yurt içinde olduğu kadar, yurt dışında da çok konserler verdim. Kutlu Payaslı hocamızın yönetiminde Tunus’ ta verdiğimiz konserler unutulmazdı. Her konser, ayrı bir anı demektir. 

Siz yurt dışında da birçok konser vermiş önemli sanatçılardan birisiniz. Yurt dışında Türk Müziğine olan ilgi ne şekilde?

Haberes Dergisi’nin İnstagram sayfasında sevgili Zekai Tunca’nın, geleneksel müziğimizle ilgili ‘Abur-cubur yayınlara inat yaşatılıyor müziğimiz’ cümlesi ne kadar doğru bir tespit. Keşke bu kadar bozulmasaydı her şey.

Ses sanatçısı olmak ve bu yolda yürümek isteyen gençler için neler söylemek istersiniz? Ne şekilde çalışmalılar?

Gençlerimize, kültürümüzü yaşatmaları adına, birde sizden severek dinlemeleri adına amatör korolara katılmalarını tavsiye ediyorum. Mutlaka kendi ruh hallerini kucaklayacak şarkılar bulacaklardır.

Şimdilerde neler yapıyorsunuz?

Radyo benim için ana kucağı gibiydi, halen de öyle. Programlara davet edildiğimde, özlediğim atmosferi yeniden yaşama fırsatı buluyorum, heyecanlanıyorum da. Hayatımın bana mutluluk veren en büyük parçası oldu Radyo. Saygılarımla.