Su kabaklarına sanat katan Adam Engin Kütükalan, Yazarımız Cem Aksu ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.
Bize kendinizden bahseder misiniz?
Merhaba. 1974 Eskişehir doğumluyum. Uzun yıllar esnaflık yaptıktan sonra plastik imalat sektöründe faaliyet gösteren bir fabrikada çalışma hayatıma devam ettim ve emekli oldum. Halen aynı işyerinde çalışmaya devam etmekteyim. Evliyim ve bir oğlum var.
Su kabaklarını bu şekilde işlemek nereden aklınıza geldi? Bu Sanatla ilgili bir eğitim aldınız mı?
Su kabaklarının bir süs eşyası, hediyelik bir obje olarak işlenmiş haliyle tanışmam 1990 yılıydı. Aslında fakat o zaman kabak üzerine boyama yapılan çalışmalar vardı bildiğim kadarıyla. Sonrasında da pek dikkat etmemişim veya ilgili çekmemiş demek ki. Ta ki 2019 yılının yaz mevsimine kadar. Ailemle birlikte tatilimizi yaptığımız günlerde bir akşam konakladığımız bölgede dolaşırken ileride ışıl ışıl, rengârenk bir stant dikkatimi çekti. Oraya gittiğimizde masa lambası ve abajur olarak işlenmiş su kabaklarını gördüm ve çok hoşuma gitti. Standın yanından ayrıldıktan sonra eşimle kabakların ne kadar orijinal bir lambaya dönüştürülmüş olduğunu konuşurken dedim ki ben yapabilirim bunlardan. Tabi benim bunu eyleme dönüştürmem 1,5 yıl sonrası oldu. Bu süre içinde zaman zaman araştırma yaptım. Nasıl işlenecek, hangi aletler, makineler kullanılacak. Su kabaklarını işlemeyle ilgili hiç eğitim almadım ama yapabileceğime ve el becerime olan inancım, sabır ve dikkat gerektiren işlere karşı yatkınlığım ayrıca yaptığım iş ne olursa olsun elimden gelenin en iyisini yapmak konusundaki hassasiyetim güzel sonuçlar alacağıma emin olmamı sağladı. Fakat elbette hem püf noktalarını öğrenmek hem de daha az hatayla nasıl çalışacağımı bilmek için bu çalışmaları yapan ve kayıt oluşturup yayınlayan arkadaşlarımı da izlememim çok faydası oldu.
Bir kabağı sanat eserine çevirmek ortalama kaç gün sürüyor?
Bir su kabağının işlenmesi ve tam olarak hazır hale gelmesi aslında su kabağının büyüklüğüne, üzerine uygulanacak desen, motif veya resme, bunları o kabak üzerinde uygulama metotlarınıza bağlı olarak değişir. Ticari amaçla çok zahmete girmeden ama lambası yandığında albenisi olan en basit çalışmanın bile sonuçlanması 3 günden az olmaz. Eğer büyük bir su kabağını hele birde ayrıntılı bir şekilde işliyorsanız bu süre 1 ay bile olabilir. Siz dışarıdan baktığınızda bir lamba görüyorsunuz fakat onun ham halinden son durumuna kadar gelmesi epey zahmetli bir süreç.
Üzerinde çalışacağınız kabakları nereden temin ediyorsunuz? Her su kabağı işlenmeye uygun mudur? Nelere dikkat ediyorsunuz?
Ülkemizde ağırlıklı olarak Ege ve Akdeniz bölgesinde üretim yapan üreticiler var. Bu bölgelerden genelde telefon ve internet aracılığıyla sipariş vererek temin edebiliyoruz. Elbette en sağlıklı olanı yerinde görerek ve seçerek alabilmek. Çünkü görerek aldığınızda aklınızdaki model için gereken su kabağını bulma ihtimaliniz daha yüksek aksi takdirde işiniz biraz da şansa kalıyor. Bazen size ulaşan kabak neye müsaitse onu işlemek zorunda kalıyorsunuz. Tabi ayrıca kargo esnasında oluşabilecek aksilikler ürünlerin kırılmasına da sebep olabiliyor. Ayrıca her su kabağı işlemeye uygun değildir tabi. Uzaktan temiz ve sağlam bir kabakmış gibi görünse de kalınlığı çok ince olan bir kabağı işlemek neredeyse imkânsızdır. İç temizliğini yapabildiğinizi farz edelim binbir zahmetle ve dikkatle işlemeye çalışsanız dahi elinizde parçalanacaktır. Bu risk yani kırılma ihtimali çalıştığınız modele göre sağlam olduğunu düşündüğünüz kabaklarda bile karşılaşabileceğiniz bir problem. Su kabaklarını seçerken dikkat edilmesi gerekenler ise kabağın et kalınlığı, yüzeyinin pürüzsüzlüğü ve lekesizliği, yapacağınız modele uygun şekil olarak sıralanabilir.
Eskişehir'de bu çalışmalar değer görüyor mu? Bir sergi ya da tanıtım yapabilme şansınız oldu mu?
Şehrimizde de ülkemizde de çok fazla değer gördüğünü söyleyemem açıkçası çünkü bu ve bunlar gibi çalışmalarda emeğiniz hep göz ardı edilir ve pek değer verilmez böyle olunca da karşılığını almanız imkânsızlaşır. Düşünsenize saatler boyunca işlemiş, el emeği göz nuru ile aynı motifi işlemiş olsanız bile birbirinin asla aynısı olamayacak eserler ortaya çıkarmışsınız ancak karşılığını alamıyorsunuz. Maalesef bu durum hevesimizi kırıyor açıkçası. Eskişehir'de pek bilindiğini söyleyemem, tabi bu yeterli tanıtımını yapamamamızdan da kaynaklanıyor. Mutlaka benim haricimde şehrimizde su kabağı işleyen dostlarımız vardır ama hepimiz amatör bir şekilde bu işle uğraşmaktayız ve bugüne kadar ne bir sergi ne de bir stantta ürünlerimizi sergileme fırsatı bulamadık.
Yurt dışından bir ilgi ya da talep var mı?
Bildiğim kadarıyla yurt dışından güzel karşılık buluyor. Bu gerek ülkemize gelen turistlerin yaptığı alışverişler gerekse internet üzerinden oluşturulan siparişlerle oluyor. Turist olarak ülkemize gelenler için bizim ürünlerimiz daha ulaşılabilir, satın alınabilir rakamlarda oluyor. Maddi karşılık olarak çünkü maalesef paramızın değeri döviz karşısında çok üzücü bir şekilde eridi. İnternet üzerinden satış kısmına geldiğimizde ise bu sefer kargo ücretlerinin yüksekliği karşımıza çıkıyor. Ama ülkemizde bunu yapan, daha profesyonel çalışan üretici arkadaşlarımız var elbette.
Bununla ilgili bir kurs ya da eğitim vermek ister misiniz?
Böyle bir imkânım olursa tabi elimden geleni yapmak isterim ama asla ben bu işin ustasıyım ve bilinmesi gereken her şeyi öğretirim anlamına gelmesin çünkü bende hâlâ kendimi geliştirmeye ve öğrenmeye devam ediyorum. Ama emin olun bildiklerimi aktarabildiğim her su kabağı sevdalısı çok güzel bir hobi edinmiş olacaktır.