Ayhan Aydıner 26 yıldır Eskişehir basınında. İlk defa tehdit almıyor. Eskişehir’de arsızların, hırsızların, ahlaksızların, tacizcilerin haberlerini hep yapıp, onları ifşa ettiği için tehditlere alışığım. Ayhan Aydıner ucuz mafya raconlarına pabuç bırakacak karakterde değildir.
Görünüm’de bugün kaleme aldığım “Milli Eğitim Müdürü Töre’den Depremzede Aileye Büyük Saygısızlık” başlıklı makalem kentte büyük yankı yarattı. Haberim siteye girdikten bir saat sonra Milli Eğitim’de Basından Sorumlu İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Barış Hancı beni telefonla arayarak, İl Milli Eğitim Müdürü Pervin hanımın bu haberle ilgili benimle görüşmek istediğini söyledi. Eskişehir Öğretmenevi’nde olduklarını belirterek, ‘hem burada kalan depremzedelerle görüşürsün’ dedi. 22 yıllık dostum olan Barış Hancı’yı kırmayarak; “Geleyim” dedim. Pervin Hanım Öğretmenevi’nin VIP Salonu’nda depremzedelere ‘Bak sizin üzüldüğünüz haberi yapan gazeteci bu’ dedi. Depremzedeler bana seviyeli şekilde tepki göstererek; “Neden bu haberi yazdınız. Biz mahcup olduk. İlk geldiğimiz günden beri Öğretmenevi’nde çok iyi şekilde ağırlanıyoruz. Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürüne, Öğretmenevi Müdürüne ve çalışan personellere çok müteşekkiriz. Bu haberi lütfen düzeltir misiniz? O kişinin paylaşımı bizleri çok üzdü” dediler. Pervin hanımda; “O paylaşım yapan kişinin psikolojik sorunları var. Israr etmemize rağmen masamıza gelmedi. Çocuklarının üstlerini giydirdiği için geç geldi. O sırada servis yapılıyordu. O birden bire söylenerek kalktı. İl Milli Eğitim Müdür Yardımcımız Muhammet Bey onu ikna etmeye çalıştı. Ama dinlemedi gitti. Demek ki buraya provokasyon yapmak için gelmiş” dedi. İl Milli Eğitim Şube Müdürü Muhittin Güleryüz; “O aile Öğretmenevi’ne girerken, kendilerini depremzede olarak göstermemiş. Sohbet sırasında depremzede olduklarını öğrendim. İl Milli Eğitim Müdürümüz de onları yemeğe davet etti” dedi. Daha sonra Teftiş Kurulu Başkanı Erol Kaya ile çay içmeye çıktık. Çay içerken bir telefon geldi. Arayan Genç MÜSİAD Başkanıymış. Adı Burak Atıcı. Depremzedelere o yemeği onlar organize etmiş. Yüksek perdeden atarlı konuştu. Aklınca gazetecilik dersi vermeye kalktı. Ben de “Yazdığım yazıda ne sizin isminiz ne de derneği adı var. Konu Pervin hanımla ilgili” dedim. O da “Eskişehir’deki deprem yardım organizasyonlarını Pervin Hanım yapıyor. O olmasa Eskişehir’de hiçbir şey olmaz. Bu organizasyonları Valilik değil, Pervin hanım yapıyor” dedi. Bende “Gazeteciliği sizden öğrenecek değilim” diyerek, konuyu kapatmaya çalıştım. O da; “Senin yüzünü görmem lazım. Seni listenin başına aldım. Bu işler biraz bitsin, seninle görüşeceğiz” dedi. Ben muhatap olmayıp, telefonu kapattım. Daha sonra İl Milli Eğitim Müdürü Erol Kaya’yı aratarak, “Ayhan bey yanınızdaysa, gitmeden görüşelim” demiş. “Benim işim var. Ben gidiyorum” dedim. Erol Bey, “Müdür şimdi bana bir şey der. Lütfen bir gör öyle git” dedi. Bende ‘iyi görüşelim’ dedim. Odaya girdiğimde, Pervin hanımın masasında birileri vardı. Pervin hanıma; “Ben gidiyorum. Ne görüşeceğiz?” diye sordum. Sakallı bir genç bana; “Ben Genç MÜSİAD’ın Başkanı Burak Atıcı’yım” dedi. Beni telefonla tehdit eden şahıs ile beş dakika sonra VIP Salonda karşılaşmış olduk. Baba parasıyla dernekçilik yapan genç, müdürün de oturduğu masayı yumruklayarak, bana gözdağı vermeye çalıştı. Aklınca saçma sapan örnekler vererek, bana gazeteciliği öğretmeye kalktı. Pervin Hanım, kendisi tarafından davet edilen gazeteciye yönelik yapılan bu çirkin üslubu sadece izledi. Benimle odaya giren Teftiş Kurulu Başkanı, araya girip, ateşli genci sakinleştirmeye çalıştı. Ortam gerilmemesi için sakin olmaya çalıştım. En sonunda ben buraya ‘hakaret yemeye mi? geldim? Sen bana gazeteciliği mi öğreteceksin’ dedim. Dernekçi genç birden ayağa fırlayarak; “Sen bana nasıl terbiyesiz dersin” diye üzerime yürümek istedi. Teftiş Kurulu Başkanı Erol Kaya; “Sen ne yapıyorsun?” diyerek araya girdi. Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü Pervin hanımı savunarak, hakaretlerini sürdürdü. Yine “Seni listenin başına aldım. Seninle görüşeceğiz” diye aklınca çok ucuz mafya raconu kesti(!) Baktım, İl Milli Eğitim Müdürü Pervin Hanım, o gencin tavrından hiç rahatsızlık duymuyor. Odadan çıktım. VIP Salonu terk ederken, ‘meşhur olmaya hevesli genç’ arkamdan bağırarak, şovuna devam etti. Ertuğrul Dindar Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü olmuş olsaydı; o atarlı genç bırakın masaya yumruk vurmayı, sesini yükseltemezdi. Çünkü haddini aşmanın karşılığını(!) anında alırdı. Galiba, Genç MÜSİAD’cı yazdığım yazıda onun ve derneğinin adını geçirmediğim ve ona ‘depremzedelere yemek verdi’ reklamı yapma imkanı tanımadığım için bu kadar sinirlenmiş. Ayhan Aydıner 26 yıldır Eskişehir basınında. İlk defa tehdit almıyor. Eskişehir’de arsızların, hırsızların, ahlaksızların, tacizcilerin haberlerini hep yapıp, hep onları ifşa ettiği için tehditlere alışığım. Ayhan Aydıner ucuz mafya raconlarına pabuç bırakacak karakterde değildir. Bundan önce de olduğu gibi her zaman doğrunun, emeğin, alın terinin, iyinin, güzelin yanında olacağım. Yanlışın, hırsızın, arsızın, ahlaksızın ve çok sevdiğimiz kentimize kötülük etmek isteyenlerin karşısında olacağım...