Son zamanlarda çok konuşulan sihirli bir söylem. ’Yeni Dünya Düzeni’ içinde komplo teorilerini de barındıran ütopik bir söylem.

Öncelikle Yeni Dünya Düzeninin komplo teorisi olması dışında, akademik ve politik olarak bir kullanım alanı daha bulunuyor. Bu ifade, Soğuk Savaş'ın sona ermesi ve Sovyetler Birliği'nin 26 Aralık 1991 tarihinde dağılması ile değişen küresel güç dengeleri için kullanılıyor. Çift kutuplu olan dünyamız bu tarihten sonra tek kutuplu hale geldi. ABD bir kutbu, SSCB bir kutbu temsil ediyordu. Dünyada bir denge vardı. Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla bu düzen bozuldu. Sanki her şey ABD’nin güdümüne girdi. Dengeler bozuldu, silahlanma yarışı başladı. 

Bir komplo teorisi olarak Yeni Dünya Düzeni ise, gizli bir gücün dünya çapında tek bir küresel hükümet kurmak için perde arkasında çalıştığını öne süren bir teori var. Bu teorinin savunucuları, siyasi liderler, üst düzey finansal kuruluşlar Bu teoriye göre bireysel özgürlüklerin azaltılacağı iddia ediliyor. Onlara göre, savaşlar, ekonomik krizler ve siyasi değişiklikler gibi olaylar, bu planı ilerletmek için kasıtlı olarak düzenlendiği söyleniyor. Ancak, böyle bir planın varlığına dair güvenilir bir bilgi yok  

Yeni Dünya Düzeni komplo teorisi, birkaç temel kavram üzerine inşa edilmiştir. Bu teorinin özünde, genellikle bankerler, politikacılar ve sanayicilerden oluşan gizli bir seçkin grubun her şeye hükmeden dünya hükümeti kurmak için olayları yönlendirdiği iddiası var. Bu hükümetin milli sınırları ortadan kaldıracağı, küresel ekonomiyi kontrol edeceği ve tüm insanlığa tek tip bir ideoloji dayatacağı öne sürülür. Teori, genellikle gözetim korkuları, bireysel özgürlüklerin kaybı ve finansal sistemlerin manipülasyonu gibi endişeleri kapsar. Sovyetler birliğinin 1991 yılında dağılması, yeni dünya düzeni söylemine miat sayılıyor. Bu tarihten sonra ki gelişmelere bir bakalım. 

SSCB’nin dağılması ile Azerbaycan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan Türk Cumhuriyetleri hürriyetlerine kavuştular. 

Bosna-Hersek Savaşı ile bu savaş sonrasında Balkanlarda bulunan ülkeler yeniden dizayn edildi. 

Orta Doğu’da meydana gelen başlıca gelişmeler, 1990 ve 2003 Körfez Savaşları ve Arap Baharı ve Ortadoğu’daki gelişmeler ve değişimler meydana geliyor ve Ortadoğu yeniden şekillendiriliyor. 

11 Eylül Saldırıları sonrasında ABD güdümlü olduğunu düşündüğümüz, dünyanın çeşitli bölgelerinde meydana  gelen terör eylemleri Afganistan’ın işgali ve sonrasındaki gelişmeler. 
Irak ve Suriye’deki siyasi gelişmeler ile bu gelişmelerin Türkiye’ye siyasi yansıması, ortasında ülkemizin olduğu büyük göç sorunu. Bunların hepsi yeni dünya düzeninin parçaları. 

Ayrıca iklim değişikliği politikaları, yenilenebilir enerji kaynakları, uzay teknolojisi ve baş döndürücü hızla ilerleyen teknolojik gelişmeler de ilave edilebilir. Bunları çoğaltmak mümkün. 

İsrail telefon ve çağrı cihazlarıyla bir tuşla 42 kişiyi öldürdü 3500 kişiyi yaraladı. 

Ruslar Proton Nükleer Füze Üretim Merkezi kurdular. Bu füzeler sadece  Rusya’da  yok. Amerika, İngiltere, İsrail, Çin ve Japonya da var. Hindistan ve Kuzey Kore de bu kervana katılmak üzere. 

Bir kaynaktan aldığım bilgiye göre Amerika'nın sadece 43 çeşit hava aracı var. 4500 ad. F 16,1500Ad F 15 uçağının olduğu yazıyor. 

Avrupa ülkeleri başta olmak üzere diğer ülkelerdeki silahlanma yarışı hızla devam ediyor. 

Rusya’yı ezeriz, Amerika’yı yeneriz, İsrail’i sileriz gibi hamasi söylemleri bırakıp bu zorunlu yarışta bilimsel çalışmalara hız vererek yerimizi almak zorundayız. Bu konuda  yeteri kadar çaba, çalışma  yoksa bir de ekonominiz kötü ise, güçlü ülkeler karşısında tavizler vermek zorunda  kalırsınız. Yaşadığımız birçok olay da bunu gösteriyor. 

Yeni Dünya Düzeninde diş politika çok daha önemli hale geldi, hata yapma şansınız yok. 

Yazımı Ata’mızın bir sözüyle tamamlamak istiyorum. ‘Dış politika, iç teşkilat ve iç politikaya dayandırılmak mecburiyetin dedir. Yani iç teşkilatın tahammül edemeyeceği genişlikte olmamalıdır. Yoksa hayali dış politikalar peşinde dolaşanlar dayanak noktalarını kaybederler’(17.02.1923 İzmir İktisat Kongresi) 

Yeni Dünya Düzenin de Türk Cumhuriyetlerinin ve ülkemizin yerini alması temennisiyle… 

Sevgiyle kalın